Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Turgut Özakman'ın Mezkûr Eserine Cevap
Hem yazdıklarımdan ve hem de yazamadıklarımdan dolayı beni kınayanlar. Bu keyfiyetin en tipik misâli Turgut Özakman isimli tiyatrocu bir şahsın yazmış bulunduğu "
Vahidettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele
Vahidettin, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele
" isimli hacimli bir eserdir. (Ankara, 1997). Köpeksiz köy bulup, deyneksiz gezen bu kemalist rejim hâhişkârı kalemden sâdır olan bin sâhifeye yakın kitap benim öteden beri M. Kemal Paşa ve yakın tarihimizle ilgili beyanlarımı çürütmüş olduğunu iddia ederek kitabını bitirmiş. Lâkin defâatle, 5816 sayılı kaanundan bahsederek bizim yazamadıklarımız için bu kaanunu bir bahene olmak üzere ileri sürdüğümüzü iddia etmiştir. Bu iddiaya rağmen de ele aldığı fikirlerimizi mevzubahs ederken hemen her defâsında: "Bak işte bu kaanuna rağmen doğru-yanlış her bildiklerini söyleyebiliyorlar. Öyleyse bu bahanenin bir hükmü olamaz!" meâlinde (Bakınız: age. Sh. 728 vd.) ifâdelere yer vermektedir. Her kemalist bir hakikat sevgisini şahısperestliğe gâlib olarak, benimsemiş bulunan bu kemalist yazar eser te'lifini bir kemmiyyet mes'elesi sanmakta ve bizim 5816 sayılı kaanundan vâkî olan mağduriyet ve mazlumiyetimizin bilançosundan habersiz görünmektedir. Evet ben bu kaanuna rağmen -riske girerek- pek çok şey söylemiş ve yazmışımdır. Ancak bu yüzden ödediğim bedel hesaba katılırsa daha fazla riske girmekten ictinâb etmemi mâkul addetmeyecek bir vicdan sahibi tasavvur olunamaz!.. Kendisi bütün beyanlarında resmî görüşe müvâzî ve tasvibkâr bir ifâdede bulunmuş olmaktan dolayı ömründe bir gün bile hapis yatmamış olan bu gibi kimselerin şu tavrı "bekâra karı boşamak kolaydır" darb-ı meselini hatırlatan bir keyfiyettir. Kendisi benim, M. Kemal Paşa hakkındaki fikirlerimi güyâ red ve cerh ederken hiç mi o devre âid bir yanlışa veya tenkîdi mücib bir keyfiyete rastlamamıştır. Bu şüphesiz imkânsız bir keyfiyettir. O kadar karışık bir devirde bütün yapılanların doğru olduğunu iddia etmek akıl, mantık ve maslahat müvâcehesinde kabul edilebilir bir keyfiyet değildir. Kendisi de yiğitse bu kadar medhiyenin arkasından böyle tenkid mâhiyetinde bir iki şey söyleyebilmiş olsaydı, o zaman gününü görür, savcıların bu kaanunu nasıl anlayıp tatbik ettiklerine bizzat şahit olurdu. Bunun tipik misâli Kâzım Karabekir Paşa'nın dâmadı Faruk Özerengin'dir. Bu zat kemalist bir kafa yapısına sahip olduğu hâlde kayınpederinden öğrendiği bir iki doğruyu ifâde etmiş olmaktan dolayı bu kaanundan bir buçuk yıla mahkûm olmuştur. Bir diğer misâl de merhum Tahsin Demiray'dır. O da 1960 yılında Kâzım Karabekir Paşa'nın "İstiklâl Harbimiz" isimli eserini yayınlamaktan dolayı mâhud 5816 sayılı kaanuna istinâden taht-ı muhâkemeye alınmış, bundan ancak teşriî masuniyet (dokunulmazlık) sayesinde ve uzun yıllar sonra paçayı kurtarabilmiştir.
Sayfa 372 - Sebil YayıneviKitabı okudu
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.