Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven yaratır; düşüncedeki incelik derinlik yaratır; bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır. _Kalite bir erdemdir. O kendini mekandaki yaşantıda, düşüncedeki derinlikte, sevgideki cömertlikte, ifadedeki gerçeklikte, idaredeki düzende, eylemdeki etkide, doğru zamandaki doğru harekette gösterir. _Karar, aklın durması halidir. Karar verdiniz mi, akıl, düşünmeyi durdurur. Buna rağmen akıl, insanı daima karara zorlar, çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz yapar. Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz. _Eylemsizlik, her şeyden el etek çekmek demek değildir. Tutkudan ve hırstan, doğadaki dengeye ters şeylerden uzak durmak demektir. İçine kapalılık demek değil, ukalalık, gevezelik etmemek, çevresine yaşamı ve tutumu ile örnek olarak yol göstermek demektir. Eylemsizlik, yaşamın akışına aykırı olan eylemlere girişmemektir. _Sadece kendiniz olarak mutlu olduğunuzda ve kendinizi hiç kimseyle kıyaslamadığınızda, herkes size saygı duyacaktır. Doğal olan güzeldir. İnsan içinden öyle geldiği için iyilik yapmalıdır. Ödül beklediği için ya da cezadan korktuğu için değil. İçten gelmeden yapılan şeyler de uyum getirmez. Dünya olduğu gibi olağanüstü güzel. _Neden basit şekilde ana-babanızı onurlandırmıyor, çocuklarınızı sevmiyor, kardeşlerinize yardım etmiyor ve en yüce doğruyu anlamak yerine, elinizde sıradan yöntemler bulunduruyorsunuz? Bu, gerçek saflık, gerçek basitlik ve gerçek ustalık olacaktır. _Kazanmak yada kaybetmek, hangisi daha iyidir? Kayıp bazen kazançtan daha fazla yarar sağlayabilir. _Asıl tehlikenin büyüğü, asıl sakınılması gereken şey, “hortlaklardan” da önce, insanlığa hizmet etme aşkıyla hortlaklara savaş açan kutlu kişiden gelebilecek zararlardır. _Gerçek her zaman güzel; güzel de her zaman gerçek değildir. ****** _Aydınlanmış Bilge’nin sonsuz iyiliği karşısında, herkesin ağzı açık kalır. Aydınlanma bir amaç değil; Anlamdır. Bilge, arkadaş edinmekle ilgilenmez, ne de düşman kazanmakla; iyi ya da kötü ile, övgü ya da suçlama ile. Bu tür bir Tarafsızlık insanın en üst halidir. Tabiat da tarafsızdır ve kasıtlı hareket etmez. Hiçbir varlığa iyi veya kötü niyeti yoktur. Tabiat, Tao'nun takipçisidir. Bilge kişi de böyledir. Tutkularından arınmış ve Tao ile bütünleşmiş. Övgü beklemez. Yaptığı iyiliklerden bihaberdir. Onurlu ve alçakgönüllüdür. Kötülüğe iyilikle, zekice olan ya da olmayan bir davranışa dahi zekice karşılık verir. Zeka, bilgelik değildir. Tasarlamadan hareket eder; tatsızın tadını alır; karmaşıktaki basiti arar. Keskindir ama kesici değil. Sivridir ama delici değil. Parlaktır ama kör etmez. Kaos ortaya çıktığında, bilgenin içsel dünyası düzenli ve sakindir. Topluma geri dönüşünde yardımcı olur. Kaos sona erdiğinde toplum tarafından görülebilir. Budur bilge kişinin eylemi. ****** _TAO, yaratıcı bir hiçlik, sırların sırrı, tüm mucizelerin kapısıdır. Kişinin kendisiyle bir olmasından daha iyidir Tao ile bir olması; bensizliğin geliştirmesi. TAO’nun özünü kavramanın yolu, hep hiçlikte kalmak, tutku ve isteklerden arınmaktır. Tasalanma sebebim bir bedenimin olmasıdır. Bedenim olmasaydı tasalanacak neyim kalırdı? _Arzulardan arın, esrarengizi gör; arzulara bürün, arzu uyandıranı gör. Hep hiçlikte kalanlar görür onun özünü; hep varlıkta kalanlar görür onun yüzünü. Hiç ile kaynak aynıdırlar. Ne olduğumu bıraktığımda, neysem o olabilirim. Uyanmış insan işlenmemiş cevheri görür. Kendini dizginlemekten daha değerli bir şey yoktur. _Nesnelere ve kavramlara verdiğimiz anlamlar, arzuları ve amaçları doğururlar. İyi ve kötü, alçak ve yüksek, aydınlık ve karanlık gibi. Bu anlamlardan kopmamız arzu ve amaçlarımızdan ayrılmamız sonucu eylemsizliğe varırız. Eylemsizlik bir kere kavrandığında uyumlu yaşama geçiş kapısı açılır. Geçmişin pişmanlıkları ve gelecek kaygısı ve planları gibi gerçek yaşamdan koparan etkiler aynı zamanda insan yaşamında bir tür dengesizlik hali yaratır. Uyumlu yaşam ve doğal akış insanın içinde bulunduğu an ile bütünleşerek yaşamasını sağlar. Bu uyuma, yolu izlemek denir. Yol anlamına gelen Tao kelimesiyle kastedilen budur. _Zekâ seviyesi yükseldikçe, garip şeyler de o kadar çoğalır. Düşüncelerinizi değiştirin, hayatınız değişsin. Düşlerini neyle suladığına dikkat et. Düşlerini endişe ve korkuyla sularsan, yaşamını boğan yabani otlar biçersin. Düşlerini iyimserlikle, çözümlerle sularsan, başarı biçersin. ****** _Karışık_ _Sen kimsin ki yol göstereceksin? Ne kadar çok rehber olursa, emin ol o kadar çok kargaşa olur. Herkesi kendi haline bırak. Sen kimsin? Toplum kuralları ve yöneticilerin otoritesi, gerçekte toplumsal hastalıkların ve insanlığın tüm acılarının asıl kaynağıdır. En iyi lider, varlığı belli olmayandır. İş bittiğinde diyecekler ki: Biz bunu kendimiz yaptık. Baştakinin karakteri nasılsa, halk da öyledir. _Konuşmadan önce düşün. Gereği var mı? Şefkat barındırıyor mu? Kimseyi incitebilir mi? Sessizliği bozacak kadar değerli mi? Fazla söz boşa zahmet. İyisi mi içindekini tut içinde. Çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez _Çamurlu su, doğada kat ettiği yol sayesinde arınır. İnsan, yaşamının önüne çıkardıkları sayesinde kemale erer. Sürekli eylem sayesinde en hareketsiz hale kendiliğinden erişilir. İyi bir gezginin sabit planı ve varmaya niyeti yoktur. İnsanlar size yardım edecek, incitecek, acı verecek, terk edecek, sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır. _Beş renk, gözü kör eder; beş ses, kulağı sağır; beş çeşni, tat alma duyusunu köreltir. Fazla düşünmek zihni zayıf düşürür, arzular ise kalbi öldürür. Denge ve ihtiyaç önemlidir. _Orada oturup sessizce tefekküre dalarak zihnini temizleyebileceğini mi sanıyorsun? Bu, zihnini yalnızca daraltır, temizlemez. Tam uyanıklık akışkandır ve uyumludur. Her zaman ve mekanda vardır. Gerçek tefekkür işte budur. Dünyadan uzak durarak kim saflığa ve basitliğe erişebilir. Tao temiz ve basittir ve dünyadan uzak durmaz. _Bir ağacın güzelliği hiçbir zaman kelimelerle ifade edilemez; bunu anlayabilmek için onu kendi gözlerinle görmelisin. Dil, bir şarkının melodisini yakalayamaz; onu anlayabilmek için kendi kulağınla