Gönderi

Nihayet önde babalarımız, arkalarında çocukları, o farklı günün sabahına ulaşmış olanlarımız, her zaman gittiğimiz mahallenin camisine değil, uzaktaki birine, ulu camiye doğru, sıra sıra yürüyorduk. Ne kadar çarpıcı bir namazdı o! Buna rağmen, hocalar ne kadar uzun konuşuyorlar ve biz çocukları anlamaktan uzak duruyorlardı! Ama kanırtarak da olsa, o da geçiyordu. İnsanlar birbirinin hatırını sormak için ne kadar da oyalanırlarmış! Bir “bayramınız mübarek olsun!” demek için ne çok zaman gerekliymiş! Ama onlar da geçiyordu ve nihayet evlere dönülüyordu.
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.