Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Protestan bir Hristiyan olarak komünizmin yollarında yürümüş, ilmi çok, insafı bol, vicdanı geniş, insan sevgisi büyük ve dünyanın gidişatını kendine dert eden üretken ve bilge bir filozoftan dostça verilmiş bir haber, kardeşçe verilmiş bir müjde: "GELECEĞİMİZDE İSLAM VAR" 1913'de Marsilya/Fransa’da doğan Garaudy, inançsız bir aile ortamında büyümüş olmasına rağmen on dört yaşlarında Hıristiyanlığı benimser. Protestan bir Hristiyan olarak hayatını emperyalizmi en sert şekilde eleştirmeye ve sosyal adaletin sağlanmasına adayan Garaudy, bu görüşleri nedeniyle gençlik döneminde komünist partisine üye olarak samimi bir komünist olur. İkinci Dünya savaşı sırasında Fransa’da askerlik yaparken Hitler ile işbirliği yapılmasına karşı bildiri hazırlayan bir ekipte yer alması sebebiyle 1941 yılında Cezayir’e sürgün edilir, 1943 yılında affedilir. 1945-1962 yılları arasında Fransa parlamentosunda milletvekili, Milli Eğitim Komisyonu ve Meclis başkanlığı görevlerini yürütür. 1953 yılında Sorbon Üniversitesinde felsefe alanında doktorasını tamamlar. Bu tarihten sonra çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliğinin yanı sıra iki yıl Rusya’da gazeteci olarak kalıp Stalin’le tanışır. 1970 yılında Rusya’nın Çekoslavakya’yı işgal etmesi nedeniyle Rusya’yı eleştirdiği için Komünist Parti’den ihraç edilir. Kendisini protestan ve ardından da komünist yapan özgürlük ve adalet tutkusu, onu İslamiyetle buluşturmuş ve 1982 yılında 69 yaşındayken Cenevre’de Müslüman olduğunu ilan etmiştir. Bundan sonraki hayatı boyunca, son nefesine kadar dünyanın kötü gidişatını tersine çevirebilecek tek çarenin İslam olduğu gerçeğini adeta haykırmıştır. Garaudy, Cezayir’de sürgündeyken, kendisi ve beraberindeki diğer sosyalist mahkumlar için kurşuna dizilerek idam hükmü verilmiş, ancak, infazı gerçekleştirmekle görevli olan müslüman askerler, bu emri haksız bularak yerine getirmemiştir. Bu olaydan son derece etkilenen Garaudy'de İslamiyet hakkında müspet duygular oluşmaya başlamış ve bu süreç, onun müslüman olmasıyla sonuçlanmıştır.Garaudy’nin müslüman oluşu sadece tek bir hadisenin neden olduğu duygusal bir tepki değildir. Onun, sosyal adalet, toplumsal eşitlik, insan haklarına ve emeğe saygı gibi hususlara olan bağlılığı ve hayatını bu idealler üzerine bina edişi, yolunu, aynı ilkeler üzerine bina edilmiş olan İslamiyete çıkarmıştır. ‘ Geleceğimizde İslâm Var’ , Garaudy'nin müslüman olduğunu ilan etmeden bir yıl önce kaleme aldığı eseridir. Dünya çapında tanınan ve komünist geçmişe sahip Hristiyan bir entelektüel tarafından, objektif ve önyargısız bir üslupla yazıldığı için, piyasaya çıkar çıkmaz çok büyük bir ilgi görmüş ve bu sayede İslamın güzelliğine ilk defa tanık olan on binlerce insanın ihtida hikayesine vesile olmuştur. Yıllarca İslam’ın ilkel bir din, müslümanların da terörist olduğu ithamıyla gözleri ve gönülleri hakikate karşı körleştirilmiş insanlar, belki de ilk defa, kendi içlerinden olan ve o güne kadar her sözü dinlenen, her yazdığı okunan birinin vasıtasıyla İslam'ı gerçek yüzüyle görme