işitmelisin. _Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır. _Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şakıyan kuşlar gelir. _Bahar gelir ve çimenler kendiliğinden yeşerir. _Diğer insanların hakkınızda ne düşündüğünü kafanıza takarsanız, daima onların kölesi olursunuz. _Dostlarını kendine yakın tut, düşmanlarını daha da yakın. _İnsan ne kadar çok bilirse hükmedilmesi o kadar zor olur. Bu nedenledir ki eğiterek hükmetmek isyan getirir, cahil bırakarak hükmetmek mutluluk. _Küçük kafalar kişileri, büyük kafalar fikirleri konuşur. _Görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur. _Karın, karanlık, gizli, sırlı hakikatin simgesidir. _Konfüçyüs: Lao Tse’yi gördüm bugün. Düşündüm: Acaba o da ejderha gibi mi? _Çömleği yapan kil değil, boşluktur. _Gök baba, toprak ana, gök gürültüsü kudretli büyük oğul, su gizemli ortanca, dağ inatçı küçük oğul, rüzgar hareketli büyük abla, güneş cilveli ortanca, göl uysal küçük kız. _Birisi tarafından delice sevilmek, güç verir; delice sevmek ise cesaret. _Büyük insanlar veda ederek gider; basit ve küçük insanlar ihanet ederek giderler. _Öğrenmeniz gereken üç şey vardır: Yalınlık, sabır, şefkat: Bu üç şey sizin en büyük hazinenizdir. _Kılıcının iki ağzını durmadan döven ve bileyenin; kılıcı erken körelir. Evinde altın ve yeşim saklayanın; kapısına hırsız dolar. Zenginlik ve şeref ile kibirlenen; kendi sonunu getirir. _Bin araba yükü olan sen, neden kendini hafif gösteriyorsun? Hiç unutma, hafiflik, zamanla temelden yoksun olur; sıkıntı ise benliğin efendisi olur. _Sağlam kök salan sökülmez. Sıkı tuttuğun çalınmaz. _Kendi aczinden onur duymaya kuvvet denir. _Fincanı iki elinle tutarken, aynı anda dolduramazsın. _Ölümden korkmaz olursa insanlar nasıl korkutursun ölüm korkusuyla? Ölümün sahibinin yerine öldürmek, marangoz yerine keseri ele almak demek. _Karşılaştırmalar yargılamalardır. _Zorlanan bir şey, eninde sonunda eski durumuna geri dönecektir. Gereğinden fazla zorlarsan, en müthiş bıçak bile körleşecek. Çaresizlik ona hiçbir işe yaramayan, akortsuz yalanlar söyletecek. Bilgelik de akılla birleşip sağduyulu zekayı ışıldatacak. Sabır en dolaşık ipleri bile düğümlerden kurtaracak. … ************ ************ _TAO – YOL_ _Tao, her şeyin kaynağı olan “HİÇLİK”tir. HİÇ iken Bir oluruz. Bir’ken İki oluruz. İki iken Üç oluruz. Üç’ten binbir Tür oluruz. Hiçlik, karşıtlıklar dünyasının kaynağıdır. Birinin içinde ötekinden, erkekte kadından, kadında erkekten, ışıkta gölgeden, toprakta güneşten bir şey vardır her zaman. Her şey karşıtıyla vardır. (Ying Yang.) Tao içerdiği yol olma niteliğinin yanı sıra rehber olmasıyla, aslında aynı anda yapan ve yapılmakta olan gibi iki kavramı içinde barındırır: Hem yönetmen hem aktör, hem besteci hem melodi, hem seyrüsefer cihazı hem seyrin ta kendisi. _Hiç ile kaynak aynıdırlar. Yalnızca biz farklı adlar vermişiz. Maddesel ve tinsel her şeyin kaynağı olan TAO. Yeryüzünün bir kaynağı vardır ki anasıdır yeryüzünün. Her kim anaya bakarsa, yaşamı boyunca korkmasın hiçbir şeyden. Sonsuzluğu kucaklamaktır bunun adı. Yüceliğini bilip alçaklığını yitirmeyen, olur göğün altında vadisi yerin. _TAO’nun özünü kavramanın yolu, hep hiçlikte kalmak, tutku ve isteklerden arınmaktır. TAO’nun özüne varacağım diye tutkularından kurtulmak için çabalayıp duran kişinin bu halinin de tutku doludur. Hiçliğe dönendir biçimlenmemiş biçim. Aslı olmayan resim karanlıktır, kaostur. _Tao soyuttur. Başlangıcı ve sonu yoktur. Tarif edilemez ve anlayışımızın ötesindedir. Ne yükselirken parlaktır, ne de batarken karanlık. Onu adlandırdık mı, sonsuzluğunu yitiririz. Çünkü her söylenen söz, her verilen ad, şeyleri “Kendisi olamayandan” ayırır. _Su, TAO’nun simgesidir. O, yumuşak ve uysal, ama taşı delecek kadar güçlüdür. En ince aralıklara bile sızar. Karşılık beklemeden çevresine hizmet eder. Her zaman en altta, insanların hor gördüğü yerlerde kalır. Bu yüzden de toplayıcı ve birleştirici olur. Her yerde çevresiyle uyum sağlar. İçinde bulunduğu kaba uyar. Yine de hiç bir zaman kendi doğasını yitirmez... _Her nesne Tao nazarında birer küçük evrendir; dünya kainatın küçük evreni, ulus dünyanın küçük evreni, köy ulusun küçük evreni; aile köyün küçük evreni, ve bedeni kişinin ailesinin küçük evrenidir; tek bir hücresinden galaksiye kadar. İnsanlar yeryüzünü izler, yeryüzü gökleri, gökler Yol'u izler. Yol ise olanı. Üstün insana Yol'dan söz etsen, gayretle işe sarılır. Nasipsize söylesen vay haline, kahkahaya güler. Gülmeseydi, yol, yol olmazdı. _Evrenin merkezinde olduğunuzu görün. Her şeyi, sonsuz bedeninizin bir parçası olarak kabul edin. Çözümlemeye, bölmeye, şeyler arasında kıyaslama yapmaya son verin. _YOL'u yitirmeyen doygunluğu aramaz. Doygunluğu aramayan kalır dolmadan. Hep açık yeni yetkinliğe. _Yücelerden bilge, YOL’u duyunca, izler onu uyumla. Alçakçalardan bilge, YOL’u duyunca güler ağız dolusu ve gülmezse bil ki Doğru YOL değildir o. _Olgunlaşır varlıklar. Sonra dönerler kaynaklarına. Kaynağa dönmek huzur demek. Huzur, amaca varmak demek. Amaca varmak, sonsuzluk demek. Sonsuzluğu kavramak, aydınlık demek. Sonsuzluk kavranmadı mı uyumsuzluk gelir. Sonsuzluğu kavrayan hoşgörülüdür. Hoşgörülü demek adil. Adil demek egemen. Egemen demek kutsal. Kutsal demek YOL'da. YOL'da demek kalıcı. _Biliyorsam biraz doğru YOL’da yaşamı. Tek korkum yolu yitirenlerdendir. Sapanlardan dar sokaklara doğru. YOL dururken. _Bütün keskinlikleri körelt. Karmaşık düğümleri çöz. Parlaklığını sönükleştir. Her şeyi birbirine kat. Sır olan Ayniyet, işte buradadır. Sen ona yaklaşamaz, onsuz da yapamazsın. Ona bir hayrın da olmaz, zararın da. Ona şeref de veremezsin, aşağılayamazsın da. Dünyada hiçbir şey onun kadar asil olamaz. Tozuna karış dünyanın. Budur gizli Bir’e varmak. Buna erişeni ne sevgi yaralar ne soğukluk; ne kazanç yaralar ne kayıp; ne saygınlık yaralar ne utanç ki, en saygın o olur göğün altında. _Kutlu kişi örnek olur dünyaya. Çevresine ışık saçmaz ve aydınlanır. Kendisine değer vermez ve yüceltilir. Kendini övmez ve yarar verir. Kendini öne koymaz ve kalıcılaşır. Çünkü savaşmayanla kim savaşabilir dünyada? _Dünyadaki herkes güzeli güzel olarak bilir ve çirkinlik de bu yüzden vardır. İşte böylece, Varlık ve Yokluk birbirini doğurur; zor ve