Berat Hanım şiirin hikâyesini anlatıyor:
"Cahit Bey evde hep daktilo başında, sürekli yazı yazardı. Ben de bir gün biraz da sitem ederek dedim ki, ‘O kadar şiirin var, devamlı daktilo başındasın, bana bir şiir yazmadın.’. Hemen kâğıt kalem istedi, bana şiir yazacakmış. Birden utandım, mahcup oldum, hem ben söyledikten sonra yazmasının ne kıymeti var diye içimden geçirdim, kâğıt kalem getirmeyi kabûl etmedim. Ama o çok ısrar etti ve kâğıdı kalemi alıp başladı şiir yazmaya.
‘Bir anda ne yazacaksın, şiir öyle yazılır mı?’ falan diye itiraz etsem de ‘Şair adamım, ilham beklememe gerek yok, hemen yazacağım.’ diyor ve hâlâ sitemime gülüyordu. Şiirini tamamlayıp uzattı kâğıdı ‘Bu şiir senin.’ dedi. Ama kabûl etmedim. ‘Öyle ben söyledikten sonra adıma yazılan şiirin kıymeti mi olur?’ diye düşündüm. Hâlâ da öyle düşünürüm, o yüzden çok kıymetli bulmam o şiiri. Şair arkadaşları, çok güzel bir şiir, deseler de benim fikrim hâlâ aynı.".