imkanı elde etmiştir. Ne var ki tarihi de, şimdiyi de geleceği de kendinden ibaret sanan ve dünyanın geri kalan kısmını istediği gibi sömürebileceği bir pazar gibi gören Batı’ya ayna tutarak çirkin yüzlerini kendilerine gösterince, o güne kadar başüstünde tutulan Garaudy’nin artık yazdıkları okunmaz, söyledikleri dinlenmez olmuştur. Özellikle Filistin meselesinde takındığı tavır, onun Avrupa ve Amerika medyası tarafından tamamen dışlanmasına sebep olmuştur. Babasından kalan mirasın kıymetini bilmeden har vurup harman savuran mirasyedi bir evlat gibi, sırf anne babası sebebiyle müslüman olup da dinlerinin dönüştürücü ve ıslah edici gücünden bihaber olan müslümanlar ise dinlerinin güzelliğini ilk defa bir batılının dilinden duymaktan çok etkilenmiş ve batıda artık yok sayılan Garaudy, İslam dünyasında tanınmaya başlamıştır. Cemal Aydın tarafından çevrilen 'Geleceğimizde Islam Var' eseri ilk kez 2014 yılında yayınlanmıştır. Garaudy’nin Müslüman olmadan evvel yazdığı İslâm’ın Vaadettikleri adlı eserinin genişletilmiş ve gözden geçirilmiş yeni bir baskısı olan kitabına Garaudy , şu cümlelerle başlamaktadır: ‘Söz konusu olan geleceğimizdir. Hepimizin geleceği. İslâm’la ve onun da ötesinde Batılı olmayan dünya ile birlikte gezegenimizin kaderidir oynanan. Dinamik bir güç olan İslâm, sadece geçmişte kalmış bir medeniyet değil, aksine geleceğin inşasında bugün de katkı sunabilecek bir enerji barındırıyor kendisinde. Bu kitap bir tarih kitabı değildir. Bu kitap İslâm’ı bir varlık ve bir vaat olarak zihinlere yerleştirme çabasında. Çünkü geçmişimizden çok daha fazla geleceğimize yön verecek bir İslâm var karşımızda. Bugün İslâm’a neler borçlu olduğumuzu bilmek, kesinlikle tarihçinin uzmanlık alanı, meraklının hobisi veya hayalperestin zevki meselesi değil, aksine mutlu bir geleceğin kurulması için çırpınan, çabalayan ve fikirler üreten herkesin görevidir.' Garaudy kitabında müslüman alimlerin tarih boyunca bilim ve teknik alanında yaptığı çalışmalar ve keşiflerden bahsederek, müslümanların modern bilimin öncüsü olduğu gerçeğini itiraf etmiştir. Ayrıca Batının İslam’a neler borçlu olduğunu hatırlamasının gerekliliğini ve Doğu- Batı medeniyetlerinin diyaloğunu yeniden kurmanın önemini vurgulamıştır. Bütün yazı ve konuşmalarında tevhid vurgusu yapan Garaudy’e göre, tevhid, onsuz dünyanın kaos olacağı Allah’ın birliği ve takva hariç hiçbir insanın diğerlerinden üstün olmadığı insanların birliği esasına dayanır. İslam felsefesi, İslam sanat ve edebiyatı gibi pek çok alan da tevhit prensibi etrafında şekillenmiştir. İslam’ın beş temel ibadeti, insanı evveline ve ahirine bağlayan ve hayatına anlam kazandıran imanın göstergeleridir. Namaz, her yaratılmışı Yaradana bağlayan hamd ve tesbihe insanın bilinçli olarak katılmasıdır ve insanı evrensel ibadetle bütünleştirir. Namaz öncesi alınan abdestin, insanın asli saflığına dönüşünü sembolize ettiğini ifade eder. Oruç, hayatın temposunun isteyerek durdurulmasıdır. Aynı zamanda insanın arzuları karşısında köle değil, tam aksine hür oluşunun göstergesidir. Zekât, her şey gibi servetin de Allah’a ait