kolay birbirini tamamlar; uzun ve kısa birbirini şekillendirir; yukarı ve aşağı birbirini doldurur; sesler ve tonlar birbiriyle uyuşur; önce ve sonra birbirini izler. _Her şey ya çoğalır azaldıkça, ya azalır çoğaldıkça. En büyük yetkinlik eksik görünür ve sonsuz olur etkisi. En büyük doğruluk eğri görünür. En büyük yetenek aciz görünür. En büyük belagat dilsiz görünür. Soğuğu hareket yener, sıcağı sükûnet. Saflık ve sükûnet; bu ikisi ölçütüdür dünyanın. _Sonsuz Tao, ne anlatılabilir olan, ne de ad verilebilir olandır. Her şeyin durmaksızın dönüştüğü bir kainatta, ona ad vermek onu sınırlandırmak olur. _YOL’da bir oldun mu onlarla YOL’da olanlar da Hoşnut olur bundan. Yoklukta bir oldun mu onlarla. Yoklukta olanlar da Hoşnut olur bundan. Güven bulamaz güven göstermeyen _Ayak parmakları üstüne kalkan sağlam durmaz. Dizlerini kırmadan yürüyen ilerlemez. Çevresine ışık saçan aydınlanmaz. Kendine değer veren yüceltilmez. Kendini öven yarar vermez. Böyle kişi yemek artığı yara irini gibidir YOL’a _YOL doğurur. ERDEM besler, büyütür, bakar, geliştirir, tutar, örter ve korur _İyilik bilmez gökyüzü. En büyük iyiliği de budur işte .“Sevgi, iyilik, insaniyet, bağlılık.” Taoculuk bu tür sevgiyi reddeder: Böylesi sevgi, kimilerini başkalarına karşı kayırmak demektir. Oysa TAO’nun, doğanın, dünyanın iyiliği, tarafsızlığında, kimseyi sevmeyip, kimseyi kayırmamasındadır. _Taoculuk’ta ne geçmiş ne gelecek, yalnızca şimdiki yaşam vardır. _Zhuang Zi, ölümün eşsiz bir “mutluluk” olduğunu savunur. _Yaradılış, doğa ananın koynunda sürekli olarak yeniden gerçekleşir. Ying aydınlık, Yang gizemli karanlık ve ikisini birleştirem yaşam soluğu uyum. _Vadi, hiçliği simgeliyor. Her iki yönden de “vadi ruhu” TAO’yu çağrıştırıyor: ana rahmi” anlamına geliyor. “Karanlık dişinin kapısı” da, hem bin bir türün doğuşunun tablosunu çiziyor, hem de “sırlar sırrı” olan “tüm mucizenin kapısı”nı çağrıştırıyor. _Taoculuk’ta daha çok vurgulanan, bütünün parçalardan fazla bir şey olduğu olgusudur. _Kitab-ı Mukaddes’te Tanrı, Peygamber Yeşaya’ya “Bilgelerin bilgeliğine son vereceğim, yok edeceğim usluların usunu!” diye seslenir. Yeni Ahit’te de Aziz Pavlus “Nerede zeki insanlar, nerede okumuş kişiler? Tanrı bu dünyanın bilgeliğini deliliğe çevirmedi mi?” diye alaya alır yetenekleri ve bilgeliğiyle övünenleri. Tao ise insanı kendi doğasıyla yüz yüze bırakıyor. _Çok daha iyidir basitliğini görmek ham ipeğin güzelliğinin ve işlenmemiş taşın; kişinin kendisiyle bir olmasından daha iyidir tao ile bir olması, bensizliğin geliştirmesi. _Yaratıcı prensip birleştirir, sonsuzluğa uzanır. Sonsuzluğa seyahat ederken değişmez özünü korur. En lüks yerlerde basitliğini korur. _Bazen her şey ters görünür. Aydınlık karanlık. Doğru yanlış gibi, kolay zor, pak olan kirli, ilerleme gerileme olarak görünür. En kötü anlarda dahi umudunu kesmez Tao. Sen de öyle ol. Doğru görünen bir dahakinde eğri görünebilir; zeka aptallık görünebilir, güzel söz söyleyiş patavatsızlık görünebilir; hareket soğuğu alt edebilir, durağanlık da sıcağı, ama hareketteki durağanlık tao'nun yoludur. _Sertin üstesinden ancak ona boyun eğen yumuşak gelir. _En büyük balık gölün dibinde yaşar ve bir ülkenin en iyi silahları kuytuda kilitli tutulmalıdır. Uysal ve nazik olan, sert ve güçlünün üstesinden gelebilir. _Irmağın ve akıntının hakimi denizdir, çünkü hepsinden alçaktadır. Öğretmenin öğrencilerine yol göstermesinin en iyi yolu önde gitmelerine izin vermektir. _Erdemli kişi, kendi için tartışmaya gerek görmez çünkü bilir ki tartışmak yararsızdır. _Tartışmalar kavgacılık yapmak yerine beklemeyi bilerek, üstüne gitmek yerine geri çekilerek kazanılabilir. Büyük savaşlar kıpırdadığını belli etmeden ve gizlediği gücünü koruyarak hareket etmek, saldırmadan ele geçirmek silahtan başka şeyler kuşanmak sayesinde kazanılabilir. _Eğilmek bilmeyen savaşçı, kendini ölüme mahkum eder ve eğilmeyi reddeden ağaç kolayca kırılır. Onun için sert ve yoğun olanın yenilmesi yumuşak ve esnek olanınsa yenmesi mukadderdir. _İhtiyacından çoğuna sahip olandan alıp ihtiyaç sahiplerine dağıtmak tao'nun yoludur yüksektekini alçaltır, alçaktakini yükseltir. _Ne kadar azsa çoğalır, ne kadar çoksa azalır. _Övgü beklemeden, ışığı saklamak, aşırılıklar olmadan, kara aynayı temizlemek, arzuların bastırılması, sakin ve hareketsiz, köke geri dönmek, ahlakin çürümesi, butunlugu korumak icin boyun egmek, değiştirilemeyeni kabullenmek, erdemli pasiflik arkadan önderlik etmek tek başına durmak… _Tao yaratır ama saygınlık istemez. Yol gösterir ama karışmaz. Tao seyahat etmeden de bilinip gözlenebilir; ondandır bilge kişinin bakmadan her şeyi görmesi. Tao, karıncayla imparator arasında fark gözetmez. Rahmetini iyiden de kötüden de esirgemez. İyilik bilmez gökyüzü. En büyük iyiliği de budur işte. ****** _BİLGE_ _Bilge, gece içinde bir okyanus gibi, durgun ve sessizdir ama bir kış rüzgarı kadar yakıcıdır. Bilge kişi bulutlar gibi sürüklenir, belli bir yeri olmadan. Yeni doğmuş bir bebek gibi kendini ifade etmeye çalışmaz. Bilge kişi bilir ki kişi yenilerek yenebilir ve yenerek yenilebilir. Bilge kişi kendine önem vermez, ama başkalarının ihtiyaçlarını duyumsar. Alçakgönüllü ve utangaçtır. Böylelikle diğerlerinin kafasını karıştırır. Çocuk gibi görünür ve dinlenir. Bilge kişi kafasında yenmeyi kurmaz ki yenilsin, bir şeye sarılmaz ki yitirsin. Bilgenin yolu kurnazlığa kaçmadan çalışmaktır. _Kutlu kişinin kendi kalbi yoktur. 