Atatürk, trenle Ankara'ya döndüğünde, şehirdeki tek otomobil olan sarı renk, Ford marka arabasına binip Çankaya'ya giderken karşıdan bir fayton geldiğini görür. İçinde Hamdullah Suphi Tanrıöver, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Meclis Başkanı Sekreteri Ruşen Eşref Ünaydın vardır. Paşa'yı karşılamak için gelmişlerdir ve yolda karşılaşırlar. Paşa'nın arabasını görünce faytonlarından fırlarlar, Atatürk'e sarılırlar: "Paşam 400 senedir ilk defa meydan muharebesi kazanıyoruz, var olun!" Sonra Mustafa Kemal, Ruşen Eşref'in sözünü keser, "Ruşen boş ver bunları. Bu muharebe bana üç şey öğretti, üç yeni keşif yaptım, bunları da bu deftere yazdım" diyerek kırmızı deri kaplı bir defteri gösterir. "Yaptığım keşif benden sonra askeri okullarda öğretilecek" der.
Bu keşiflerden ikisi şu şekildedir:
1- Meydan muharebelerinde hattı müdafaa etmek doğru değildir. Sathı müdafaa edeceksin, bunun için de her birliğe, bize bugüne kadar öğretilen teorinin aksine, daha fazla hürriyet vereceksin. Ne kadar çekileceklerine birlik komutanları kendileri karar verecekler.
2- Bu savaşta bir sürü insan kaybettik, karşı taraf da… Başarımızı eğer ekonomik bir zafer takip etmezse bu yapılan, yıkımdan başka bir şey değildir. Ne yapacağız bundan sonra, ona bakmalıyız. Ruşen Eşref Mustafa Kemal'in söylediği üçüncü keşfi hatırlayamaz. Vefatının ardından da sözü edilen bu kırmızı kaplı defter bulunamamıştır.