Gönderi

Uzakdoğu'nun eski devirlerinde, orada Türklerin faaliyette bulunduklarını gösteren deliller daha çok ve daha kuvvetlidir. Orada, Kuzey Çin'de bir kısım Türk'ün, Rong ve Tik isimleri altında, daha MÖ 1328'den başlayıp ciddi bir siyasi kuvvet sıfatıyla mevcudiyet gösterdikleri; bu Türklerin aynı Tik ismi altında zikredilen, fakat Türk olmayan kavimleri geri bırakarak bir defa MÖ 588'de, ikinci defa 433'te Kuzeybatı Çin'den Moğolistan'a ve Cungarya taraflarına çekilmiş olduğu, eski Çin kaynaklarından öğrenebildiğimiz olaylardır. Birçok âlimler, Türk ve gayri Türk Di'lere ait malumatı ayırt edemedikleri halde diğerleri "Tik" isminin doğrudan doğruya "Türk" kelimesinin eski bir yazılış şekli olduğunu ileri sürmektedirler. Klasik müelliflerden Herodotos'un "Yurcae", Plinius Secundus'un ve Pomponius Mela'nın "Turcae" isimleri altında zikrettikleri bir kavmin, MÖ 5. asırda ve daha sonraki çağlarda Edil (Volga) ile Yayık (Ural) nehirleri arasında yaşadığını biliyoruz. Eğer "Tik" ismi hakikaten "Türk" demek ise, milli adımızın Türk kabilelerinden birinin ismi sıfatıyla zikrini, ilk defa ve MÖ 14. asra götürülebilen Çin rivayetlerinde görülen bir isim olarak kabul etmek icap eder.
Sayfa 23
·
1 plus 1
·
240 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.