Yazarın okuduğum ikinci kitabı sanırım. Kütüphaneye gidip geldikçe rafta gördüğüm, sürekli okumayı ertelediğim bir kitaptı. Sonunda okuma fırsatı buldum ve bir önceki okuduğum Kırmızı Pazartesi kitabı kadar sevdim.
Karakter 90 yaşına gelmiş o zamana kadar gerçek anlamda aşık olmamış biri. Artık son günlerinde yaptığı işten, yaşadığı hayattan bir hayli bıkmış bir adam. Doğum gününde ise genelev patronundan farklı bir istekte bulunuyor. Aslında benim karakter için kendine son doğum günü hediyesi dediğim bu istek hayatının son günlerinde ilk kez aşkı tatmasını ve biraz da olsa monoton yaşamanında heyecanı başlatıyor.