Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

242 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"...ve gülümseyen herkes cennete bakıyor demektir."
》Ölüm... Adını duyunca hepimizin ürktüğü, hep bizden uzak olmasını istediğimiz o korkunç kelime, o korkunç hissiyat... Öleceğini bile bile yaşayan ve yaşamak zorunda olan yegane varlık olan insanın hiç gelmeyeceğini düşündüğü, ama sonunda onu bulacak olan en acı gerçeğimiz... 》Ölümle oyun oynanır mı? Oynayan olmuş mudur hiç? Mesela bir arabaya binip adrenalin tutkumuza yenik düşüp hız yapsak, kendimizi ölümün kollarına bırakmış olmaz mıyız? Elbette tehlikeli bir durum olduğu için kurtulmak kadar ölmek de ihtimaller arasında. 》İşte bu kitapta da ölümle oyun oynayan bir adamı görüyoruz. Dünyaya insan kılığında gelmiş olan Ölüm, Cezzar Dede adındaki bu adamın canını almaya geliyor. Ama torunları dedelerinin gitmesini istemediğinden Ölüm de Cezzar Dede ile bir anlaşma yapıyor. Anlaşma şu şekildedir: sırayla birbirlerine hikaye anlatacaklar ve Ölüm de her hikaye için Cezzar Dede'nin hayatına bir saat daha ekleyecek. 》Birbirlerine: Güneşli Günler ve Bidaz'ın Laneti adlarında korku temalı, Bir Hac Ziyareti ve Dünya Tarihi adında din temalı, Ezine Canavarı ve Hırsızın Aşkı adında aşk temalı, Şarap ve Ekmek, Gökten Gelen Çocuk adında cennet temalı 8 hikaye anlatıyorlar. 》Hikaye anlatımları Ölüm ve Cezzar Dede mahalle mahalle gezerken başlıyor ve devam ediyor. Çünkü Ölüm aynı zamanda yazarın kendisi olarak kitaba koyduğu Uzun İhsan adında birinin daha canını almalıdır. Kitap boyunca sürekli ellerinden kaçırdıkları bu karakteri, Puslu Kıtalar Atlası'nı okuyanlar bilirler. Tanıdık bir ismi bu şekilde tekrar görmek hoş bir detay olmuş. Bir de ölüm ve cennet konusuna oldukça atıf yaptığı bir kitap olarak Uzun İhsan'ı ararken geçtikleri mahallelerin isimlerini koyarken cennetin kapılarının isimlerinin kullanılması da güzel detaylardı. 》Uyku... Yarı ölüm hali diye nitelenir genelde. Kitapta uyku karakterinin ölümün kız kardeşi olarak karşımıza çıkmasını da oldukça yaratıcı buldum. 》Kitapta ölüm yüzünde maskesi olan, yüzü mühürlenmiş, ifadesiz, mimiksiz, duygusuz biri. Onu yenmenin tek yolu da onu gülümsetebilmek. Cezzar Dede'nin ona söylediği "Senden korkmalarının sebebi, bana kalırsa şu asık suratın! Baksana! Yüzünden düşen bin parça. Ayrıca hiçbir ifade görünmüyor. Kısacası, duygunun zerresi yok. Bu halinle insanlar elbette korkar senden!" cümleleri birçok insana da hatırlatma niteliğinde sanki. 》Ayrıca kitap tamamen yok olmakta olan masal kültürünü, dijital dünyanın zihinleri köreltmediği o hayal ve oyun dünyası zengin kuşağın yavaş yavaş kaybolmasını, telefonlara gömülerek değil, bulutlara bakarak hayal kuran o kuşağı hatırlatıyor bizlere. 》İhsan Oktay Anar'ı okuyanlar bilir. Çok kendine has bir tarzı vardır. Kimine karışık ya da ağır gelebilir. Sıradışı kurguları olan, içinde muhakkak fantastik, mistik öğeler barındıran, hem tarih hem felsefe hem din hem polisiye kokan masal tadında kitaplardır. Upuzuuuuun ama okunduğunda kendine hayran bırakan cümleler ve eski kelimeler hep vardır. Ama bitirdiğinizde mükemmel bir kitap tohumunu zihnime ektim demekten alamazsınız kendinizi. Okuduğunuzu hissettirir yazar. 》Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel ve Galiz Kahraman'dan sonra okuduğum dördüncü kitabı oldu benim de. Çok beğendim, çok keyif aldım. 》Bu hikayenin sonu Cezzar Dede'yi mi mutlu edecek Ölüm'ü mü, Uzun İhsan yakalanacak mı, ölüm ne zaman geldiğinde doğru zamandır, ölüm hep üzer mi, yoksa hayatın bir gerçeği olarak onu kabul etmekte yeterince irade gösteremiyor muyuz? gibi birçok sorunun cevabini okuyunca alacaksınız. Ben daha fazla detay vermeyeyim :) Sonunda ölüm olacak da olsa iyi insan olun, mutlu yaşayın efendim...
Efrasiyab'ın Hikayeleri
Efrasiyab'ın Hikayeleriİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20185,4bin okunma
··
195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.