72 milletin kalbidir onun kalbidir. O, kendi çocukları gibi bakar hepsine. İyilere iyiyim, kötülere de iyiyim. Çünkü iyiliktir ERDEM. Dost olana dostum, dost olmayana da dostum. Çünkü dostluktur ERDEM. Kutlu kişi isteksizliği ister; değerliye değer vermez. Kutlu kişi, sükûnet içinde yaşar. Geniş kalbi dünyaya açıktır. _ “Komşunun tanrısını kendi tanrından çok sev!” Brahman rahibi _Kendini bilen, bilge; başkasını bilen, bilgilidir. Kendini yenen, kudretli; başkasını yenen, kuvvetlidir. Başkalarını anlamak olgunluk, kendi kendini anlamak ise daha üstün bir olgunluktur. Halinden memnun olan zengindir. Nefsini yenen, iradeli. Yerini korumayı bilen, kalıcıdır. Ölüp de yok olmayan, ölümsüz. Mutsuzsanız geçmişte. Endişeliyseniz gelecekte. Huzurluysanız şu an da yaşıyorsunuz. _Bilmemek gerçek bilgidir. Bildiğini farz etmek bir hastalıktır. Öncelikle hasta olduğunuzu fark edin; ondan sonra iyileşmeye başlayabilirsiniz. Bilgiye ulaşmak için, her gün bir şeyler ekleyin. Bilgeliğe ulaşmak için, her gün bir şeylerden kurtulun. _Bilmek ama yine de bilmediğini düşünmek en büyük hünerdir. Bilmemek ama bildiğini düşünmek ise hastalıktır. _Zeka, bilgelik demek değildir. _Yaptığını kendi yaşamı için yapmayan daha bilgedir yaşama değer verenden _Bütünlügünü korumak icin boyun eğer ve kendini savunmayarak ayrıcalık kazanır. Eğilmek dik olmaktir; bos olmaksa dolu. Böbürlenen kişi aydınlanmamıştır, saygı görmez değerli insanlardan; böylece, hiç bir şey kazanmaz ve itibarı lekelenir. Kibir aşırılıktır ve bilge kişi onlara ihtiyaç duymaz. _Eğer pes edebilirsen güçlüsündür. _Kimileri mucizeleri kutsal sayar. Ben mucize olmayanı kutsal sayarım. Çılgınlar tanrısal vahiy ararlar Göğün-Yerin işaretlerinde. Ben bilgelik ararım Zaman ve Dünya’nın işaretlerinde. _Ayaksız yürümek. Kolsuz dövüşmek. Saldırısız yenmek. Silahsız durdurmak. En büyük talihsizliktir küçümsemek düşmanı. Küçümseyen korkarım yitirir hazinesini. ****** _GİZEM_ _Eskinin yetkin ustaları özlü ve gizemliydiler. Derindiler erişilip bilinmez. Kışın bir ırmağı geçer gibi çekingen, komşuların gözü altında gibi dikkatli, konuklar gibi sakıngan, eriyen buz gibi geçici, işlenmemiş balçık gibi şekilsiz, vadi gibi geniş, sis gibi bulanık… _En yüce hakanların varlığını bilmezdi halk. Ne sakıngandı değerli sözleri. İşlerini görürlerdi onlar ve yoluna girerdi. Sonrakiler sayıldı ve sevildi. Sonrakilerden korkuldu. _Derler ki, tüccarın iyisi malını öyle saklarmış ki, onu gören yoksul sanırmış. Arif ve ERDEM’li kişi de odur ki, gören budala sanır, iyisi mi, siz vazgeçin şu gururlu, hırslı, kibirli halinizden. Bırakın şu yakışıksız çabalarınızı. ****** _SU_ _Su gibi olmalısın. Kırılmamak için bükül; düz olmak için eğril; dolmak için boşal; parçalan ki yenilen. _En büyük iyilik Su gibidir. Sudaki iyi, herkese yarar. Su ki, beslerken dört bir yönü, yarışmaz, tartışmaz şunu bunu. Kibirsizce akar, seçmeden sağı solu. Reddeden insana bile faydası olur. Tao gibidir. Bu yüzdendir ki, Yol'a uyumludur yolu. Bilge kişi de su gibidir. Arzusuz ve alçakgönüllü, entelektüel düşünceli, sevecen, adildir. Bilge kişi sessizce çalışır. Ne övgü ne de şöhret aramaz. Uyuyan bir bebek gibi nefes alır ve uyumu gözetir. _Bir insan, doğduğunda yumuşak ve güçsüzdür; öldüğünde, sert ve bükülmez. Bitkiler canlıyken yumuşak ve esnektir; öldüklerinde sert ve kuru. Bu yüzden sertlik ve bükülmezlik, ölümün yoldaşlarıdır, yumuşaklık ve narinlik hayatın yoldaşları. Yumuşaklık sertliğe, dirençsizlik kuvvete karşı zafer kazanır. Biçim alabilen şeyler, sert olan şeylerden üstündür. ****** _LİDER_ _En iyi lider, varlığı belli olmayandır, işi bittiği, amacına vardığında, diyecekler ki: Biz bunu kendimiz yaptık. En iyi lider insanların ancak varlığından haberdar olduğu liderdir. Halka yön vermek istiyorsan, onların arkasından yürümelisin. Bilge kişi, kendi kişiliğini en sona koyar ama yine de en öndedir. İşini bitirince, geriye çekil, İşte budur insan olmanın yolu. _Baştaki sakin ve edimsizse Halk dürüst ve temiz olur. Baştaki zeki ve kurnazsa Halk hilekâr ve güvenilmez olur _Emretmeden yönetebiliyorsanız lidersiniz. Lider ol, ancak efendi olma. _Eğer ki halkın korktuğu biriysen, sen de halktan kork. _Bir aile iç ahengini yitirdiği zaman “hayırlı oğullar”dan söz ederiz. Bir devlet kargaşaya sürüklendiği zaman sadık devlet adamları”ndan. _Büyük işler başarıp şeref kazandıktan sonra bir yana çekilmesini bilmeli. _Büyük bir milleti yönetmek küçük bir balık pişirmek gibidir; fazla kurcalarsanız mahvedersiniz. _Ülkenin günahını kim alırsa üstüne, başta gider tohum kurban töreninde. Ülkenin acılarını kim alırsa üstüne, hakanı olur yeryüzünün. _“Emirlerle yönetip cezalarla düzenlersen halk, yılgın ve utanmaz olur. ERDEM’le yönetir ahlakla düzenlersen halk utanmayı öğrenir ve iyiye yönelir.” Ama gerek “ahlak”, gerekse “yönetme” ve “düzenleme” çabalarının kendisi huzursuzluğun asıl kaynağıdır. _Toplumdaki çürüme, ahlak dersi verme ve politik önlemler almayla giderilemeyecek kadar derin. Tersine, tüm töreler, kurallar, ahlak, politik girişimler, kötülüklerin asıl kaynakları. İnsanların doğallıklarına dönmeleri, her türlü tutku ve bencillikten kurtulmaları, toplumsal norm ve değerlerden vazgeçmeleri gerekiyordu. _Liderin görevi nüfusun refahını sağlamaktır, kendi refahını değil. _Devlet yönetimi, filozofların işidir. Basit halk, yüreğini huzursuz kılmaktan başka bir işe yaramayacak, ona ancak mutsuzluk getirecek olan tüm bilgiden uzak tutulmalıdır. Tutkularını aşmış, bilge kişi içinse durum başkadır. _Halkın günahlarını, ülkenin acılarını üstüne alan dünyaya hükümdar olur. _Ülkedeki insanların karnı aç canları kıymetsiz olursa onlar da yönetimi alaşağı etmek için artık kendi canlarından geçerler. _Tezatmış gibi görünse de insanların aşağılamalarını kaldırabilen kişi yönetmeye uygundur. Önderlik etmeye uygun olan da ülkesinin felaketleriyle bizzat yüzleşendir. _Sorunlar ortaya çıkmadan önce yüzleşilirse kargaşanın önüne geçilir. ****** _SARAY_ _Bir ülkede saraylar ne kadar çoksa, halk o ölçüde fakirleşmiştir. Saraydaki lüks ve pahalı şeyler ne kadar fazlaysa, tahıl ambarları o kadar boşalmıştır. Başkalarının yoksullaşması üzerine kurulmuş olan bu gösteriş, haydutların yağmadan sonraki böbürlenmelerinden başka bi şey değildir. Buna hırsızların cakası denir. Yol, bu değildir. Budur işte sahte yol. _Halk açsa bu üsttekilerin fazla vergi yemelerindendir. Halkı yönetmek güçse bu üsttekilerin her işe karışmasındandır. _Bir memlekette ne kadar çok yasa ve nizam varsa, orada o kadar çok hayduta ve hırsıza rastlanır. _Günümüz yönetimleri, “tüketim olanakları verip halkı pasifleştirerek, basit halkı bilgisiz bırakarak, aydınların ise gözünü yıldırıp eyleme girişme cesaretlerini kıracak şekilde türlü yöntemler uyguluyorlar. _Ermiş kişi yönetirken, kalplerin boşalmasını ama karınların doymasını sağlar. İstekleri zayıflatır, ama kemikleri kuvvetlendirir. İnsanları daima alimlikten ve arzudan yoksun bırakır ve alimler bir eyleme geçmeye cüret