Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
·
Puan vermedi
Üçüncü Dünya Savaşı sonucu dünya üçe bölünmüştür: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Hikayenin konusu; Okyanusya’da geçmektedir. Okyanusya iktidar partisinin sloganı “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür”. Gerçeklik duygusu partinin “çiftdüşün” olarak adlandırdığı bir düşünce biçimi ile manipüle edilmektedir. Çiftdüşün, iki çelişik düşünceyi zihinde aynı anda bulundurabilmek, ikisini de kabullenmek anlamındadır. Böylece zihin bir kavram çorbasına dönüştürülür. Okyanusya’nın dili sadeleştirilmektedir. Sözlükten zıt kelimeler (“Kötü” yerine “iyi değil” kullanılıyor) ya da eş anlamlı kelimeler, anarşist yapılanmaya sebep olabilecek kelimeler çıkartılmaktadır. Böylece kimse Büyük Birader’e muhalefet yapamayacaktır. Dil düşüncenin yansıması olduğuna göre düşünce kodlarını iktidar belirlemeli, zihinleri dilediği gibi biçimlendirmelidir. Dil güçlü olmazsa, iletişim eksikliği olur. Bu da iktidarın işine gelir. Kitabın ana karakteri Winston Smith, Julia ile yaşadıkları aşk neticesinde içinde yaşadığı sistemi sorgulamaya başlar ve isyan eder. Çünkü duygular, insanları mekanikleşmeden kurtarır. Zaten tam da bu yüzden Okyanusya’da aşk yasaktır. Evlilikler partinin onay verdiği kişiler arasında, sadece üreme amaçlı gerçekleştirilir. Çocuklar ailelerini ihbar etmeye yönlendirilir. Böylece aile bağları kopar ve birey güvenecek kimseyi bulamaz. Evlerin içine konulan tele ekranlar ile yüz mimiklerine kadar her şey gözetim altındadır. Her şeyi duyan bilen gören bir Büyük Birader vardır. BB’e karşı yapılacak en küçük eleştiri ya da itiraz hainlikle suçlanmaktadır. Yanlış düşüncelerde olanları düşünce polisi yakalar ve buharlaştırır. Okyanusya’da dört bakanlık kurulmuştur: Barış Bakanlığı savaşın, Gerçek Bakanlığı yalanların, Sevgi Bakanlığı işkencenin, Varlık Bakanlığı yoklugun bakanlığıdır. Barış Bakanlığı, “Savaş barıştır” prensibiyle bir muhalefet durumunda, kitleleri susturmak ve toplum düzenini sağlamak için bir savaş çıkartmaktadır. Gerçek Bakanlığı, “Bugünü kontrol etmenin yolu tarihi kontrol etmekten geçer” prensibiyle gerçekler saptırılarak tarih yeniden yazılmaktır. Gazete haberleri liderin istediği söylemde değiştirilmektedir. Bellekler zayıflatılınca, içinde bulunduğumuz an daha önemli olur. Sevgi Bakanlığının işi, nefret üretmektir. Ülkede sevilmesi gereken tek bir kişi vardır: Büyük Birader. Toplum birbirinden nefret etmelidir. Varlık bakanlığı insanların azla yetinmesini sağlayan bakanlıktır. O Brien temsilciliğindeki sistem, anarşistliğe yeltenen Winston’a en büyük korkusu ile işkence eder. Korku psikolojisi ile ortaya çıkan travma sonucunda, Winston içi boşaltılmış bir şekilde tekrar sisteme dahil edilir. Böylece, toplumun bütünü içinde birey yok edilmiş olur. Ayrıca kitapta kullanılan renkler de önemli. Renkler hep soluk, siyah, gri. Herkes mavi giyer, büyük birader siyah-beyaz görünür. Sadece proleterlere gittiğinde makyaj yapan kadın vasıtasıyla boya ve renkten bahsedilir. Çünkü; renklilik çeşitlilik demektir ve iktidar çeşitlilikten hoşlanmamaktadır. Kitapta bahsedilen kontrol mekanizmaları günümüzde gerçekleşti. Gelişen teknoloji yüzünden cep telefonları aracılığıyla kişiler izlenip dinlenebiliyor. Ayrıca Tweeter, Facebook, Instagram, imzalanan kampanyalar, ve mobesalar vasıtasıyla gözetlendiğini bilen toplumun hipnoz edilmesine sebep oluyor. Yine gerçekleşmekte olan başka bir durum: Günümüzde telefon mesajlaşmalarında kelimelerin kısaltılması. Bu kısaltmalar devam ederse, düşünceler de sonuç ve an odaklı olacak ve zamanla duygular da yok olacaktır.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,6bin okunma
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.