Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

o düşünce tam olarak, sen'sin.
Bugüne kadar her şeyin söylendiğini ve her şeyin yapıldığını düşünen, ancak üretmekten vazgeçemeyen bir yaratıcıyı düşün. Bir şairi, bir yazan ya da herhangi bir sanatçıyı. Davranışa dönüşmesine ramak kalmış iki karşıt düşünce: Üretmek ve üretmemek. Ve ikisi için de yeterli geçerlilik nedeni bulabilen bir zihin. Sence böyle bir oyun nasıl biter? Eğer birinci kural tanınmıyor ve ona uygun hareket edilmiyorsa sanatçı durur. Zihnindeki çarpışmanın ışığı o kadar güçlü olur ki kamaşmış gözleri perdelenir. Ne üretmemenin huzuru içinde günlerini geçirebilir ne de üretirken sahip olduğu yeteneği zorlayacak özgürlüğü kullanabilir. Ne yaratmaktan vazgeçebilir ne de yaratırken tatmin olabilir. Durur. İçindeki karşıt düşünceler bataklığında yeteneği gömülene kadar durur. Ve yeteneğinin gömüldüğü mezarın başında ağlamaktan başka çaresi kalmaz. Oysa çarpışma gerçekleşmeden yapılması gereken üçüncü düşünceyi doğurmaktır. Bu örnekte, her şeyin daha önce söylenmiş olduğunu varsayan yaratıcının aynaya bakarak tekrarlaması gereken cümleler şunlardır: “Her şey söylenmiş olabilir, ama ben daha söylemedim. Ve eğer ben söylemediysem her şey söylenmemiştir. Çünkü kimse benim gibi söyleyemez. Çünkü ben tekim. Çünkü daha önce söylenmiş olanları benim gibi söyleyebilecek kimse yok. Özgürlükten herkes söz etti. Ama ben değil. Komşum da etmedi. Onun komşusu da. Ancak herkesin özgürlükten söz ettiği gün, özgürlük, söylenmiş ve kapanmış bir konu olur. Dolayısıyla yaşayan bütün akılların süzgecinden geçene kadar bâkir kalacak olan özgürlük düşüncesine ilişkin yaratımlar sürecektir.” Zihin boşluğuna neden olabilecek karşıt düşünce çarpışmaları, ancak üçüncü düşüncenin keşfiyle olasıdır. Ve daima üçüncü düşünce vardır.
Sayfa 31
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.