edemez. Yaptıkları bundan ibarettir ve işte böylelikle düzensiz bir şey kalmaz. ****** _STRATEJİ_ _Kazanmak ya da kaybetmek, hangisi daha iyidir? Kayıp bazen kazançtan daha fazla yarar sağlayabilir. _Ezecekler mi birini? Büyütürler onu alabildiğine. Zayıf mı düşürecekler? Güçlendirirler onu alabildiğine. Yokedeceklerse, geliştirirler onu alabildiğine. Alacaklar mı elindekini? Verirler önce bol bol. Budur görmek görünmezi. Yumuşak yener serti. Zayıf yener güçlüyü. Çıkarma balığı derinden. Sırdır düzen. Ele verme sırrını. _Bir şeyi daraltmak istiyorsan, önce onu genişletmelisin. Bir şeyi zayıflatmak istiyorsan, onu güçlendirmelisin. Bir şeyden ayrılmak istiyorsan, önce onunla birleşmelisin. Bir şeyi almak istiyorsan, önce onu vermelisin. Buna “ince kavrayış” denir. _Doğru yaşamayı bilen geçsin ülkeyi bir uçtan bir uca. Rastlamaz tek gergedana kaplana. Geçsin bir ordunun içinden. Ne zırh yarar ne kılıç. Gergedan, bulamaz boynuz saplayacak yer. Kaplan, bulamaz tırnak geçirecek yer. Kılıç, bulamaz keskinliğini gömecek yer. Neden? Çünkü ölümlü yanı yoktur onun. ****** _AHLAK_ _Ahlak yok olduğunda doğru davranış biter ve çıkarcılık ortaya çıkar. Çıkarcılık, düzensizliğin başlangıcıdır. _ERDEM’le dolu kişi benzer yeni doğmuş bebeğe. Yılan çıyan sokmaz. Vahşi hayvan saldırmaz. Alıcı kuş paralamaz. İncedir kemikleri kasları. Yumuşaktır ama yine de sımsıkı yapışır tuttuğuna. Erkek dişi nedir bilmez ama yine de kalkar pipisi. Çünkü dopdoludur hayat tohumuyla. _Erdeme haiz olanlar kusur aramaz. Kusur arayanlar erdeme haiz değildir. _ERDEM’li kişi ERDEM’i bilmez; Ondan ERDEM’lidir o. ERDEM’siz kişi çabalar ERDEM’i yitirmemeğe. Ondan ERDEM’sizdir o. ERDEM’de olan amaçsız. ERDEM’siz olan amaçlı. YOL’u yitirince ERDEM. ERDEM’i yitirince aşk. Aşkı yitirince adalet. Adaleti yitirince ahlak. Sadakat ve güven kıtlığıdır ahlak. Ve başıdır huzursuzluğun. ****** _KONFÜÇYÜS_ _Kong Zi yani Konfüçyüs “Başkalarının bana yapmasını istemediğimi ben de onlara yapmamalıyım” der. “ _Konfüçyüs bir gün suyun içinde çırpınan adamı kurtardıktan sonra, coşkun suların içinde sağ kalmayı nasıl başardığını sormuş. 'Çok kolay!' demiş adam. 'Akıntı beni aşağı çektiği zaman daldım, yukarı ittiği zaman da su yüzüne çıktım.'" Sertliğe karşı yumuşaklığın, tutkuya karşı tutkusuzluğunu, hoşgörüsüzlüğe karşı hoşgörünün, erkeğe karşı kadının yanını tutan bir öğreti bu. _Kong Zi, Lao Tse’yı ziyaret ederek onun bilgisine başvurur. Lao Tse onun gururlu ve girişimci tutumunu eleştirir. Kong Zi sarsılmış ve ustaya derin şekilde hayran kalmış bir halde öğrencilerinin yanına döner. Kong Zi öğrencilerine dedi ki: Kuşları bilirim, uçarlar. Balıkları bilirim, yüzerler. Hayvanları bilirim, koşarlar. Koşanı tuzağın ağı yakalar. Yüzeni oltanın iğnesi tutar. Uçana avcının oku erişir. Ama ya ejderhalar? Ya onlar nasıl yükselir rüzgârların bulutların üstüne de göğe ulaşırlar, bunu bilemem. Lao Tse’yi gördüm bugün. Düşündüm: Acaba o da ejderha gibi mi? Lao Tse’nin bir “ejderha” gibi olduğunu anlatır. _Kong Zi eski gelenekleri öğrenmek için Lao Tse’ye geldi. Lao Tse ona dedi ki: Sizin sorduklarınız ancak kemikleri bile çoktan çürümüş insanların sorunları. Onlardan bugüne kalan yalnızca sözcüklerdir. Arif kişi zamanını bilir, arabası gelince biner, gelmezse de çıkınını toplayıp gider. ****** _KEDER içindeyim. _Henüz gülümsemeyi öğrenmiş bir bebek gibi durgun ve ifadesizim. _Ah daha ne kadar sürer yalnızlık. Herkes sevinç saçıyor. Bayrama gider gibi. Bir ben çekingen. Gülmeyi öğrenmemiş bebek gibiyim. Huzursuz savrulurum. Yersiz yurtsuz gibiyim. Herkes bolluk içinde. Ben unutulmuş gibiyim. Mağara gibi yüreğim. Uyumsuz ve karanlık Dünya insanları ışıl ışıl ah Bir ben bulanık su gibiyim. Dünya insanları kurnaz mı kurnaz. Bir ben kapalı kutu gibiyim. Huzursuzum ah deniz gibi. Dur durak bilmeyen girdap gibiyim. Herkesin hedefi var Bir ben aylak dilenci gibiyim Bir ben başkayım herkesten Ama değerlidir anadan alınan besin. ************ ************ _TAO_ (Vikipedi) _Tao veya Dao, Taoizm'in ana kavramıdır. Kesin olarak ortaya çıktığı bir tarih bilinmemekle beraber M.Ö. altıncı ve beşinci yüzyıl arasında yaşadığı tahmin edilen Lao Zi'nin Dao De Jing adlı eserinde Dao anlatılmıştır _Temeli sürekli değişimi esas alan bu anlayışta herhangi bir şeye ya da duruma ad vermek veya etiket takmak anlık bir hali yansıtacağı için kalıcı hal olarak kabul görmez. Şeyler, ancak dışa vuran, belirmeye başlayan haliyle duyularla algılanır. Bu da görecelidir. Dao De Jing adlı eserin ilk şiirinde "Duyudan uzaklaştıkça Dao'nun cevherine yaklaşılır" der. Dao tam olarak ne şudur ne de budur, öte yandan, hem şudur hem budur. Her şeyin her daim değişim ve dönüşüm içinde olduğu kabul edilir. Dao, her neyse, kendi de dahil evrenin yani her şeyin akışını, değişimini ve dönüşümünü tetikleyen doğurucu unsurdur. *** _LAO TZU_ _Lao Çince 'yaşlı', Zi ise 'üstad', 'bilge' anlamına gelir. _Bir rivayete göre arşivciydi; Laozi'den gitmeden önce öğretilerini kaleme almasını istendi ve o da Dao De Çing kitabında görüşlerini derledi. Bazılarına göre ise Laozi Çin'in efsanevi Sarı İmparatoru Huang-Di idi. Kadim olan öğretilerde ve düşünürlerde sıkça görüldüğü gibi Dao De Çing kitabının kendinden önce zaten var olan görüşlerin, bilgilerin Laozi tarafından bir araya getirilerek derlenip düzenlenmiş olduğu da iddia edilmektedir. Çok daha eskiye dayanan Yi Çing kitabından esinlendiği ya da yine bölgenin göçer halde yaşayan Şamanik toplumları gibi Doğu Asya halklarının evren ve yaşam hakkındaki gözlem, bilgi ve görüşlerinin derlenmiş hali olduğunu ileri süren güçlü görüşler de vardır. _Laozi'nin aktardığı bu metni, ister kendi görüşleri ister derleme olsun, yazılı klasik eser olarak dünya halklarına sunması, halkların kendi tarihi bilgi birikimlerinin günümüzdeki fizik biliminin kuantum mekaniği kuramları ile ne kadar örtüştüğünü görebilme olanağını doğurmaktadır. Yalın doğanın derin gözlemlerine dair bu bilgiler onu hem kendi döneminde hem de günümüzde çok önemli bir üstad yapmıştır. İnsanın sonradan yarattığı akıl ve düşsel evreni ile kendiliğinden doğal akışındaki evrenin farklılığını sağlam ilkelerle ortaya koymuş ve asıl olanın doğal akış, yol olduğunu sürekli vurgulamıştır. Asıl