Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri

İhsan Oktay Anar
Çok uzak zamanlarda değil, günümüzün otuz, bilemediniz elli yıl öncesinde, üstelik hep "ülkemizde" geçiyor Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri. Ancak... Sanki o zamanlardan ve o mekânlardan değil de, başka zaman ve mekânlardan, hatta başka dillerden aşina olduğumuz hikâyeler... Yani, Puslu Kıtalar Atlası'nı ve Kitab-ül Hiyel'i okumuş olanların tahmin edebilecekleri gibi, üzerine söz söylemesi zor, "içine dalması" keyif verici kitaplardan: Estetik'le oyun'un, mizah'la felsefe'nin bir edebî buluşması...
245 sayfa · İlk Yayın Tarihi: Şubat 1998
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

245 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Siz hiç ölümle oyun oynadınız mı? Ben oynamadım.Eğer bu incelemeyi okuyorsanız, siz de oynamamışsınız demektir.Çünkü ölüm, oynadığı hiçbir oyunu kaybetmez. İhsan Oktay Anar'ın hayal alemine bu kez
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
245 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İhsan Oktay Anar'ın kendine has üslubu ile yazdığı harika bir kitabını daha okudum. Cezzar Dede ile Ölüm'ün birbirlerine anlattıkları hikayelerden oluşuyor eser. Bu hikayeler oynadıkları oyunun bir parçası. Ölüm teklif ediyor bu oyunu Cezzar Dede'ye. Her hikaye birbirinden güzel. Felsefe hikayelerin içine işlemiş durumda ve dini betimlemelerle de zenginleştirilmiş. Hikayeler insanı alıp götürüyor, düşündürüyor, duygulandırıyor. Kimi aşk üzerine, kimi arayış kimi de Cennet. Yazarın okuduğum ilk kitabı olan Amat gibi bu kitap da beni çok etkiledi doğrusu. Sizlere de tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ölümle rekabet edilir mi? Yenileceğini bile bile. Ki ne krallar ne sultanlar kaybetmişken bu mücadeleyi. Ölüm'ün yüzü soğuktur. Duyguları mühürlüdür. Tıpkı insanlar arasında olduğu gibi Ölüm için de duygu objektifliğe zarar verir. Ölüm her zamanki görevini yerine getirmeye devam ederken bir gün Cezzar Dedeye sıra gelir. Ölüm ile Cezzar Dede anlaşma yapar. Seçtikleri her konudan birer hikâye anlatacaklardır. Fakat kazanan olmayacaktır, sadece anlatmanın zevki içindir bu hikâyeler. Korku, din, aşk ve cennet. Birbirinden güzel sekiz hikâye. Okurken sanki nineden, dededen eski hikâyeler, destanlar dinliyormuş gibi hissettiriyor. Masalsı, zamansız, kültürümüzü gözler önüne seren... Fakat ilginçtir İhsan Oktay Anar öyle bir üslupla yazıyor ki, günümüzden bir şeyler yazsa dahi ben kendimi geçmişte, Osmanlı'da buluyorum. Türk toplumunun kültürü, batıl inançları, çöpçatan teyzeleri, esnaflığı, inancı... Yine hepsi usta bir elden çıktığını hissettiriyor. Yazar bu kez kendini Ölümle kovalamaca oynarken buluyor, Uzun İhsan Ölümden her yerde kaçmayı başarıyor. Sonuçta diyeceğim o ki söz konusu İhsan Oktay Anar olduğundan söze pek hacet kalmıyor. Ne yazsa okurum, çünkü en basit olayı bile çok güzel, özgün bir biçimde anlatıyor, hakkını veriyor. İyi okumalar dilerim.
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
Masalcı Baba : İhsan Oktay
245 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Ölmemek için her gece kocasına masal anlatan Şehrazat’ın olduğu Binbir Gece Masalları’nın modern parodisi. Ölümle antlaşma yapan bir ihtiyar ve sırasıyla birbirlerine anlattıkları büyülü hikâyeler.Hayal gücünün ve ironinin sıkça kullanıldığı bir kitap. O yüzden sıkılmanız pek de mümkün değil. Bazı hikâyeler çok başarılı değil zaten kahramanların tepkisi de bu yönde oluyor. Yani kahramanların tepkileri okuyucunun tepkileriyle örtüşüyor. Aşktan, tasavvufa, ölümden, cennete hikâyelerin muhtevası. Çok mu mükemmel kitap hayır, ‘Sevgili Arsız Ölümle(Latife Tekin)’ ile başlayan Büyülü gerçekçi akımımızın en büyük ve en başarılı temsilcisi İhsan Oktay. Hikâye türüyle bir türlü barışamadım. Bunun birinci sebebi olay örgüsünün yeterince olgunlaşmadığını hissetmem, ikinci sebebi ise hikâyelerin kısa olmasından dolayı kitapla bağ kuramamam. İhsan Oktay türdeki bu aksaklıkları görmüş olacak ki hikâyeleri İhtiyar ve Ölüm vasıtasıyla gerçekçilikten uzak bir şekilde masalvâri anlatıyor. Bir nebze Binbir Gece bir nebze Decameron.
