Karanlığa bir ad verelim...Ah nasıl anlatsam genelde romanlar okurken kendimi karakterin yerine koyarım. Lakin bu sefer karakter 'kendim' olunca sanki kendi başımdan geçenlerin özetini okuyormuşum gibi hissettim. Bu yüzden ağır ağır, tane tane okumaya çalıştım. Nefis bir eser! Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını” gösteriyor Sabahattin Ali.
Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan'a keskin bir bakış. Aslında hepimizin içlerinde bir şeytan var müdafaasını üzerimize almaktan korktuğumuz bütün hareketlerimizi ona yüklüyoruz. Nefs dediğimiz şeydir aslında bu.Halbuki ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
Kabullenemediğimiz yanlışları neden başkalarına atmakta bu kadar ısrar ederiz ki?
Gerçekten de yalnızlık ile çözülür müydü? Ömer tanışmadan önce tedavi olsaydı hayatları daha mı iyi olurdu?
Belki benim alıntılarımı okuyan bir kaç kişi fark etmiştir. Kitabı bitirmeden sonunu görmüş gibiydim. Olacakları önceden tahmin etme diye düşünebilirsiniz lakin öyle değildi. Bazen gerçekten hayatta elde ettiğimiz bir çok şeyi kitaplarda görebiliriz. Lakin insan sonunu bilsede 'belki bir farklı son olur' umuduyla devam eder. Hayatımızda hep umut mu besleyeceğiz. Kendi içimizdeki kötülüğü örtmek için hep "İçimde bir şeytan var" mı diyeceğiz. Peki bu nereye kadar gidecek. Ölme derecesine gelecek kadar aşık olan bir kadını bile umutsuzluğa sürüklemek. Sonuç bu mudur. Hani verilen sözler, hani seni asla bırakmayacağım, senden asla soğumam, sensiz yapamam gibi cümleler bir hiç uğruna anlık bir şehvet, bir hoşlantı uğruna mı söylendi. Seni seviyorum cümlesi bile artık rahatlıkla söylenebilir hale geldi. Söyleyen kişi gerçekten de seviyor mu?
Gerçekten sevmek nedir ?
Birine ilk görüşte aşık olmak mıdır? Yeni tanıdığın birine sempati duymak mıdır? Uzun zamandır sevdiğin kişiye katlanmak mıdır?
Hayır! Bunların hiçbiri değil. Gerçek sevgi bunlar değil. Peki gerçek sevgi nedir ki. Onu özel kılan nedir?
Sizce Macide Ömer'i gerçekten sevdiği için mi yanında oldu yoksa Ömer Macide'yi gerçekten sevdiği için mi onu kendinden uzaklaştırdı. Macide katlanmadı lakin haklıydı, Ömer hastaydı, tedavi edilmesi gerekti lakin Macide onu affetti hatta suçlu bile bulmadı. Bilmiyorum ama bu gözler ile bakan biri Macide gerçekten seviyordu der. Ama ben yanılıyorsunuz derdim. Çünkü gerçekten sevmek bambaşka bir şey. Her neyse bu kadar yazdığım yazıyı kimse okumayacak. Lakin 2023 yılında okuduğum en iyi roman.