yolu (Dao'yu) kavramak için de akıl ve düşsel kurguladığımız evren ile ilgili bilgilerimizden kurtulmamız gerektiğini, bu bilgilerin asıl doğal evreni kavramak için hem zayıf kalacağını hem de engel oluşturacağını savunmuştur. Newton Mekaniği fizikte yüzyıllarca en son nokta sanılırken, Einstein'ın Görecelik Kanunu ile sarsılmıştır. Einstein ise Kuantum Mekaniğindeki Belirsizlik İlkesini saçma bulmuştu. Daocular fiziğin en küçük parçacığı bulmaya verdiği aşırı önemin onun en önemli engeli olduğunu savunur. Onlara göre bulunmuş ya da bulunabilecek olan en küçük parçacık evreni anlatamaz. Evrenin kaynağı var olana değil var olmayana dayanır. Bu hali Lao Zi Dao olarak anmaktadır ve eklemektedir: aslında onun ne adı var ne de kendi. Lao Zi'nin varlık olmama hali yani "yok" veya "hiç" haline yaptığı vurgu ile "kendiliğindenlik döngüsü"ne verdiği önem her türlü otoriteyi de dışlar. Akışa müdahale etmek olarak görür. İnsanın kendi zihninde yarattığı evrenleri de akışa müdahale olarak görür. Dao De Çing kitabında anlatılan ilkeler ve görüşler Çin Tıbbı'nın felsefi temelini oluşturur. _Laozi dünya kültürler tarihi boyunca yeryüzüne gelmiş düşünürler arasında en etkili ve ilham verici karakter olarak görülür. Dao düşüncesi sıklıkla felsefede diyalektik mantıkla karıştırılır. Kendi çağdaşı olan antik grek felsefesinde diyalektik düşüncenin öncüsü görülen Elealı Zenon'un paradoks mantığı veya Platon, Aristo gibi felsefecilerde bir şeyin karşıtıyla akıl yürütmek yöntemi; veya yakın dönemdeki düşünürlerden Kant, Hegel ve Marx düşüncesinde çelişkilerin doğurganlığı türü kuramlar basit veya karmaşık halleriyle diyalektik mantık içinde ele alınır. Ancak Dao'da yer alan ve yin ve yang olarak geçen karşıtlıklar ilkesi; yin ve yang'ın mutlak olmayışlarıyla, yani, bir şeyin tümden yin veya tümden yang olamaması, her kutbun içinde karşıtını barındırması, ayrıca bir kutup göreceli yin iken yang'a veya tersine dönüşebilir olması gibi nedenlerle diyalektik mantık ile aynı değildir. Yin ve Yang kuramında mantık olup olmadığı tartışmalıdır. Varsa bile ancak Kuantum Fiziği'ndeki Belirsizlik İlkesinde olduğu gibi "bir şeyin hem bu hem şu, hem orada hem burada, hem geçmişte hem gelecekte olabileceği" şeklinde bir mantık yin ve yang kuramının ilkelerine daha çok yakındır. Zaten çağdaş bilim anlayışı ile çatıştığı yer akıl ve mantık konusunda çok sıra dışı bir konumda olmasıdır. Ancak Kuantum Fiziğiyle öğrenilen yeni bilgi ve gözlemler Lao Zi'nin görüşlerinin bir kısmını ispatlar gibi durmaktadır. "Hiçlik" veya "Yokluk" ya da Lao Zi'nin deyimiyle "Dao" temel ilkesinin henüz Kuantum Fiziğinde de bir karşılığı yoktur. Günümüzde Daocular zaten olmaması gerekir çünkü Dao "varlık" değildir, demekteler. ************ ************ _TAO’CU SEKS_ _Sağlık ve uzun yaşam için cinsellik ve beslenme eşit yaşamsal önemdedir. Sağlıklı bir cinsellik yoksa dünya sorunları çözülemez. İçki, kumar, keder, hırs, nefret, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıkların nedeni cinsel açlık ve kadın erkek uyumsuzluğudur. Yaşam ve kıvanç çeşmesi olan Yin ve Yang arasındaki uyum sağlanamayınca geriye kalan şey yıkım, yitim ve ölümdür. _Sevişmenin gerçek kıvancı, iki beden ve ruhun şiirsel bir biçimde birbirleriyle bütünleşmesidir. Bir kez bir erkek gönlüne göre bir eş bulunca esriklik ve şiirsellik içinde onunla sevişmelidir. _Önemli olan orgazm değil, sevişmektir. Sanki kadınına hiç ama hiç doyamıyormuş gibi gelir. Asıl sürekli ve gerçek haz duyumu işte budur. Boşalırken pek kısa bir süre için duyumsadığı coşkunun bedeli saatler süren bezginliktir. Bu durumu da gerçek bir zevk sayamazsınız elbette. Buna karşın boşalmayı bir düzen içine koyup en alt düzeye getirene kadar azaltan kimsenin bedeni güçlenir. Zihni dinginleşir, görme ve duyma yetisi artar. Taocu sevişme öğretisinin özü, boşalmanın denetim altında tutulabilmesidir. Tao, her şey karşı sınırsız sevgidir. Gevşe, rahat, uyumlu ve doğal ol. _Sevişmeyi uzun süre sürdürebilmek için sevişme sırasında sık sık kesintiler yapmak gerekir. Bu yolla kadının tam olarak doyuma ulaşması sağlanabilir. Erkek de bu yolla boşalmayı denetim altına almasını öğrenebilir. _İnsan boşalınca yorgun düşüyorsa boşalma aralarını açmalı ve ne zaman boşalınca gökteki kartal gibi hissediyorsa o zaman denge kurulmuştur. Yorgunluk hem boşalmamanın etkisi de olabilir hem de boşalmanın vaktinin geldiğinin habercisidir de. _Kilitleme yöntemiyle bir gecede 5000 kez pompa yapılır ve 10 kadın tatmin edilebilir.(Kilitleme: Pompayı geri çekme) _Bir adam bir kez boşalmadan sevişirse bedeni güçlenir. Eğer iki kez boşalmadan sevişirse, gözleri daha iyi görüp, kulakları daha iyi işitir. Bunu üç kez yaparsa, tüm hastalıklardan kurtulur. Dört kez yaparsa, ruhunda erinçlik ve dinginlik hisseder. Beş kez yaparsa kalbi ve kan dolaşım dizgesi tazelenir. Altı kezde gövdesinin bel bölümü daha güçlenir. Yedi kezde kaba etleri, butları, oylukları güç kazanır. Sekiz kezde derisi düzgün ve pürüzsüz olur. Dokuz kezde uzun yaşamı sağlama bağlamış olur. On kezde hemen hemen bir ölümsüz olur çıkar. _Taoist cinsel uygulamalar - Özlerin Birleşmesi. Uzun yaşama ve ölümsüzlüğe ulaşmasının yöntemlerinden biri genç yaştaki bakirelerle cinsel ilişki kurmaktır. Tavsiye edilen 14 - 16 yaş arası. Chang, Taoist cinselliğin yaşlı erkek - genç kız ilişkilerinde hayata geçirilebileceğini belirtirken, genç erkeklerin ise gençler yerine yaşlı kadınlarla ilişki kurmasının daha avantajlı olduğunu ileri sürmektedir. _Kadınının saçının nitelikleri, derisinin yumuşak kayganlığı, gövdesinin insanın içini gıcıklayan kokusu ve kıvrımları o nemli güzel kokulu dudakları ve dili, hatta daha da nemli yü men’in dudakları, tükrüğünün ve kadınlık organının salgısının kendine özgü tadını, kokusunu ve yapışkanlığı… _Yin (dişil) ve Yang (eril) (Ateş ve su) _Erkek Yang’dır. Kadın Yin’dir. Erkek çabucak doyuma ulaşır. Daha canlı, daha hareketli, da ha çabuktur. Kadınsa daha yumuşak, daha durgun, daha sakindir ama sonuçta kadın erkekten çok daha güçlüdür. Ateş Yang’dır, çabukça oraya buraya sıçrayıp her şeyi tutuşturur. Ama Yin gücüne sahip olan suya yenilir. Taocu düşünceye göre güçler karşıtı olan güçlerle eşlenip