Moliére’inin bu müzikal komedisi, bizi o dönemlere Paris’in ortasına götürüyor. Zengin bir aile çevresinde dönen diyaloglar, 17. Yüzyılda Fransa’nın genel yaşantısı hakkında birkaç ipucu veriyor. Gelin size biraz Hastalık Hastası’nı anlatayım. Yozlaşmış doktorların psikolojik oyunlarıyla kendine bağladığı Argan; 1 saat yalnız bırakıldığında öleceğini düşünen, aslında gayet sağlıklı olan, verilen ilaçların yan etkileri nedeniyle hasta olduğuna inandırılmış bir aile babası. Genç üvey anne Béline, üvey kızlarının manastıra kapattırılmasını ve bu sayede mirastan tek yararlanan olmayı dört gözle bekliyordu. Tabii bunun için hastalıklardan bir türlü kurtulamayan kocası Argan’ın ölmesi gerekiyordu. Ailenin evlilik çağındaki kızı Angélique; sevdiği delikanlıya kavuşmak isterken, hasta babasının doktor damat diye tutturmasıyla çareyi evin sayko hizmetçisi Toinette ile (favori karakterim) bir oyun çevirmekte buluyor. Moliére, eseri verem hastalığının pençesindeyken bitirdi. Başrolü canlandırdığı oyunun 4. gösterimini gerçekleştirirken fenalaştı ve rolünü tamamladıktan sonra hayatını kaybetti. Sevdiğim bir yazarın okunması gereken bir kitabıydı. Hikayenin doktoru Mösyö Diafoirus’tan bir alıntıyla incelememi bitirmek istiyorum: “Mermere yazı yazmak, kuma yazmaktan daha zordur ancak mermerdeki yazı daha çok dayanıklıdır.”

Hastalık HastasıMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20216,1bin okunma

·

5 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nana