Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

LÂİK KESİM, CİNSELLİK ve BATI...
- "Çıplaklık arttıkça sapıklık da artıyor. Fakat lâik kesim bu tesbite katılmıyor. Onlara göre çıplaklık arttıkça sapıklık azalır. Tıpkı Batı’daki gibi. O yüzden çıplaklık artmalı, normalleşmeli, ama sapıklık olmamalıdır. Buna rağmen hep birlikte yaşadığımız bir vakıa olarak, çıplaklık arttıkça sapıklık da artıyor. Laik kesim nerede yanılıyor? Her seferinde olduğu gibi, Batı’ya doğru bakmıyorlar. Onu bir süreç olarak değil, bir sonuç olarak görüyorlar. Surat tanımayı insan tanıma zannediyorlar. Batı’da bir normalleşme, bir denge olduğu doğrudur. Ama bu yüzlerce yıllık bir teamülün, verilen binlerce kurbanın ve çekilen acıların bir sonucudur. Üstelik göründüğü kadarı olan bir sonuç da değildir; binlerce trajedinin üstünü örtmüş bir sonuçtur. Batı bugüne bir günde gelmedi. Bir Hıristiyanlık kâbusu yaşadı. Bu kâbusun bir parçası olarak derin cinsel bunalımlar yaşadı. Batı’da sadece bir tek eşlilik süreci değil, bir “mutlak eşlilik süreci” yaşandı. Çocuğu olmayan İngiliz kralı eşinden boşanamadığı için İngiltere mezhep değiştirdi. Rusya mezhep değiştiremediği için Bolşevik ihtilâline uğradı. Reformasyon ve mezhep savaşlarında yüzbinlerce insan ölürken, bunun tek sebebi değilse bile önemli sebeplerinden biri de yaşanan cinsel bunalımlardı. Batı bu bunalımlarla mücadele etmenin bin bir yolunu denedi. Her yeni yol, binlerce acıya yol açtı. Her yeni yol, başka bir yeni yolun tepkisine uğradı. Bizde bu süreçlerin hiçbiri yaşanmadı. Klâsik İslâm tarihinde cinsel sorun diye bir şey görülmedi. Hem kız, hem erkek ergenlik çağına girdiğinde evlenebiliyor, gerektiğinde boşanabiliyor, istenirse çok eşli aileler kurulabiliyor veya cariye hukukuna başvurabiliyordu. İslâm toplumunda fuhuş ve tecavüz vakaları, son döneme kadar çok yaygın değildi. Batı’da ise -neredeyse günümüze kadar uzanan bir süreç hâlinde- her savaş tecavüzle sonuçlanıyordu. Hele 20. yy’ın ortasında Nazilerin diğer Avrupalılara, Bolşeviklerin Almanlara tüm Avrupalı güçlerin birbirlerine ve dünyanın geri kalanına yaptığı tecavüzler kütüphane dolduracak kadar çoktur. Ve Batı cinsel özgürlüğü keşfetti. Bu cinsel özgürlüğü de çok erken yaşlardan, ergenliğin başından itibaren, hem siyasî, hem entelektüel bir irade desteğiyle uyguluyor. Böylece oluşan birtakım acıları görmezden geliyor, hasıraltı ediyor. Batı’da çıplaklık normalleştiyse sapıklık da normalleştiği içindir; ortadan kalktığı için değil. Toplumun alt tabakalarında kadın değersizleştiği ve hemen hemen tercih hakkı kalmadığı içindir. Batı eski acılarındansa bu acıları yeğliyor. Peki biz? Çıplaklığın normalleşmesini mi istiyoruz, bunun için yeterince acı çektik mi? Yeterince kurban verdik mi? Bugün yaşadığımız sapıklıklar, kadın cinayetleri vs bu sürece dair. Ama bir şey var: Bizde bu süreci atlatacak, çekilen acılara (kadın cinayetleri, sapıklıklar vs) dur diyecek, Batı’nın yaşadığı türden bir normalleşmeyi reddedecek bir irade de var: İslâm, İslâm ailesi. Gerçekten de bu çılgınlığı durdurabiliriz ve Batı’nın geçtiği karanlık yollardan geçmek zorunda değiliz..."
Selim Gürselgil
Selim Gürselgil
adimlardergisi.com 23 Haziran 2023
··
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.