30 Temmuz 2017
Çoğu martılar, uçuşun en basit gerçeklerinden ötesini öğrenmeye zahmet etmezler , kıyıdan yiyeceğe ve oradan geriye ulaşmak.
Martıların çoğu için uçmak değildir önemli olan, boğazdır. Bu martı ise yemeyi değil, uçmayı önemsiyordu.
Uçmayı her ieyden çok seviyordu Martı Jonathan Livingston.
Bilgisizlikten sıyrılıp çıkabiliriz, kendimizi mükemmel, zeki ve yetenekli yaratıklar haline getirebiliriz.
Özgür olabiliriz! Uçmayı öğrenebiliriz
Yaşamın sırrına erilemez. Yegâne bilinen, bu dünyaya yemek ve olabildiğince çok yaşamak için geldiğimizdir.
Yaşamın anlamını , daha yüce bir amacını bulan ve ona ulaşmaya çabalayan bir martıdan daha sorumlu biri olabilir mi?
Binlerce yıldır balık kafaları kovalayıp durduk, ama şimdi bir yaıama nedenimiz var , öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak!
Bana bir şans tanıyın, size buluşlarımı gösterme fırsat verin...
Martı Jonathan, bir martının yaşamını o denli kısaltan nedenlerin, sıkıntı , korku ve öfke olduğunu keşfetti ve
bunların zihninden silerek uzun, güzel bir yaşam sürdü.
Ve bu, ne saatte bin mildir, ne milyon mil, ne de ışık hızı . Çünkü herhangi bir sayı sınırdır daima, oysa yetkinlik sınır tanımaz.
Elbette basardın. Ne yaptığını bilirsen daima başarırsın.
"Yani uçabileceğimi mi söylüyorsun?"
"Özgürsün diyorum."
"Dünyada en zor şey neden bir kuşu özgür olduğuna ikna etmektir?
Oysa kendisi kısa bir pratikle bunu kendi kendine kanıtlayabilir!
Neden bu kadar zor?"
"Sevgili Fletch! Gözlerinle gördüklerine inanma. Dış görünüştür onlar yalnızca, sınırlıdır.
Kavrayışınla bak, öğrendiklerinin bilincine var, ve böylece uçmanın yolunu bulacaksın."
Richard Bach | Martı Jonathan Livingston
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.