Atatürk'ün 1871'de doğan kardeşi Fatma, 1875'de veremden ölmüştür.
1874'de doğan Ahmet ve 1875'te doğan Ömer 1883'de aynı günlerde kuşpalazından (difteri) ölmüşlerdir. 1889'de doğan kız kardeşi Naciye'yi, kırk günlük iken dadıları Rabia Hanım yere düşürür ve kızın ayağı kırılır. O günün imkanlarına göre tedavi edilir. Ailenin bülbül dedikleri Naciye 1901 yılında vefat etmiştir. Çok sevdiği kız kardeşi Naciye'nin vefatı Atatürk'ü çok üzmüştü. Ertesi günü Naciye'nin mezarı başına gitmiş, saatlerce orada oturmuş, onun sevdiği bir türküyü yavaş yavaş söylemiş ve kendisini tutamamış, kız kardeşinin mezarını göz yaşlarıyla ıslatmıştı. Atatürk "Kardeşlerimin arasında en çok sevdiğim Naciye idi. Çocuk yaşının üstünde hisli duygulu ve öğrenmeye meraklıydı. Ben Harbiye'ye giderken kitaplarımı istemişti. Annemden onu okutmasını istemiştim Ne ablam Fatma'yı ne ağabeyilerim Ahmet ve Ömer'i hatırlamıyorum. Son ikisi aynı yıl 1883'de ben iki yaşındayken ölmüşler. Naciye, annem gibi sarışın,
mavi gözlü, duru beyaz tenli idi. Tipik bir Yörük kızıydı, Makbule'ye hiç benzemezdi." der