Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1/10 puan verdi
Namussuz Namuslu*
Bu yazı bütün hayatı boyunca, kadını sapkın dürtülerinin bir kuklası gibi kullanan Russell'ın ''Mutlu'' Olma Sanatı isimli kitabında, özellikle aile konu başlığı altında sarfettiği, aynı fikirde olmadığım sözlerinden yola çıkarak, kendisinin sapkın karakteri üzerine yapmış olduğum incelememdir! Bu incelemeyi yazmamda katkısı olan, yazarın kitabından alıntıladığı kısma yaptığım yorumumu, ''Kitap okuyan'' birisine göre, çok değişik ''edebi'' bir üslupla ele alıp hakaret marifetiyle ''Dandik!'', ''Bok!'' gibi güzel sıfatlarla harmanlayan ve iletişim metodu olarak da engelleme yolunu tercih eden @MrsWho isimli kullanıcıya teşekkür derim. Yüzlerce kitap okumuş, 4800den fazla alıntı paylaşmış(!), e-ticaret müdürü sıfatı sahibi, 1k da kariyerli bir okuyucu olarak, kullandığı dil ve üsluba, hayatta olsaydı, Russell bile yüzlerce kitabı nerene okudun der ve onun bile hayrete düşürürdü. (Şaka şaka Russell karakterinde bir sapkın tabii ki böyle bir şey düşünmezdi.) Sonuçta üslup kişinin karakteridir. Russell'ın kitabını okuyup, diğer kitaplarını ve hakkında yapılan yayınları inceledikten sonra, kimmiş bu adam diye merak ettim ve araştırdım. Babaannesinden itibaren başlayan ve hayatına giren her kadına mutsuzluk getiren, çoğu zaman da hayatlarını mahveden ama insanlara kadın üzerinden aile mutluluğu (esasen mutsuzluğu) konulu akıl verme cüretini kendinde gören sapkın deha hakkında, herkesin kim olduğunu bilmesi ve kitaplarını ona göre okumaları için, bende bir yazı yazma hissiyatı oluştu. Russell'ın namussuz namusluyu canlandırdığı hayatına dair incelemesinde kitabından kullanacağımız alıntı şu şekilde: “Kadının katlanmak zorunda kaldığı haksızlıkların en öldürücüsü de budur: O, aile içindeki görevlerini yerine getirdiği için çocuklarının ve eşinin sevgisini yitirmiştir; oysa bunları ihmal edip de neşesini ve kendi bakımını sürdürseydi, belki hâlâ sevilmekte olurdu.1” Dehası ya da yapmış olduğu bilimsel çalışmalar, bu incelemenin ve incelemenin başlamasına vesile alıntı hakkındaki aile yapısına dair yorumumun haklılığı ya da haksızlığıyla bağdaştırılamaz. Bu yüzden, yazarın bilime dair yapmış olduğu çalışmalarla bu yanlış düşüncelerden ibaret görüşünü aklamaya çalışmak mantıksız olur. Varsayalım oldu, küfür ve hakaretle bir görüş asla savunulmaz. Sapkınlık nedir? Kitabı ya da yazılarını okuyup paylaştığımız yazarları ne kadar tanıyoruz? Haklarında ne gibi kitaplar okuyup araştırmalar yaparız? Çoğu zaman hatta hiçbir zaman bunları yapmıyoruz. Ama sapkınlık nedir şöyle söyleyelim; evli olduğu halde birçok kadınla aynı anda ilişki yaşamak sapkınlıktır ve ne tesadüftür ki, bu durum sevgili deha filozofunuzun en sevdiği fiziksel aktivitelerindenmiş. Tüm evlilikleri boyunca eşlerini aldatması da bu sapkınlığın delili zaten. Asilzadeler (günümüzde de Russell ve aynı zihniyettteki avaresi ve benzer avanelerinin (sanatçı demiyorum!) şarkıcı, oyuncu, ve sözde modern insanlar) için sayılmasa da, normal insanlar için bu bir sapkınlıktır! Ahlak kurallarına aykırı, evlilik öncesi ilişkilerin normalliğini savunup, toplumu bozup, evlilik hakkında kabul edilemez fikirler savurmak da bir çeşit sapkınlıktır. Örneğin, New York City College'deki görevine hangi sebeplerle son verildiyse o da düpedüz ''sapkınlık'' oluyor. Yok yok değildir, en azından kadının evine ailesine, eşine çocuklarına ilgi, şefkat, sevgi ve alaka göstermemesi gerektiğini, böylece mutlu olacağını düşünen avareler için öyledir bu, öyle değil mi... (@MrsWho a cevaben) Uzayda değil, Türkiye'de yaşıyorum ve kitabındaki bir bölümde 1800-1900lü yılların İngiliz ve ya Amerikan aile yaşantısından yola çıkan yazarın o döneme ait aile yaşamına dair saçmalayarak ''kadının annelik ve eşlik yapmaması gerektiğini savunan'' fikirlerini kendi aile yaşantımızla aynı zannetmek de gayet ''mantıklı''. Değil Türk toplumu, hiçbir toplumun, mantık sahibi insanın kabul etmeyeceği, Russell'ın tavsiyesini siz dinleyin, evlilik hayatınız boyunca annelik ve eşlik görevlerinizi yerine getirmeyin, neşeniz ve kişisel bakımınızla meşgul olun. Bu bilinçle yetiştireceğiniz çocuklarınızın ve eşinizin sevgilerini kazanırsınız... Kitabı mı okudunuz, yoksa siz de birilerinden görüp kopyala yapıştır mı yaptınız bilemem, bu size kalmış ama siz Russell'ın ortanın altında olmayan şu sapkın, pardon güzel sözlerini de doğru buluyorsunuzdur sanırım: “Bugün, zekâ ve {{çekicilik bakımından ortanın