İnsan önyargısızdır.İster canlı olsun ister cansız,tıpkı dünyanın geri kalanına yaptığı gibi kendini de kobay olarak görür.Tıpkı diğer türlerin kaderlerinde rol aldığı gibi,kendi türünün kaderini de keyifle oynar.Kör bir istekle daha fazlasını bilmek istediği için,diğer türler karşısında gösterdiği kayıtsızlık ve yırtıcılıkla kendi sonunu programlar.Onu aşırı bencil olmakla suçlayamayız.O güne dek kadere teslim olmuş diğer türler için hazırladığı,sonu bilinmez deneysel bir kadere adar kendini.Kendini koruma içgüdüsü gibi bir şey bu doğal kaderin parçasıyken ,yeni deneysel kader bunu benzer tüm kavramları silip süpürür.Böyle bir durum,özlemle ve pişmanlıkla ilgili,korunmaya ve muhafaza etmeye yönelik ekolojik takıntının ardında bulunan bambaşka bir eğilimin üstün geldiğine işaret eder;"Türün sınırsız bir deneylemeye kurban edilmesi eğilimi."