Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

MaD

260 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
138 günde okudu
Kalbin Direnişi
Kalbin DirenişiKemal Sayar
8.6/10 · 1.329 okunma
Reklam
Gördüklerinizi kamera veya fotoğraf makinesi görüntülerine hapsetmekle, tüketiciliğinizi tescil etmiş olursunuz. Sizin görmüş olduklarınızı göremeyen bir başkası size sahip olduğunuz bu ayrıcalıktan dolayı imrensin istersiniz. Kapitalizmin hiç bıkmadan dürttüğü de, işte bu duygudur: Başkalarında haset uyandırma arzusu. Tüketici kültürü, başkalarının sahip olamadıklarına sizin sahip olduğunuz yanılsaması yaratarak hayatınıza geçici bir anlam duygusu, uçucu bir neşe sağlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
MaD
@NatsuJun·2024 okuma hedefini ekledi.
2024 OKUMA HEDEFİ
2/27 kitap - %7 tamamlandı
2 kitap okudu
27 kitap
420 sayfa
0 inceleme
1 alıntı
9 günde 1 kitap okumalı.
Benliği geliştirmeyen bir ilişki bozulabilir, kendini ifadeye izin vermeyen bir iş terk edilebilir.
Reklam
Moderniteyle birlikte, benliğin yükselişine tanıklık ediyoruz. Benliğin hayatı tek başına anlamlandırdığı ve insanın duygularına yakınlaşmak suretiyle kendi benliğini bulması gerektiği düşüncesi, "kişisel gelişim" mitinin belkemiğini oluşturuyor.
Toplumlarımız önceki nesillere oranla daha fazla acı çekmiyor, ama aciya tahammül artık bir erdem değil. Dolayısıyla, gerek ruhsal, gerekse de bedensel ızdırap, bir an önce kovulması gereken birer ifrit gibi mütalaa ediliyor. Depresyonun biyokimyasal dili bizi anlamdan ve anlatıdan mahrum bırakıyor.
Elli yıl önce bu kadar yaygın olarak depresyon teşhisi konulmuyordu. Depresyon antidepresanların yaygınlaşması ve yan etkilerinin azaltılmasıyla daha çok teşhis edilmeye başlanmıştır. Eğer onu tedavi edebilecek antidepresanlar olmasaydı, bu duruma depresyon adını vermeyecektik. Yani, tedavi seçeneklerinin çoğalması ve bu seçeneklerin pazarda hatırı sayılır bir değer ifade etmeye başlaması, depresyon teşhisini de yaygınlaştırmıştır. Pazarın istekleri bilimin bakış açısını belirleyebilmektedir.
Çarkın içinde sıradan bir vida olmak, varlığımıza esaslı bir cevap arayan bizi, ürpertici sorular karşısında kolsuz kanatsız bırakıyor. İnsan benliği, kadim zamanlardan beri bağlanmak arayışında. Benliklerimizi aşan, daha yüce, zamanla ve zeminle değişmeyecek değerlere bağlanmak, ruhu özgürleştiriyor.
Diğerini duymaya ne kadar az zaman ayırır olduk! Sohbet için hiç vaktimiz yok. Hayat için umarsız bir koşturmaca, ilişkilere menfaat eksenli bir bakış, ruhlarımızı var olmanın ızdırabından sıyıran uçarı bir neşe, içtiğimiz suyu, soluduğumuz havayı kirletip duruyor.
Reklam
Kendine yabancılaşan insan, idealize ettiği güce daha büyük yakınlık duyar ve bağlanır. Kendine güvenini yitirdiğinde idealize ettiği kişiye güvenir, ona sığınır. Kendinde kaybettiği her şeyi onda bulduğu için ancak oradayken hayatta kalabileceğine inanır. Onun olmadığı her yer risktir, yalnızlıktır, belirsizdir, korkutucudur. Belirsizlik içinde kalmakta da ıstıraplı da olsa bir belirlilik içinde olmayı tercih eder.
MaD
@NatsuJun·2023 okuma hedefini ekledi.
2023 OKUMA HEDEFİ
2/10 kitap - %20 tamamlandı
2 kitap okudu
10 kitap
414 sayfa
0 inceleme
9 alıntı
Kendini değersiz, yetersiz, özgüvensiz, başarısız hisseden insan duyduğu acı ve çaresizlik karşısında celladına daha sıkı tutunacaktır. Evet... Tıpkı Stockholm sendromunda olduğu gibi.
477 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.