Kışın kar yağarken pencere önünde ya da bir tren yolculuğunda -ama yine karlı bir havada- okusaydım bu kitabı zevkten 4 köşe olurdum. Birçoğumuzun adını duyup da bir türlü okuyamadığı ya da okuduğu meşhur kitaplardan biridir Doğu Ekspresinde Cinayet. İncelemeye başlamadan önce, polisiye sevenler için hazırlanmış muhteşem bir kitap diyebilirim. Eğer polisiye seviyorsanız, bir olayın çözüm aşamaları sizi merakta bırakıyorsa ve siz okurken bundan zevk alıyorsanız bu kitap tam da size göre. Kitap hakkında detaylı bilgi vermeden genel olanları anlatmak istiyorum okuyacaklara fikir olması adına. Bir trende, yani kitabın adından da anlaşılacağı üzere Doğu Ekspresi treninde, işlenen bir cinayet var ve trende konaklayan, aynı zamanda romanımızın baş kahramanı dedektif Pairot bu cinayeti çözmeye başlar. Trende toplam 13 kişinin ifadelerini tek tek alır doktor Constantine ve şirketin yöneticilerinden Bouc ile. Romanın sonunda da katil ya da katiller bulunur. Kitap çok güzel ilerliyor ama ifade kısımları bence fazla tekrarlıyor. Romanın sonunda olay çözülüyor ama çözümü bir kenara bırakılıyor gibi, aslında tam çözüme kavuşmuyor etkisi veriyor. Evet, katil ya da katiller bulunuyor ama sonrası yok. Ne olacak? Bu kadar mı? Eee? Daha iyi bir son beklerdim açıkçası. Dedektifin her detayı dikkate alması olağanüstü. Hatta kitabın bazı yerlerinde geçen konuşmalar bile aslında cinayetle ilgili bilgiler (foreshadowing) veriyor. Dedektif Pairot hiçbirini es geçmiyor, aklını kullanarak 2 yolla çözüm buluyor. (Bu kitabı okumaya karar vermemdeki sebep de Pera Palasta Gece Yarısı dizisinde kitabın yazarı olan Agatha Christe’nin adının geçmesi. Otelin bir odasında “Agatha Christe, Doğu Ekspresinde Cinayet kitabını bu odada yazdı.” cümlesi beni hemen kitabı almaya teşvik etti. Dizinin etkisinde ya da yazıldığı odayı görmenin etkisiyle aldım desem yeridir.)

Doğu Ekspresinde CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 201925,6bin okunma

16 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.