Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Vükelâdan biri hiçbir lisanda iki satır yazı yazmak bilmeyen bir adamı tutar sefarete gönderir, menâsıb-ı divaniyeye tayin eder. Haydar Efendi gibi, Kamil Bey gibi, Zat-ı Şahane sadakat ve dirâyetinden emin olduğu bir adamı telgraf idaresine tayin eder, onda bile muhafazasına muktedir olamaz. İstiklal buna mı derler? Yok, yok, ne vakit Meclis-i Şura-yı Ümmet açılır, ne vakit herkes hürriyet meydanlarında ispat-ı liyakata muktedir olur da her idare ehlinin eline geçerse, işte o zaman her memur vazifesi dairesinde harekete başlar, o vakit Avrupa şöyle yapacak, falan böyle gidecek gibi tehditler zâil olur, o vakit o istiğnâların, o tekebbürlerin arkası kesilir. Zat-ı Şahane de istiklal-ı meşrûanın lezzetini bulursa o zaman bulur.
Sayfa 221
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.