Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

300 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Genel değerlendirme
Merhabalar, Kemal Tahir'in kalemi ile tanışma kitabım olan Kurt Kanunu, Mustafa Kemal Paşa'ya 1926 yılında İzmir'de yapılması planlanan suikast girişimi etrafında şekillenirken İttihat ve Terakki üyelerinin iç çatışmasını ve hesaplaşmalarını da içeriyor. Bu girişim etrafında; Takrir-i Sükûn Kanunu, çok partili hayat, saltanat ve halifelik, İstiklal Mahkemeleri gibi dönemin kavramları ve olayları hakkında insanların bakış açısından bilgi sahibi oluyorsunuz. Kitabın anlatısının kurgu olmayıp yaşanmış ve kaleme alınırken üzerinde fazlaca değişiklik yapılmamış olduğunu söyleyebiliriz. Bu yönüyle kitaba belgesel roman / tarihsel roman tabirini uygun bulmuşlar. Kurt Kanunu, türünün kurallarını ihlal edişiyle de klasik tarihsel romanlardan farklılaşarak ortaya kendine özgü semptomlar koymuştur. Kitap adı kadar ünlü şu epigrafla başlar: "Kurtlukta düşeni yemek kanundur." Roman epigrafla uyumlu olarak İzmir Suikastı hazırlıklarını, komplonun başarısızlığı dolayısıyla hem suikastçıların hem de olayla ilişiği kesinleşmemiş bazı İttihatçıların tutuklanması ve İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanmalarını, özellikle Abdülkerim (Abdülkadir Bey, Ankara Valisi) ve Kara Kemal (Ahmet Kemal, İaşe Nazırı) karakterinin kaçış öykülerini ele alır. Kitaba da adını veren epigrafın kaynağıyla ilgili şu bilgiyi paylaşmak isterim. Olayın Türklükle ilgisi töreden kaynaklanır. Kurtlar doğası gereği bir lider ve etrafındaki sürüsünden oluşur. Av bulunamadığı ve sürünün aç kaldığı durumda sürünün zarar görmemesi için her kurt kendi etrafında döner, adeta dans ederler. Bir ölüm dansı, kurt dansı. Bildiğimiz Kurt Kanunu. Dansın sonunda yorulan ve yere düşen kaybeder ve sürüsüne yem olur. Üç bölümden oluşan kitapta her bölüm başka bir karakterin ağzından anlatılır: 1.Bölüm: Kanlı Tuzak (Abdülkerim Bey) 2.Bölüm: Sürek Avı (Kara Kemal Bey) 3.Bölüm: İnsanlık Sorunu (Emin Bey) Bu bölümlerde yalın bir dil ve Türkçe'ye olan hakimiyeti vesilesiyle süslü anlatımlardan, uzun tasvirli paragraflardan uzak durarak samimiyetiyle toplumsal olayları ve kişileri anlatan Kemal Tahir, dönemi ayna misali bizlere yansıtmaya çalışmıştır. Yazar dünya edebiyatından esinlendiğini ve edebi düzeyinin yüksek olduğunu romanındaki yer verdiği sözler ile göstermiştir. Bunca memleket ve millet meselesi yanı sıra, Tahir'in kadınlara da sıkça değindiğini görebiliyoruz. Zamanın genelinde olduğu üzere o dönemde de cinsel obje olarak görülen kadınlar ve anaç Anadolu kadınları eserde yer almıştır. Kısırlığın kadına özel gösterilmesi, imam nikahı ile kadınlar üzerine eş alma, eşe yapılan olumsuz davranışlar ile dönemin genel fikir arka planına ışık tutuluyor. Kişisel görüşlerim genelinde kitabın başından sonuna zihnime kanca gibi taktığı soruları sıralayınca "Sorumluluk nedir?", "Kimler sorumluluk duyar?", "İnsanı sorumluluk kısıtlar mı veya özgürleştirir mi?", "İnsan sorumluluktan kaçabilir mi?" sorularını söyleyebilirim. Peki cevap bulabiliyor muyuz? Bunun cevabını, kitaptaki Emin Bey ve Perihan Hanım (Küçük abla) karakterlerinin karşıt görüşlerini belirterek arayışı sizin 'sorumluluğunuza' bırakıyorum. 1969'da büyük ses getirmiş Kurt Kanunu'na çokça eleştiri gelmiştir. Tahir'in dönemin sol aydın kesimi tarafından dışlanmasına sebebiyet verdiği söylenir. 1973'te Tahir'in ölümünün gecesi Mehmet Barlas'ın evindeki yemekte sohbet akışıyla konunun geldiği Kurt Kanunu kitabına gelen eleştiriler arasında Mete Tunçay, kitabı tarihi çarpıtmakla suçlar. Tartışma hararetlenir ve Tahir fenalaşır, evine döndüğü bu gecenin sabahında vefat eder. Aynı gece bu mecliste olan İsmail Cem'in ağzından aktarılan şu sözlerle incelememi bitirmek isterim. “(…) Kemal Tahir’i son gecesinde dinlerken, sözlerinin bir çeşit vasiyet özelliği taşıyacağını nasıl bilebilirdik?” “Sizler gençsiniz,” demişti ölümünden önce. “Size şunu belirtmek istiyorum. Hayatım boyunca bir sistem dahilinde düşünmeye çalıştım. Sistemden ayrılmadım. Yazdıklarım bir rastlantının sonucunda değil, sistemli düşüncenin sonucunda bulunmuştur. Bundan ötürü doğrultumda yanlışa düşmedim; olaylar söylediklerimi doğruladı. El yordamıyla değil, bir sistem içinde düşünmelidir insan.” “(…) İnsanlar yanlış yapabilir, ama çok çekmiş insanlar talihlidir bir bakıma. Yanlış yapmaları daha zordur. Benim geçtiğim yollarda kendini tüketen ve benim çektiğim acılardan geçen insanlar doğrulara daha kolay erişebilir. Yazdıklarımı bir gün tarih yargılarsa, bu ilişkiyi mutlaka görecektir. Romanlarımın doğruluğunu ortaya koyacaktır.” “Ben romanlarımda dünü yazdım. Ama romancı dünü yazarken kendi gününü yansıtır bir bakıma. Hatta gelecek için yazar.” Ve bu sözlerle noktalamıştı son gecesini Kemal Tahir.” Saygılar, sevgiler, selamlar!
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · Ketebe Yayınları · 20224,438 okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.