Toplumlarımız önceki nesillere oranla daha fazla acı çekmiyor, ama aciya tahammül artık bir erdem değil. Dolayısıyla, gerek ruhsal, gerekse de bedensel ızdırap, bir an önce kovulması gereken birer ifrit gibi mütalaa ediliyor. Depresyonun biyokimyasal dili bizi anlamdan ve anlatıdan mahrum bırakıyor.