Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

344 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Ursula K. Le Guin'i Harry Potter evrenine pislik attığı için sevmesem de okuyorum. Belki de söylediklerinde haklıdır ama söylemese de olurdu değil mi? Bırak senin hakkını okur teslim etsin. Neyse. Daha önce Sürgün Gezegeni için; "Yaban Kızlar'ı okumuştum. Benim tanışma kitabım bu değil yani bir çok kişinin aksine. Kitabı okurken sürekli nerden tanıyorum bu üslubu dedim durdum. Yarısında hatırladım. Yaban kızların yazarı bu dedim. Çok sürükleyici bir kitap değil. Çünkü başka bir dünyayı anlatıyor. Kullandığı isimler dahil başka bir dünyaya çekiyor. Belki de ben başka bir beklenti ile okudum. Yine de içinde dersler var. Sabırla okunursa. "Farklılıklar hayata renk katıyor." Arka kapakta "Otorite, kişinin kendisinden mi kaynaklanır, yoksa etrafındakilerden mi?" Bu cümleyi okuduğum zaman eskiden beri aynıymış her şey dedim. Yönetim kısmı. İki farklı insan türünün başka bir türe karşı birlik olma mücadelesi. Zor ama yinede okunabilir bir kitaptı." bu ifadeleri kullanmışım, hatırlamıyorum ama o zaman Rowling'in yarattığı dünyaya çalıntı dediğini bilmiyordum. Demek ki hissetmiş olacağım, hoşlanmadığımı buradan anlıyorum, ben en azından. Bunlara rağmen ben tabii ki kitabın, yazdıklarının hakkını vereceğim. Hiç fizik bilmeyen biri bu kitabı biraz zor okur, anlar öncelikle. Bu bir. İkincisi de bazı kavramları iyice özümsemiş olmak lazım, anarşizm nedir, kaptalizm nedir, erkek hegomanya nedir, feminizm nedir daha bir sürü izm'lerin ne anlama geldiğini bilmek gerekiyor. Sürekli iki ayrı dünyanın karşılaştırmasını okudum durdum ama yer yer ikisinde de tanıdık şeyler buldum. İkisi de ütopya değil, ikisi de tam distopya değil diyeceğim. Kadınlar her iki dünyada da önemli. Özellikle Uras'ın kadınlarının materyal olarak görülmesine karşı Vea'nın o saçma durumdan iktidar elde etmesi acayip bir durum gibi geldi başta ama düşününce, toplum sadece kadına değil her şeye duruma göre meta olarak bakmıyor mu? Hepimiz bazı şeyleri "idare" etmiyor muyuz? Devrimi yapan Odo da kadın. Mezarı, kapitalist Urasda kalıyor. İki dünya birbirinden tamamen farklı ama ikisinin de kendince handikapları var. Anarres için paylaşım esas, sahip olmak, o mülkiyet ne bileyim evlenmek, çocuk sahibi olmak, anne demek, baba demek yok. Doğurduğun çocuğu bile paylaşmak var. Böyle bir dünyayı kim ister? Onların zihniyetine göre mülkiyet var hırsızlık olur. Yani bir şeyler yasaksa, kilitliyse odalara girmek için anahtar olan insanlar da vardır. Acayip bir sürü düşünce. Eğitim bireysel tercih mesela. İster eğitim alırsın, istersen almazsın. Öyle mi olmalı gerçekten? Ya da herkes her işi yapmalı mı? Hiç bir şeyde düzen istemedikleri halde aslında her şeyi herkese bölüştürerek de bir düzen oluşturmuş olmuyorlar mı? Anarres bizim dünyamıza kesinlikle çok uzak, biz bana göre Urrasvari yaşıyoruz, Her gün biraz daha urraslaşıyoruz. Doktor Shevek çılgın projesini(maddeyi bir yerden bir yere taşımak) anlamak hakikaten zor ama olay zaten o değil. O bizim için sebep. Aydan gelen, Anarres'den gelen ziyaretçinin Urras'a neden geldiğini anlamak önemli. Onun derdi önyargıları ortadan kaldırmak. Siz bizim tarihimizsiniz , biz sizin geleceğiniziz diyor.
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 202112,4bin okunma
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.