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
245 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Oktay İhsan Anar, tarihi, felsefeyi ve fantastik öğeleri kitaplarında harmanlayan, kurduğu kurgu evrenini en iyi yöneten yerli yazarlardan birisi, hatta bana göre en iyisi. Okurken tarihin
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
Efrasiyab'ın Hikayeleri
245 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
İhsan Oktay Anar'dan okuduğum ikinci kitaptı. Kendisi felsefeci olduğundan olsa gerek okurken bol bol düşüncelere dalıyor insan. Korku hikayeleri, dini hikayeler, aşk hikayeleri... Birbirleriyle örülmüş ilginç bir yöntem seçilmiş: Ölüm ihtiyarı götürmeye geliyor, karşılıklı hikaye anlatıyorlar. Hikaye bitinceye kadar yaşama şansı tanıyor. Bir o anlatıyor bir o. Yani bir nevi hikaye atışmasına dönüşüyor. Aslında hikayelerden oluşan bir kitap yerine romanlaştırılmış. Kitabın arkasında yazan, "Estetikle oyun'un, mizah'la felse'nin, tarihle mistisizm'in edebî bir buluşması... " saptaması çok doğru geldi bana. "Puslu Kıtalar Atlası" nda olduğu gibi bolca Arapça, Farsça kelimenin kullanılması biraz zorlasa da yine de okuması kolay ve akıcı geldi bana. Çokça şey öğrendiğim bir kitaptı. Okuyanı bol olsun...
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
245 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yazarı bir kez okudum ve müptelası oldum. Okumayı bekleyen onlarca kitap arasında sürekli elim
İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay Anar
kitaplarına gidiyor. Yerli ve milli kurgu yazarları arasında ilk sıraya yerleşti bende. İskender Pala da çok severim ama sanırım, İhsan Oktay Anar onu da tahtından etti gönlümde. Hatta daha da abartıyorum ve diyorum ki
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
işine bak kardeşim, gerçeküstücülük benim için budur. Tabi sebep yazarın kitaplarında bizim kültürümüze göre mistik bir hava oluşturması. Gelelim kitaba, ölüm aslında
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
dan adına aşina olduğumuz Uzun İhsan 'ın peşinde, o sırada Cezzar Dede'nin de canı alınması gerekiyor. Başlıyorlar küçük bir hikaye anlatma oyununa... Her hikaye karşılığında dedenin bir saat ömrü uzuyor. Hikayelerin Efrasiyab'la ilgili olduğunu düşündürüyor kitap adı, ama değil. Korku, aşk , din üzerine. Okumaktan inanılmaz bir keyif aldım. Merak edenlere tavsiyedir. Kitapla ve sevgiyle...
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
"...ve gülümseyen herkes cennete bakıyor demektir."
242 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
》Ölüm... Adını duyunca hepimizin ürktüğü, hep bizden uzak olmasını istediğimiz o korkunç kelime, o korkunç hissiyat... Öleceğini bile bile yaşayan ve yaşamak zorunda olan yegane varlık olan insanın
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
Ölüm Hikaye Anlatsaydı Dinler Miydiniz ?
245 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Popüler olmadığı için dinlemezdiniz. Tıpkı popüler bir hesabın kaleme almadığı için okunmayacak olan şu inceleme gibi. Eski binaların gıcırdayan tahtaları üzerinde gezinen hortlaklar, küçük
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma
245 syf.
7/10 puan verdi
Yazarın farklı bir tarzı var ben seviyorum ama daha kolay okunabilir roman severleri biraz zorlayabilir. Bu nedenle herkese uygun olduğunu sanmıyorum. Yanlış kitaplar okumak insanların okuma alışkanlıklarını başlamadan bitirebilir. Bu sebeple uyarmak zorundayım. Cezzar Dedenin canını almaya gelen ölümün, her hikaye karşılığı ömrünü bir saat uzatması ve ölümü güldürdüğü ve ya ağlatabildiği an da canının bağışlanacağı üzerine hikayeler anlatması ile geçen bir kitap. Tarih, felsefe, fantastik olaylar.. ne ararsanız var.
