Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Gerçekleri aydınlatma mücadelesine hazır olun.
Diğer kitap incelemelerimden farklı olarak incelemeye spoilerle başlayıp en son kısımda kısa bir değerlendirme yaptım. Spoiler almak istemeden kitap hakkında bilgi almak isteyen en sonda ‘değerlendirmem’ bölümüne bakabilir. … SPOİLER… • Amerigo Bu ilk bölümde kitabın geneliyle ilgili açıklama yapılıyor. İleriki bölümlerde hangi konulara değinileceği üzerinde ufak bilgiler veriliyor. Bu bilgilerle karşılaşırken okuyucunun olaylara hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaklaşmasını da notlarına ekliyor. • Tarihsel Durum Tarihsel olaylar, keşifler ve kâşifleri ansiklopedik bilgi şeklinde kronolojik sırada tarihler atılarak anlatılmıştır. Fazla akademik geldi, kitabın en sıkıcı bölümü olabilir. Burayı atlatırsanız su gibi akacağından emin olabilirsiniz :) • Otuz İki Sayfalık Ölümsüzlük İçin Başlıktan da anlaşılacağı üzere Vespucci’nin otuz iki sayfalık ‘Seyahat Raporu’ ele alınıyor. İlerleyen bölümlerde bu raporda yazılanlarla ilgili ilginç teoriler ortaya atılacak ve yazılanların uydurma ve sahtekârlıktan ibaret olduğu Vespucci karşıtları tarafından şiddetle öne sürülecektir. Kendi isminin ölümünden sonra bir kıtaya verilmiş olması bile onu yine de Kolomb’un zaferini elinden alan bir sahtekâr olmaktan öteye çoğu zaman geçirememiştir. • Yeni Dünyanın Kâşifi Vespucci. Tarihsel durum bölümünde keşifler ve kâşifler üzerine kronolojik bilgi veriliyor. Hindistan ve Amerika’nın farklı güzergâhlar ve kâşifler üzerinden keşfi hikâyeleştirilerek, okuyucuyu sıkmayacak şekilde anlatılıyor. Kolomb’un Amerika’yı ilk defa keşfeden kişi olması fakat orayı Hindistan sanması Amerika’ya isminin verilmesini engelliyor ve çok daha sonraları daha gerçekçi keşfi sonucunda kıtayı halka tanıtması ile birlikte jest niteliğinde kendisinden habersiz Amerigo Vespucci’nin ismi veriliyor. Bu bölümün amacı Amerigo’nun gereğinden fazla ünlenmesinin şans eseri olduğuna değinilip belgelerle ortaya dökmek. Dünya için daha önemli gelişmeler ortaya koyan birçok kâşif içinde kendi adını ön plana çıkarmak için oyunlar çevirdiği iddialarını çürütmek. Ve başarılı da olunuyor. • Bir Dünya Adına Kavuşuyor Vespucci’nin kazandığı tüm şöhretin maruz kaldığı bütün suçlamaların, Vosges Dağları’nın eteklerindeki bu küçük kasabada, kendi bilgisi dışında basılan bir kitaba dayanmakta olduğu anlatılır. Bu kitapta Vespucci’nin dört seyahati ele alınır. Krallarını onurlandırmak için Vespucci ile zamanında dost olduğu hakkında asılsız haberler yayan bi halkın oluşturduğu yayın organı tarafından. Bütün bunların perde arkasında çıkar amaçlı uygulandığının da altı çizilir. Bu olaylar sonucunda Kolomb ismi gitgide silinmeye başlamış ve yüzyıllar boyunca etkili olacak kıtanın isminin Amerika olması fikri ilk kez dile getirilmiştir. Adının Amerika olarak önerilmesinin sebebi de Amerigo isminin Avrupa ve Asya gibi dişil isme sahip oluşundan kaynaklanmasıdır. Küçük bir kasaba halkından biri olan Waldseemüller’in önerisi ciddiye alınacak ve kıta bundan sonra hep o adla anılacaktır. Waldseemüller yayınladığı kitapla sunduğu önerinin kabul olmasından yaklaşık 6 yıl sonra bir kitap daha yayınlayarak bu isimden bahsetmeyen tek eseri yazar. Bunun sebebi bilinmemektedir ve artık bu isim, geri döndürülemeyecek şekilde herkes tarafından kabul edilmiştir. • Büyük Kavga Başlıyor Bölüm iki büyük kâşifin ölümünün halkta uyandırdığı duygularla başlıyor. Ölümlerinden sonra iki kâşif arasındaki büyüklük tartışması halk nezdinde son hızla devam ediyor. Kolomb’un altın, baharat gibi madenlerle geri döneceğini iddia ettiği keşiflerinden sürekli eli boş dönmesi, onun cennet vaadiyle umutla doldurduğu kraliçe ve ona inanan herkesi hayal kırıklığına uğratmaya başlar. Başarısızlıklar artınca da kendisine artık deli gözüyle bakılmaya başlamasıyla yavaş yavaş tarih sahnesinde ününü kaybeder. 