Şaşkın bir şekilde okudum bu kitabı. Şahısları tanımaya çalışıyorum, bir de Mirzabeyoğlu'nun o karmakarışık üslubu yok mu? İşi daha da karıştırıyor. Bir hikaye anlatıyordu, sonra başka bir hikayeye geçti. Arada günümüz dünyasına geçiriyor. Sonra karıncalar, hayvanlar alemi. Hafiye kim? Sanırım Kumandanın arkadaşı. Bu durumda başta söylediği gibi KİM de kendisi oluyor herhalde. Mektupları gönderdiği kişi kim? Neden imzayı boş bırakıyor? Klasik Kumandan işte, okurken kafanız karışıyor. Kitabı bitirdiğinizde parçaları tamamlamaya çalışıyorsunuz ama pek mümkün olmuyor. Türkiye'de yetişen en dehşetli ve merak uyandırıcı kişisi olabilir bu adam.