Sotakis ne zaman okusam kendimi ayrı bir şeyle yüzleşirken buluyorum. İnsanı görmek istemediği gerçeklerin arasına fırlatıveriyor ve bunu en sıra dışı şekilde yapıyor. insanın kendine itiraf edemediği yönlerini su yüzüne çıkarırken bağımlılıklarımızı , düzene teslim taraflarımızı da yüzümüze yüzümüze çarpıyor üstelik bunu kısacık metinlerle yapıyor. Yarım Kalp dilimizde son basılan kitabı yine çizgisini bozmuyor. En olmadık şekilde karşımıza çıkıp bize kendimizi, yaşamımızı,kararlarımızı sorgulatıyor. Yarım kalmışlıklarımızı... Birinci tekil kişi ağzından dinlediğimiz satırlarda mutlu bir aile babası bir gün kendini karşısında bulur. Tüm kalbine gömmüşlükleri ile... Hayatını irdelemeye başlar. Gerçek mutluluğu tamamlayamadıklarını, içinde kalanları... Karşısında kendisine bakıp" başka tercihler yapsaydı hayatı nasıl olurdu "yu gözden geçirir eksik ve fazla yanlarıyla. Eserde biraz tekinsiz bir atmosfer, dikenüstü bir hava vardı. Bu havayı seviyorum. Sotakis'in 144 sayfaya sığdırdığı dünyaları seviyorum. Ayrıca yaşamın geometrik izdüşümünü yarattığı ve suyla özdeşlik kurduğu bölümleri bayılarak okudum. İnsanın kendisi ve tercihleri ile hesabını, maddeye olan bağımlılığını ve düzen köleliğini farklı, yaratıcı üslubu ile anlatan roman biraz bana Saramago'nun Kopyalanmış Adam kitabını hatırlattı (çok severim). Sotakis farklı bir kafa, bence on numara...

Yarım KalpDimitris Sotakis · DeliDolu · 038 okunma

·

337 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Devrim Efsun Özgür