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri
Efrâsiyâb'ın Hikâyeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20246,2bin okunma

Yazar Hakkında

İhsan Oktay Anar
İhsan Oktay AnarYazar · 9 kitap
Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde tamamladıktan sonra, aynı bölümden 2011 yılında öğretim üyesi olarak emekli oldu. 1995 yılında yayımladığı Puslu Kıtalar Atlası isimli ilk romanı, yirmiden fazla dile tercüme edildi ve hem içerik hem biçim olarak pek ilgi görüp beğenildi. Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri adlı romanı da İngiltere'de tiyatro oyunu olarak uyarlandı ve sahnelendi. Anar, 2009 yılında Erdal Öz Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. İhsan Oktay Anar, 1960 yılında İstanbullu bir ailenin en küçük çocuğu olarak Yozgat'ta dünyaya geldi. Babası Mehmet Sait Bey, TEKEL'de müskirat eksperi, annesi Bedia Hanım ise memurdur. Süheyla ve Füruzan adlarında iki ablası vardır. Anar'ın ataları, 1893'te Kazan'dan İstanbul'a gelmiştir. Büyükbabası Abdullah Almaçov, ilahiyat tahsili yapmak için Fatih Medresesi'ne gitmiş ve burada müderrislik yapmıştır. 3 Mart 1924'te, Tevhîd-i Tedrîsât Kanunu ile medreselerin kapatılması sonucu medreseden ayrılmıştır. İstanbul'a yerleşen Anar'ın büyükbabası, Soyadı Kanunu ile "Anar" soyadını almıştır. İhsan Oktay, bu olayı şöyle anlatır: "...Anar soyadını amcam bulmuş. Amcam bir Rum kadınına âşık olmuş, ama kadın ona karşılık vermemiş ve 'Seni hiç unutmayacağım, daima anacağım.' adında (anlamında) Anar soyadını seçmişler..." Anar, babasının mesleği gereği ilk ve ortaokulu İstanbul'da okumuş; lise çağlarında İzmir'e taşınmıştır. Burada Karşıyaka Erkek Lisesi'ne başlamış ancak tamamlayamadan okuldan atılmıştır ve lise eğitimini Akşam Lisesi'nde tamamlamıştır. Akşam Lisesi'nde eğitim almaya başlayan Anar, gündüzleri tabela boyamaya başlamış; bu işi üniversiteye kadar devam ettirmiş ve üniversiteyi kazandıktan sonra da bırakmıştır. Lise eğitiminden sonra Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne devam eden Anar, askerlik görevini ertelemek için aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine devam etmiştir. 1995 yılında askerliğini teğmen olarak yaptı ve Kuzey Irak Harekâtı'nda görev yaptı. Yüksek lisans sonrası Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne araştırma görevlisi olarak atandı ve 2011 yılında emekli oldu. Anar, felsefe bölümü öğrencisi olan Özlem Hanım ile 1999'da evlendi. Okuldan çok kütüphaneye giden Anar, bu nedenle Karşıyaka Erkek Lisesi'nden atılmıştır. Çalışmalarını roman alanında yoğunlaştırmış ve 2018 itibarıyla toplam yedi romanı yayımlanmıştır. Anar'ın 1991'de yazdığı ve yayımlatmak için dört sene boyunca çeşitli yayınevleriyle görüştüğü Tamu adında yayımlanmamış bir romanı da mevcuttur. Romanları genellikle göndermeler içermektedir. Kabaca birkaç örnek vermek gerekirse; ''Amat'' romanındaki İsrafil adlı çocuğun gemi borazancısı olup diriliş düdüğünü çalışı, kıyamet günü Sûr'a üfleyecek İsrâfil'i; alt ambar ise toprak altını ve kabiri sembolize etmektedir. Anar'ın ilk hikâyesi, Mor Köpük dergisinde yayımlanan "Kâfirler İçin Apologia"dır. Aynı dergide, 1985 yılında "Rabnûmâ" başlığıyla bir diğer hikâyesi daha neşredildi. "Yavuz Sultan Selim Han Efendimizin Çaldıran Meydan Muharebesi" başlıklı hikâyesi, Yapı Kredi Yayınları (YKY) tarafından çıkarılan Kitap-lık dergisinde yayımlandı. Yiğit Değer Bengi tarafından hazırlanan 1002. Gece Masalları adlı kitapta "İnşaat İşçisi Rıfkı'nın Dehşet Verici Akıbeti" isimli bir öyküsü yer aldı.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.