1500’lerde İtükenmiş bir adamdır artık. 1506 da gözlerini yumduğunda ise tamamen unutulmuştur. Yıllar geçtikçe onun vaadini gerçekleştirip Avrupa’dan altın madenleriyle dönenler olsa da kendisi somut bir başarı elde edemediği için adından söz edilmemiştir bile. Aynı tarihlerde Vespucci ise ününe ün katmaktadır. Bu ünün en önemli sebebi ise Kolomb gibi söze değil eyleme yer vermesidir. Eserlerini Latince yazmasının da o dönem okuyucusunun yazdıklarını anlamasında ve onu yüceltmesinde payı olmuştur. Vespucci, sadece gördüklerini tasvir eden ilk kişi olduğundan eylemden ziyade sözü önemseyen bilginler tarafından Yeni Dünya’nın kâşifi olarak kutlanır. Miguel Servet adında bir bilim adamı çıkar ve ilk defa olarak Vespucci’nin abartıldığını Kolomb’a haksızlık yapıldığını düşünür. Vespucci’nin bir çığ gibi dünyaya yayılan ününün pek de hayra alamet olmadığını söyleyen ilk kişi olur. Miguel’in sessiz itirazına ses verecek kişi ise psikopoz Las Casas’tır. Keşifler çağının canlı tanığı olan Casas, Vespucci’yi belgelere dayandırarak sahtekârlıkla suçlar. Oysaki o belgeler de diğerleri gibi bir yanlışlıklar silsilesi sonucunda kâşiften habersiz meydana gelmiştir. Yüzyıllardır kapalı duran okyanusun kapılarını aralayan ilk kişinin Kolomb olduğunu söyler. Las Casas’ın en büyük kuşkusu Vespucci’nin kıtayı ilk keşfeden olduğuna dair net bir kanıta ulaşılamamış olmasıdır. Vespucci destekçileri bile daha sonraları bunu kabul etseler de Florida ve Amazon Irmağı keşifleriyle ilgili net kanıtları öne sürerek kâşiflerine bir şekilde sahip çıkmaya çalışmışlardır. Vespucci’nin ‘’Amerigo’nun Dört Seyahati’’ mektubunda belirtilen tarihte oynama olduğunun ilan edilmesiyle Vespucci sahtekâr ilan edilmiş ve 17.yüzyılda ibre tersine dönmüştür. Vespucci neredeyse unutulmuş, Kolomb ise tüm ihtişamıyla yükselmeye başlamıştır. Kolomb’a dair bütün azımsamalar silinmiş, bir haydut tarafından zincire vurulmuş olarak memleketine getirilmesi tarzı durumları kahramanlaştırılarak zamanında verilmeyen hakkı teslim edilmiştir. Bir kahramanın karşısında her zaman bir anti kahraman olmalıdır ve bu anti kahraman da Vespucci olacaktır. Ve Vespucci yüzyıllar boyunca bu çamurun içinde boğulacaktır • Belgeler Yığılıyor Bir yanda yazdığı kişisel mektuplarda olanları tüm ayrıntılarıyla ve alçakgönüllülükle, işvereni Lorenzo di Medici’ye anlatan bir adam; diğer yanda basılmış kitaplarda var olan, asla yapmadığı seyahatlere çıktığını yalan yere ileri sürerek çok büyük bir ün kazanmış, koca bir kıtanın kendi adıyla vaftiz edilmesine yol açan bir kendini beğenmişlik yüzünden de üzerine çok büyük bir öfke çekmiş bir adam. Yanlışlıklar yumağı zaman içinde yuvarlanmayı sürdürdükçe daha da karman çorman bir hal alır. Nerede Vespucci hakkında bir resmî belgeyle karşılaşırsak karşılaşalım, ondan dürüst, güvenilir, bilgili bir adam olarak söz edilmektedir. Ne zaman onun basılmış bir eseri elimize geçse kendini beğenmişlik, yalan yanlış bilgiler ve belirsizliklerle karşılaşıyoruz. Ölümlerinden sonra kendilerinin savunulduğundan veya lekelendiğinden habersiz bu kadar tartışma yaratan iki kâşifle ilgili en önemli belge ölümlerinden çok sonra ortaya çıkar. Bu belge Kolomb’un oğlu Diego’ya Vespucci ile ilgili yazdığı dostluk