olduğunun, bireyin onu kendi keyfince kullanamayacağının ve her insanın diğer bütün insanlara destek olması gerektiğinin sürekli hatırlatılmasıdır. Hac ise kişinin kendi merkezine doğru yapması gereken iç yolculuğunu sembolize etmektedir. İslam dininin en temel kavramlarından biri olan cihad, sadece müslüman olmayanların değil Müslümanların da çoğu zaman yanlış veya eksik anladığı kavramlardan biridir. Batılıların kasıtlı bir şekilde yanlış bir anlam yüklemeye çalıştıkları cihad kelimesinin, Arapça'da doğrudan savaş anlamına gelmediğini, savaş yerine harp kelimesinin kullanıldığını söyler. Cihad kelimesi ise Arapça'da Allah yolunda çaba ve gayret manası taşımaktadır. İslam dininde savaş, dini yaymak amacıyla değil, inancın zulme karşı savunulması amacıyla izin verilen bir eylemdir. Garaudy’e göre felsefe İslâm dini açısından çok önemlidir. Ne var ki İslam felsefesi, Batı felsefesinin temeli olan Grek felsefesiyle esastan bir uyuşmazlık içindedir. Batı felsefesi ile İslâm felsefesini karşılaştıran Garaudy, Batı felsefesinin probleminin “bilginin nasıl mümkün olduğu” hususunda olduğunu, İslâm felsefesinin ana probleminin ise, “peygamberliğin nasıl mümkün olduğu” hususunda olduğunu söylemekte ve İslam filozoflarının Grek felsefesine yaklaşım tarzları hakkında geniş bilgiler vermektedir. Roger Garaudy’nin birçok ufuk açıcı tespit ve değerlendirmelerinin bulunduğu kitabı, 'Hoş geldin İslam', 'Deruni hayat ve ruhaniyet', 'İlim ve iman', 'Felsefeden tasavvufa', 'Şiir ve peygamberlik', 'Sanattan namaza' ve son olarak da 'İslam ve geleceğimiz' olmak üzere toplam sekiz bölümden oluşmaktadır. Yazara ait olan şu cümleler bir nevi kitabın yazılış amacını özetlemektedir: ‘Batıyı Ortaçağ karanlığından, barbarlıktan, cahillikten ve canlı cenazelikten dün İslam kurtarmıştı! Bugün de gerekli gereksiz, yararlı yararsız ve hatta zararlı her bir şeyi imal eden ve insanlara bunları reklamlarla vazgeçilmez ihtiyaçlarmış gibi sunan, körü körüne üretip körü körüne tüketen ve tükettiren Batıyı bu korkunç sapmadan yine İslam kurtaracaktır! Ya İslamın eşsiz bilgeliği, kültürü ve medeniyetiyle tanışıp onun kurtarıcı insanlık değerlerini paylaşacağız ya da yakın zamanda yok olacak ve Batı toplumlarıyla birlikte bütün dünyayı da intihara sürükleyeceğiz. Bundan böyle, bütün dirilişlerin müjdecisi, İslamın destanıdır. Çünkü İslâmın destanı, insanlık destanının muhteşem bir anıdır’ Haziran 2012’de Paris'de vefat eden Garaudy’nin naaşı, ailesinin vasiyeti olduğu iddiası nedeniyle yakılmış olsa da daha sonra Müslümanlar tarafından gıyabî cenaze namazı kılınmıştır.
Geleceğimizde İslam Var
Geleceğimizde İslam VarRoger Garaudy · Timaş Yayınları · 20181,594 okunma
··
1 artı 1'leme
·
1.563 görüntüleme
L. G. okurunun profil resmi
Batıyı Ortaçağ karanlığından, barbarlıktan, cahillikten ve canlı cenazelikten dün İSLÂM kurtarmıştı.
Faruk okurunun profil resmi
Bilim, 2060 yılında tüm dinlerin ortadan kalkacağını söylüyor.
Hülya okurunun profil resmi
İnsanlık tarihi boyunca inanç olduğuna göre,2060 ta neden bitsin ki :))
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.