altında olmayan,}} {{annelik özleminden kendini uzak tutabilen}}, meslek sahibi, {{bekâr}} genç kadınların tatlı bir yaşam sürmesi mümkündür.” Ortanın altında olanların vay haline! Kadın olarak bunu kabullenebilene bravo! Daha ilk evliliğinde bile eşinin daha şehvetli kız kardeşiyle ve niceleriyle flörtleşmesi yazarın diğer sapkınlığı! Fikirlerin çokça yayılması lazımdı ki ‘’womanizer’’ (zampara) Russell kendisine yeterince kurban hazırlayabilsin değil mi? Yazar doğru yoldaymış, neden mi? Fikirleri sayesinde öğrencilerinden birinin eşiyle de birliktelik yaşamış. Ama bu sapkınlık değildir sanırım, olsa olsa aşktır! Sapkınlığını daha da ileriye götürüp, evli bir kadınla başladığı ilişkisinde, felsefi düşüncelerinin sözde yaratıcı enerjisine zarar vermemesi için, eşini kendi yuvasında ''cinsiyetsiz bir angarya ve gözyaşı'' tabiriyle dillendirilen zorbalığa maruz bırakan yine Russell'ın ta kendisiymiş! Mutlu aile kavramının felsefesini yazan adama da bakın hele! Kendi karısı ailevi görevlerini yerine getirmeyip, ona aşkla bağlı kalmasaydı, Russell'ı “ihmal edip de neşesini ve kendi bakımını sürdürseydi, belki hâlâ sevilmekte olurdu” Ne trajikomik değil mi? Terzi kendi söküğünü dikemez ya, toplum ve aile için onca makale kitap yaz, ama ''sapkın'' düşünce tarzının meyvelerini kendi çocukları üzerinde ne denli faydalı olduğunu acı bir şekilde gör(me)! Sapkın yazarımızın acımasız ve bencilliklerle dolu yaşamının, uyduruk felsefesinin eseri kendi soyunda gayet başarılı olmuş! Büyük oğlu delirmiş, torunu ise intihar etmiş… İşte size ‘’Mutlu Olma Sanatı’’ şaheseri yaratan büyük deha Bertrand Russell… Namussuz Namuslu, büyük sapkın, Mutlu Olma Sanatı'nın deha yazarı Russell hakkında daha fazla fikir sahibi olmak isterseniz, ya da yazdıklarını düpedüz iftira, karalamaya çalışıyorsunuz derseniz, Miranda Seymour’un makalesini ve makaleye konu Ray Monk'un kitabını okuyabilirsiniz... (Kaynak: Los Angales Times Lunacy, Love and Logic : BERTRAND RUSSELL: The Spirit of Solitude By Ray Monk by Miranda Seymour latimes.com/archives/la-xpm...) Batı hayranlığının kölesi, onlar ne dese ne yapsa haklıdır, bak adam dâhiymiş, bilimde şöyle şöyle çalışmalar yapmış, herkes övmüş, modern yazıları var, yahu adam Nobel kazanmış vs gibi koyunsu bakış açısına sahip arkadaşlar rahatsız oldunuz biliyorum ama yapacak bir şey yok… Hayatın böyle de acı dokunan gerçekleri var! Seviyeli değerlendirmeleriniz için ayrıca teşekkür eder, kaliteli alıntılar dilerim...
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıBertrand Russell · Say Yayınları · 20134,040 okunma
··
2 artı 1'leme
·
756 görüntüleme
Esmer okurunun profil resmi
👌💯Kaleminize sağlık hayranlıkla okudum incelemenizi.. Medeniyet adı altında Kadını köleleştirme sistemine haklılık payı çıkarabilen sapkınlığı normalleştirebilen zihniyetler karanlıkta kalmaya mahkumdur.. Olabilir ki yazdı okunur ama sabit düşüncelerle destek verilmesi gülünç doğrusu.. Hemde bir kadın tarafından..
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Aslında kopyala yapıştır, nasıl olsa kadınım herkes beğenir düşüncesiyle yapılmış, içeriğinin bile ne olduğunu bilmeyen, bilse bile beğeni uğruna önemsemeyen, beğeni-takip etkileşimi bağımlısı insanlarla dolu çağımızın uygulamaları... Yoksa, kadının kadına yaptığı bu kötülüğü, hem de sapkın bir erkeği haklı görerek, hiç bir canlı yapamazdı herhalde...
3 sonraki yanıtı göster
Limmonataa okurunun profil resmi
İlk başta gülerek okudum ama genel olarak Russell kadınları aşağılayan bir budala . Bunu çoğu eserinde farketmek mümkün. İşin acı tarfı hala büyük bir oranda okunuyor olması. Kafası mide bulandırıcı şeylere çalışan bir avare. Ama buna rağmen yazar olabilmiş . Peki nasıl ?
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Çok basit aslında... Asilzade olması başlıca neden. Malum insanlar asillere her türlü saçmalığı yapmalarına rağmen hayranlar... Sapkınlar ve düşünmekten aciz ama kendini modern diye adlandıran avareleri ve onların gitgide artan sayıları sayesinde servetlerine servet katan güç sahiplerinin varlığı... Nobel gibi bir saçmalıkla dünyada insanları kolayca ve istedikleri gibi şekillendiren yahudi lobisi... Sapkın fikirlere sahip avare bolluğu yaşanan dünyada, sapıklıklarını ve saçmalıklarını kendi saçmalıklarıyla özdeşleştirip, toplumu çirkin iç dünyaları gibi yaşayan ve bunu yaymak isteyen ''koyunumsu'' avare avanelerin bolluğu... Liste uzar gider böyle...
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.