25-31 Mart kütüphane haftası münasebetiyle Kaymakamlığımızın ve Halk Kütüphanemizin ortak düzenlemiş olduğu programda ilçe’de en çok kitap okuyan 1.kişi olarak Cumhuriyet Başsavcımızdan tebrik ödülümü aldım.☺️ Kütüphaneler, insanlığın hazine odasıdır. Bilgiyi aramak için yola çıktığınızda, kütüphaneler sizin en iyi rehberinizdir.🌸
Suikast Bürosu ,adı üstünde suikast düzenleyen ve daima kesin sonuç elde edilen bir kuruluştur. Yönetici şefi, bir çok şehirde bulunan şubeler kurmuş ve elemanları bizzat kendisi eğitmiş ve testten geçirmiştir. Bu çalışanlar her biri yüksek eğitimli ve felsefe yapmayı seven ve etik düşkünü kişilerdir. Büronun prensibi daima; etik anlayış, doğruluk ve dürüstlüktür. Ayrıca öldürülecek kişi suçu araştırılıp büro tarafından onaylandığı takdirde, bu kişi kim olursa olsun, geri dönüşü yoktur. Kendilerince her cinayeti haklı gösteren, büronun doğruluğunu kanıtlayan düşünceleri vardır. Ta ki düşüncelerini alt üst edecek biri, şefin karşısına çıkana kadar...
Jack London'ın 'Suikast Bürosu' eseri böyle bir büronun varlığı ve tanıtımıyla başlayıp, çok farklı bir kurguyla, sürükleyici ve merak uyandırıcı bir anlatımla devam ediyor.
Dönemin en büyük gerilim romanı olarak tasvir edilen eseri maalesef Jack London yarım bırakmış. Yazarın kitabı tamamlamak için aldığı notlardan ve eşinin sonu için hazırladığı taslaktan yararlanarak; 1963 yılında Robert L. Fish 'Suikast Bürosu' nu tamamlamış.
Konu çok ilginç ve yaratıcı fakat büyük ölçüde yazar değişikliğinden kaynaklı, sonlara yaklaştıkça yetersizlik hissettiriyor. Devamı yazılmasa olduğu gibi, gizemli kalsa belki daha etkileyici olabilirdi.
Suikast BürosuJack London · İthaki Yayınları · 20131,721 okunma
Kitaplar olsun veya olmasın, içlerindeki eski gerçekler tekrar keşfedilecek, eski yalanlar tekrar devreye girecek, orada yazılan yaşantılar tekrar yaşanıp sonraki kuşaklara aktarılacak…
İnsanoğlu uygarlık yolundaki kanlı ilerleyişine başlamadan önce, ilkelliğin karanlığına giderek daha çok batmaya mahkûmdur. Sayımız artınca ve herkese yer olmadığını hissettiğimizde birbirimizi öldürmeye başlayacağız.
"Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider."
Diyor
Jack London ve şöyle devam ediyor: "Aynen öyle, köpükler gibi, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil."
Yazarın bu sözleri, bizlere kitabın ana fikrini veriyor. Son derece gelişmiş teknolojiye sahip uygarlığın, kültürün, üretimin en önemlisi de insanın varlığının bile sabun köpüğünden farksız olduğunu etkileyici bir biçimde gözler önüne seriyor.
Kızıl Veba
Kızıl Veba,
Jack London'un 1912 yılında yayımlanmaya başlayan kitabı. Jack London bu kitabıyla "kıyamet sonrası" edebiyatın öncüleri arasına girmiş. Kitapta 2013 yılında ortaya çıkan Kızıl Veba salgını anlatılıyor. Salgının seyrini, insanların yok oluşunu Profesör James Howard Smith yani Granser'in torunlarına anlatması yoluyla öğreniyoruz.
Her şey yolunda giderken, teknoloji ve ulaşım son derece gelişmiş düzeydeyken birden salgının ortaya çıkışıyla her şey alt üst oluyor. Kızıl Veba, ilk belirti olarak yüksek ateş ve yüzün kızıla dönmesi şeklinde görülen bir hastalık. Bu hastalık öyle hızlı bir hastalık ki ilk belirtisi görüldükten on beş dakika sonra o kişi ölüyor. Bu yüzden milyarlarca insan ölüyor ve böylece uygarlık ilk çağlara geri dönüyor.
Eser Jack London'ın okuduğum altıncı kitabı. Yazarın her okuduğum kitabında beni apayrı dünyalara alıp götürmesini seviyorum.
Kesinlikle tavsiye ettiğim şahane bir eser Kitapla kalın kitap dostları.
Not: Kitabı bu şekilde anlatınca sanki sonunu söylemişim gibi görünüyor ama okumaya başladığınızda göreceksiniz ki kitap zaten sondan başlıyor.
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,1bin okunma