1988 yılında Pentagram Grubu’na katıldı. Kıvırcık uzun saçları, küpesi ve simsiyah kıyafet tercihi yer yer başına talihsiz olaylar getirmişti.
Öyleydi ya siyah giyen satanist, küpe takan başka bir şey, her şeye bir yaftası vardı ağzı olunca konuşmayı kendine hak görenlerde. Ümit Yılbar 1993 yılında siyahları çıkarıp yeşilleri giydi. Yedek Subay’lık sınavına girdi. Gönüllü olarak komando oldu. Eğitimde derecesi vardı, ama o Güneydoğu’ya gidip, düşmanın karşısına dikilmek istiyordu. Eğitim derecesini düşürttü ve istediği oldu, Asteğmen olarak Siirt’in Eruh ilçesine tayin oldu.
Annesine moral vermek için hep gülen fotoğraflar gönderiyordu. Ama terhisine 2 ay kala Ümit’in yüzünden o gülümsemeyi aldılar. 25 Eylül 1993 yılında, yani 30 yıl önce bugün Ümit Yılbar çıkan çatışmada şehit oldu. Ondan kalan eşyaların arasında ölümünden 11 gün önce yazdığı bir şiir bulundu. Şiir şöyleydi;
“Bilmiyordum dağların bu kadar dik olduğunu
Bilmiyordum gecelerin bu kadar uzun olduğunu
Bilmiyordum zamanın bu kadar yavaş geçtiğini
Ama biliyordum içimdeki vatan sevgisini
Biliyordum içimdeki aşkı.
Kanımı mı istersin toprağım
Yoksa cesedimi mi
Yeter ki sen susa
Suyun olurum senin
Tasmasından bağlanmış çılgın köpek gibiyim
Salıvermiyorlar ki gideyim
Bilmiyorlar mı ki ben Türk evladıyım
Bırakın ben ölmeye gideyim.”
Önyargıların ardında nasıl hayatlar var görün istedim. Şehit Ümit Yılbar’ı saygı ile anıyorum.
*Ümit Yılbar müzisyenliği dışında, iktisat fakültesini bitirmiştir. Disk atma dalında milli atletimizdir, aynı zamanda kayak sporu ile ilgilenmiştir. Gitar eğitmenliği yapmış, aralarında Hakan Özoğuz ve Gökhan Özoğuz’unda yer aldığı bir çok müzisyeni eğitmiştir.
Alıntıdır.