Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

245 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ölüm Hikaye Anlatsaydı Dinler Miydiniz ?
Popüler olmadığı için dinlemezdiniz. Tıpkı popüler bir hesabın kaleme almadığı için okunmayacak olan şu inceleme gibi. Eski binaların gıcırdayan tahtaları üzerinde gezinen hortlaklar, küçük çocukların kanını emerek yaşayan canavarlar, Kral Midas'ın hazineleri... Cezzar Dede ile Ölüm'ün karşılıklı birbirine anlatarak oluşturduğu dünyanın motiflerinden birkaçı bunlar. Okurken odanızın içinde bir şeyler tıkırdayabilir, bir anda ışıklar sönebilir kendinizi gotik bir atmosferin içinde bulabilirsiniz bu yüzden. Aslında Cezzar dede gibi Ölüm'le oturup karşılıklı hikâyeleşmek isterdim şu karantina günlerinde. Çünkü kitabımızın baş karakteri "Ölüm" gibi ölüm de son zamanlarda fellik fellik her yerde Uzun İhsan Efendi'yi arar gibi bizi arıyor. Tek farkı adının Coronaya çıkmış olması. Oysa Corona'dan önce de ölüm hep vardı sadece can alma şekilleri farklıydı. Dünyamız küreselleşip totaliter bir cehennemin içine hapsolunca ölüm de tek tipleşti artık. Hatta fark ettiniz mi artık ölümün mistik boyutu yok sadece ekrana yansıtılan istatistikler var. Efrasiyab'ın Hikayeleri çok katmanlı, metaforlarla yüklü, hikâye içinde hikâyelerle bezeli bir anlatı. Cezzar dedenin hikayelerinde yaşamın sıcak, güneşli yüzü temsil edilirken; ölümün anlattığı hikâyelerde dünyanın soğuk, acımasız yönü tarif edilmiş. Tema korku, din ve aşk. Hikayelerde bu kavramlar çok iyi sorgulanmış. Güldüren olduğu kadar düşündüren satırlar arasında. Ölüm'ün ablası olarak Uyku'nun bir karakter olarak işlenmesi İhsan Oktay Anar'ın o ustalıklı kurgusuna sadece bir örnek. Ayrıca kitap tamamen yok olmakta olan masal kültürüne, dijital dünyanın sanal gerçeklikle zihinlerini köreltmediği o hayal ve oyun dünyası zengin bir kuşağın, telefonlara gömülerek değil bulutlara bakarak hayal kuran bir kuşağın uykudan önceki o arşivlik masal kültürüne de ışık tutuyor ve inceden bir selam duruyor. Ölüm hep pusuda bekler. Peki ya Cezzar Dede anlattığı hikâyelerle Ölüm'den zaman kazanabilecek mi? Her hikâyenin bir sonu var. Bu kitabın bir sonu olduğu gibi bu yaşamın da bir sonu var ama şimdilik okumaya devam. Nerede kalmıştık. Cezzar Dede bana Kitab-ul Hiyel veya Galiz Kahraman arasında seçim yapmamı istiyor ama bir yanda Ölüm'ün ablası Uyku ise uyumamda ısrar ediyor. Aslında yaşamak dediğimiz şey bile bir kurgu değil mi kendimiz ürettiğimiz? Uyku veya Ölüm ne fark eder. Tıpkı Cezzar Dede'nin söylediği gibi: "Ebedî bir uykuda, ebedî düşler vardır. Cennet, düşlerin olduğu yerde değil midir? Sadece, bir düş bitip diğeri başlayacak işte."
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185,4bin okunma
·
117 görüntüleme
feyza okurunun profil resmi
Suskunlar'dan sonra çok sevdiğim yazarlardan oldu Ihsan Oktay Anar. Bunu da merak ettim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.