mektubudur. Kendisine yardımcı olmak için bu keşifleri yaptığını mektupta açıkça dile getirir. Bu mektup yaklaşık üç yüz yıldır ortaya atılan yanlış teorilere de bir cevap niteliğindedir. • Vespucci Kimdi? Bölüme, Vespucci’yi saygınlığa kavuşturan yanlışlıklar komedyası sıralanarak başlanıyor. Daha sonra Magnaghi adında profesörün Vespucci’nin seyahatlerini anlattığı otuz iki sayfalık yazının, yayıncısı tarafından değiştirildiğini öne sürerek yanlışlıklara başka bir boyut kazandırmasıyla devam ediyor. Üçüncü seyahatiyle yazdığı ‘Yeni Dünya’ mektubuyla başarı elde eden Vespucci’nin diğer seyahatlerini de alıp toplu seyahatler altında yeni kitapta toplaması olası gözüküyordur. Burda kıtayı Kolomb’dan önce keşfettiğine dair tarihsel esnemenin de (1497 ve 1499 iki farklı tarih) sebebini öğrenmiş oluyoruz. Yayıncı tarihsel değişiklikle bu başarıyı Vespucci’nin tahtasına yazmıştır. 1508 yılında ise Hollandalı bir matbaacı tarafından yine toplama belgelerle kâşifin beşinci bir seyahati ortaya çıkartılmıştır. Burdan da anlaşılacağı üzere ünlü olma hırsı Vespucci’de değil bu sahtekâr yayıncı ve matbaacılardadır. Vespucci karşıtları son olarak bu haksız üne kâşifimizin itiraz etmemesinden dem vurur ki bu da boşunadır çünkü o dönemlerde telif hakkı anlayışı diye bir şey yoktu, hangi birine itiraz edecekti. Daha sonraları Kolomb’un yaşamöyküsünü kaleme alan oğlu Fernando Colombo’nun Vespucci’ye hiçbir şekilde sitem etmemesi de bu yanlışlıkların onun dışında geliştiğini bilmesinden kaynaklanmaktadır Böylelikle ölçüsüz bir şanın yanı sıra mütevazı bir sonuç ortaya çıkmaktadır: Bu adamın benzersiz biçimde bütün dünyanın hayranlık ve düşmanlığını kazanmış yaşamı ne tahmin edildiği kadar büyüktür ne de dramla bezelidir. Ne bir kahramanın yaşamöyküsüdür bu, ne de bir dolandırıcının... Sadece kendi bilgisi dışında içine düştüğü bir rastlantılar komedyasıdır. Vespucci, İspanya’ya geldiği ilk günkü kadar yoksul ölmüştür. Geride bıraktığı tek şey olan seyahat günceleri ise yeğenine kalmıştır, o da bu belgeleri korumayı becerememiştir ve belgeler sonsuza dek kaybolmuştur. Bu sessiz ve sakin adamdan geriye kuşkulu ve pek de ona ait olmayan bir unvan kalır. Adının etrafında dolaşan yanlışlıklar komedyasını ve adının bir kıtaya verileceğini tahmin edip etmediği ise meçhul bir konudur. … DEĞERLENDİRMEM … Son ana kadar adeta bir tarih araştırmacısı gibi belgelerle konuşmaya çalışan ve tamamen nesnel değerlendirmelerle konuya yaklaşan yazarımızın en son sayfada şu cümlelerde düşüncelerini öğreniyoruz: “Amerika’nın vaftiz edildiği addan utanmasına gerek yoktur. Elli yaşına geldiğinde bile üç kez ufacık bir gemiye atlayıp o zamanlar tehlike ve maceraya atılan yüzlerce “adsız tayfa”dan biri olarak daha keşfedilmemiş okyanusa yelken açacak cesarete sahip dürüst ve cesur bir adamın adıdır bu.” Benim de kendi yorumum, hayatıyla ilgili bölümü okuyup kâşif hakkında daha detaylı bilgi edinince kesinlikle yazarımızınki gibi oldu. Yoksulluk içinde yaşamını sürdürmüş mücadeleci bir ruhun, yanlışlıkla da olsa bu büyük ve ölümsüz ödüle layık görülmesi kaderin ona ölümden sonra bahşettiği bir mucize niteliğinde. Yazarımız zaman zaman akademik terimlere ve tarihsel detaylarla sıksa da - bence olay akışı için kesinlikle gerekli - akıcı üslubuyla şahane bir eser ortaya çıkartmış. Büyük emekler ve araştırmalar sonucunda dörtyüz yıldır süren karmaşık meseleyi çok büyük ölçüde aydınlığa kavuşturmuş diyebilirim. Okuyun, okutun.
Amerigo
AmerigoStefan Zweig · Can Yayınları · 20141,596 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.