bütünleşir. Yang ayrı ayrı güçler olmakla birlikte son aşamadaki bütünlüğü oluşturan parçalardır. Suyun ateşten daha güçlü olması gibi kadınlar da hem cinsellik, hem yapı bakımından erkeklerden daha güçlüdür. Taocu sevişmeyi bilenleri beş ayrı çeşnide yiyeceğin nasıl ve ne oranlarda birbirleriyle karıştırılıp lezzetli bir yemek yapılacağını bilen bir ahçıya benzetebiliriz. Taocu sevişmeyi bilip Yin (dişil) ve Yang (eril) uyumunu sağlayan kimse beş kıvançtan bir harman yapıp bunlardan cennettekileri kıskandıracak bir hazza erişir. _Sekssiz aşk ve aşksız seks olmaz, sağlıksızdır. Yin ve Yang uyumundan yoksundur. _Suyun ateşten daha güçlü olması gibi kadınlar da hem cinsellik, hem yapı bakımından erkeklerden daha güçlüdür. _Taoculara göre sevişme elektrik üretmeye benzetilebilir. Yeterli sürtüşme olmadıkça bir elektrik çakımı elde etmek olanaksızdır. _Bir kimse Taocu sevişme yöntemini uygulamadıkça sevdiği bir yemeği doya doya yemek isteyen ama midesinde yer kalmadığı için istediği gibi yiyemeyen boğazına düşkün bir kimseye benzetilebilir. _Erkeğin ersuyu (meni) yaşamsal bir özdür ve savurganca ersuyu’nu harcayan kimse hasta olur ve bu savurganlığı sonucunda ersuyu’nu tüketirse ölür. Erkekler bunun böyle olduğunu hiçbir zaman akıldan uzak tutmamalıdırlar. _Dokunma yoluyla duyguların aktarılması yaşamsal önemlidir. Dokunmakla cinsel birleşmenin sınırı çok azdır. _Masturbasyon salt sekstir. _En şehvetli bir kadını bile doyurabileceğini bilmek erkeğin kendine olan güvenini arttıracaktır. _Avrupada yemek ve seksin benzer yanları çoktur, en lezzetli lokma ilk lokmadır, sonraları lezzeti azalır. Taoda ise eğer seksle yemek arasında bir benzetme yapacaksak ilk sevişmenin çerez meze gibi alınması gerekir. Kendi başına lezzetli ve doyurucu olmakla birlikte asıl yemek için iştahı açmaya yarar. Bir erkek Taocu sevişmeyi öğrenince bu yemekten dördüncü beşinci kez yemek isteyecektir. Eski Çinlilerin dediği gibi eşine doymak bilmeyecektir. _Sevgiyle 1000 kez gidip gelme_ 1- Yeşim cevherini testereyle biçer gibi ileri geri oynatmak, sanki istiridyenin kabuğunu ayırıp da içinde pırıl pırıl pırıldayan incilere ulaşmak ister gibi yapmak. 2. Yeşim cevherine daldırmak. Sonra taşları biçermişçesine altın çukurundan (klitoris - bızır) yukarı çekmek. 3 - Demir bir havaneisiyle ilaç havanında bir şey dövüyormuş gibi yeşim doruğunu hızla klitoris (bızır) doğrultusunda bastırarak daldırmak. 4- Yeşim doruğunu bir içeri, bir dışarı oynatmak, ‘yoklama odası’nı (kadın organının yanları) bir sağa bir. sola çekiçlemek. Sanki çekiciyle demire biçim veren bir demirci gibi bunu yapmak. 5) Tarlasını çapalayarak ekime hazırla yan bir çiftçi gibi yeşim doruğunu kadın organının içinde kısa ve yavaş hareketlerle bir ileri bir geri oynatmak. 6) Yeşim doruğu ve yeşim kapısı sıkı sıkı tam olarak birbirleriyle bütünleşmiş durumda bir değirmen gibi birbirlerini öğütürler. Bunu dağdan inen iki ayrı çığın birbirlerine katışıp kaynaşmalarına benzetebiliriz. (T’ung Hsüan Tzu adlı kitabından) _Eski çinde sıkma tekniği: İşaret ve orta parmaklarını yan yana tutarak erbezi torbasının altıyla anus (makat) arasındaki noktaya üç dört saniye bastırır bir yandan da derin bir nefes alır. İki boşalma arasındaki ara erkeğin yaşı ilerledikçe boşalma sayısı azaltılmalı ama sevişme azaltılmamalı. Kış aylarındaki bir boşalma bahar aylarındaki yüz boşalmadan daha zararlıdır. Doğanın düzeni kışın Yang özünü biriktirmektir. Bu ölçüyü elden bırakmayan kimse uzun yaşar. insan ne kadar çok sevişirse Yin Yang uyumundan o kadar çok yararlanır, buna karşın ne kadar az boşalırsa bu uyumdan sağlanan yararı o kadar çok korumuş olur. _İmparator Huang Ti: “Bir erkek, kadının doyum sağladığını nasıl anlar?” Danışman Su Nü: Kadının cinsel isteğinin uyandığını gösteren ‘5 Belirti vardır: (1) Kadının yüzü kızarır ve kulaklarına sıcaklık basar. Bu aşamada erkek cinsel birleşme ye başlayabilir. Erkeklik organını kadınınkine hafif hafif değdirip hemen çekmeli bunu kadının isteğini arttırmak için kurnaz bir oyun gibi yapmalıdır (2) Kadının burnu terler ve meme uçları dikleşir: Şimdi yeşim doruğu “özel vadisinin” derinlerine inebilir ama asla daha derinlere inmemelidir. Daha derinlere inmek için kadının isteğinin daha da şiddetlenmesini beklemelidir. (3) Kadının sesini alçaltması ve sesinin boğuk ve kısık olarak çıkması: Kadın artık gözlerini kapatmış dilini dudaklarının arasına almıştır, solukları sıklaşıp soluk sesi işitilir duruma gelmiştir. O zaman erkeğin yeşim sapı içinden geldiği gibi inip çıkmaya başlayabilir. (4) ‘Kızıl top’ (kadınlık organı) iyice sulanır, bu da şehvet ateşinin doruğa ulaşmakta olduğunu gösterir. Her dalış sulanmayı arttırır. Yeşim çubuğu yavaşça ‘deniz kestanesi dişleri’ vadisine değer (beş santim derinlik). Sonra bir sağa bir sola, bir hızlı bir yavaş dalmayı, (5) Altın lotusları (ayakları) erkeği dolamak için havaya kalkınca kadının ateşi ve şehveti doruğuna ulaştı demektir. Bacaklarını erkeğinin beline dolar ve elleriyle erkeğinin omuzlarına ya da sırtına tutunur. Bu belirtiler artık erkeğin vadinin eri derin bölümüne kadar inme zamanının geldiğini gösterir (on beş santim). Böylesine bir derine dalış kadını esriklik ve coşkuyla bedeninin bütünlüğünü kapsayan bir biçimde doyurur.” _İmparator Huang Ti: ‘Bezginlik ve uyumsuzluk içindeyim, üzüntülü ve kaygılıyım. Bu durumdan kurtulmak için ne yapayım?’ Su Nü : ‘Bir erkekteki bütün bozukluklar sevişme konusundaki sorunlara yanlışlara bağlanabilir. _Jolan Chang_ ************** ************** _I CHİNG – DEĞİŞİMLER KİTABI_ _Önce "Hiç" vardı. "Hiçlik" ile "Hiç bir şey" aynı şeyler değildir. "Hiç bir şey" bir şeyin olmaması, orada bulunmaması anlamına gelebilir. Ama, "Hiçlik" bir şeyin orada bulunmaması anlamına gelmiyor. "Hiçlik" en başlangıcı temsil eden, somutlanamaz, soyutlanamaz olan her şeyin başlangıcı. “Boşluk", "Hiç" ten doğan ilk şeydir. Yin ve Yang işaretinin dış çemberinde belirir. Buna "Bir" denir. Hiçlikten, "Bir" doğar. Bir'den de "İki" doğar. Buna "Yin ve Yang" denir. İki temel karşıt kutuptur bunlar. Yin ve Yang'ın doğuşu ile "Haraket" de doğar. Diğer deyişle "Kutuplaşma ve Değişim" birlikte ve aynı anda gerçekleşir. İki, "Üç" ü doğurur ve nihayet sonsuz ve sınırsız "Her şey" ise "Üç" ten doğar "Tao'nun hareketi geri gelmektir, Tao'nun yolu yumuşamaktır. Her şey olmaktan doğar, olmak da olmamaktan" Tao - Lao _Evrendeki her şey "Karşıt iki kutup ilişkisi" içindedir. Karşıtlar, birbirinden bağımsız olamazlar. "Bağımlılık ilişkisi". Kutuplar minnacık oranda bile olsa karşıtını da içinde barındırır. Karşıtlar, birbirini besleyen/tüketen (destekleyen/denetleyen)ilişkisi içindedirler Karşıtların "Sürekli parçalara ayrılma İlişkisi". _Yin ve Yang evrendeki karşıt kutupları ve bu kutupların birbiriyle olabilecek her türlü ilişkisini ortaya koyan ve kökleri çok eskilere dayanan felsefi bir öğretidir. Yi Çing MÖ 2800 (Değişimler, Dönüşümler Yazması) adlı kitapta Yin ve Yang karşıt kutup kavramlarından söz edilmiştir. Her şeyin birbirinden ayrılamaz iki karşıt kutbu vardır. "Yin" ve "Yang" kutubu. Nerede Yin ve Yang kutuplaşması oluşur, orada hareket de başlar. "Bir" "Hiçlikten" gelir. "İki" de Bir'den doğar Karşıtlar, birbirine dönüşebilen yapıdadır. Dönüşüm aşamalarla, kendi sürecine bağlı olarak gerçekleşir. _Sadece üstün olan kişinin alçakgönüllülüğü alçakgönüllülüktür. _Değişimler Kitabı, Çin klasik metinlerinin en eskisi kabul edilen bilgeliğin kitabı. Kainattaki her şeyin değişim süreçlerini ve onların aşamalarını inceleyen bir yazıttır. En azından 5000 yaşındaki I Ching, insan yaşantılarının tümünü içeren bir bilicilik kitabı. Kehanet için kullanıldı. Bilinçaltını keşfetmenin bir yöntemidir. Simgesel altı-çizgiler ile yaşamdaki en güç sorunların, açmazların çözümü için bize yol gösterir. Barış içinde, uyum içinde yaşamak istiyorsak hayatta uymamız gereken yasaları açığa çıkaran bir bilgelik kitabı olarak da okunabilir. _Eşsiz ve büyük bir kitap, I Ching kendisini kanıtlar nedenlerle sunmuyor, kendini övmüyor, yaklaşılması da kolay değil. Doğanın bir parçası gibi keşfedilinceye dek bekliyor. Ama kendisi bilmenin, bilgeliğin âşıkları için doğru kitap gibi görünüyor. Jung _Düzensizliğin içinde düzen arayın. Dikkatli olun. İyi plânlanmış bir çekilmeyle problemden kaçının. Dürüst ve mesafeli olmak, en ideal ilişki türüdür. Kibar, asil ve hassas bir tavır içinde olun. Ancak üstün kişinin alçakgönüllülüğü alçakgönüllülüktür. Eğer gerçekleri göremeyen biriyle birlikteyseniz, ondan uzak durun. Hiçbir şeyi zorlamayın. İşlerinizde sessiz ve alçakgönüllü bir tavır edinin. Dar görüşlü, sıg kişiler, varlığı bencilce kullanırken, büyük kişiler sahip olduklarını başkalarının yararına değerlendirirler. Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. Enerji tıpkı ateş gibi yıkıcı değil yapıcı olması amacıyla kontrol edilmelidir. Davranışlarına gelen eleştiriler kişiyi çatışmaya sürükler. Kendini işe vermiş kişilerse bu durumdan büyük ölçüde etkilenmezler Tek başına olsa da bir ağaç kadar sağlam durabilmeli ve hayatı neşeyle algılamalıdır. Olgun kişi yolunu bir an olsun terk etmeden sabit ve sağlam kalmayı başarır. Olgun kişiler başkalarıyla aralarına mesafe koyarken, bunu hiddetle değil asaletle yaparlar. Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. Zarif bir gerileme, kişinin gururunu hiç zedelemezken, pişmanlığın yol açtığı gerileme hem çevresinde hem de ruhunda derin zararlarla sonuçlanır. Güneş, ilerlemeyi simgeler. İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. Bilge kişi tedbirli, içine kapanık ve ölçülüdür. Bilge bir kişi, günün havasına göre değil, kendi standartlarına göre davranmalıdır. İçinde manevi bir boşluk bulunan ve dışa sürekli neşe vuran kişi değersiz, boş zevklere kanacaktır. Mutlaka, giderek kendiyle olan bağı koparacaktır. Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. Kişi kaba kuvvet kullanırken, ötekiler beceriye başvurur. _MEVSİMLERİN SEMBOL ÖZELLİKLERİ_ _Gök_(CH'IEN) Yang, güçlü, yaratıcı, baba. Sonbahar sonu, kış başı. _Toprak_(K'UN) Yin, bağlı, karanlık, kabullenici anne. Yaz sonu, sonbahar başı _Gök Gürültüsü_(CHEN) Canlanma, güçlü, heyecanlı, hareketli büyük oğul. İlkbahar _Su_(K'AN) Derin, tehlikeli, uçurum gibi, kurnaz ortanca oğul. Kış _Dağ_(KEN) Sessiz, inatçı, durağan, en küçük oğul. Kış sonu, ilkbahar başı _Rüzgar_(SUN) İçe işleyici, kabullenici, iyi huylu, en büyük kız evlat. İlkbahar sonu, yaz başı _Güneş-Ateş_(LI) Sıkıca yapışan, sıcak, heyecanlı, güzel ortanca kız evlat. Yaz _Göl_(TUI) Neşeli, yumuşak, gülen, en küçük kız evlat. Sonbahar _1. CH'IEN (Verici, Yaratıcı) _2. K'UN (Alıcı, Kabul Edici) _3. CHUN (Başlangıçtaki Güçlükler) ( Fazla ağırdan almayın ama acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter.) _4. MENG (Toy Gençlik) (Enerjisini doğru yönde kullanan ulu kişi kendini geliştirmeyi bilir.) Eğer gerçekleri göremeyen biriyle birlikteyseniz, ondan uzak durun. Dikkatli olun.) _5. HSU (Değerlendirme) _6. SUNG (Çatışma) ( Hiçbir şeyi zorlamayın. Yalnızca kendi kazandıklarınıza güvenin.) _7. SHIH (Ordu) (İyi plânlanmış bir çekilmeyle problemden kaçının.) _8. PI (Birlik) _9. HASIAO CH'U(Kontrol Altında Tutmak) ( Kişi kendine, ruhunu ve becerilerini geliştirecek zamanı ayırmalıdır.) _10. LU(Adım Atmak, Ayak Basmak) ( Kibar, asil ve hassas bir tavır içinde olun.) _11. T'AI (Barış) ( Gelişmemişe katlanmak, hep orta yolu seçmek.) _12. P'I (Uyumsuzluk) ( İşlerinizde sessiz ve alçakgönüllü bir tavır edinin.) _13. T'UNG JEN (Sosyal Yakınlık, Dostluk…. Başkalarına açık davranırsanız kaybetmezsiniz.) _14. TA YU (Büyük Hakimiyet) ( Dar görüşlü, sıg kişiler, varlığı bencilce kullanırken, büyük kişiler sahip olduklarını başkalarının yararına değerlendirirler.) _15. CH'IEN(Alçakgönüllülük)( Alçakgönüllülükten başarı doğar, dağ alçakgönüllülüğü) _20. KUAN(Görüş Açısı) (Olgun kişi dünyada durmaksızın gezerek insanlar üzerinde düşünür ve onları eğitir.) _21. SHIH HO(Isırıp Koparmak) (Suç ve ceza net olmalı ve uygulanmalıdır.) _25. WU WANG(Sadelik) ( Kişi güvenle içinden gelen sese kulak vermelidir.) Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. ( Enerji tıpkı ateş gibi yıkıcı değil yapıcı olması amacıyla kontrol edilmelidir. Davranışlarına gelen eleştiriler kişiyi çatışmaya sürükler. Kendini işe vermiş kişilerse bu durumdan büyük ölçüde etkilenmezler Tek başına olsa da bir ağaç kadar sağlam durabilmeli ve hayatı neşeyle algılamalıdır. Samimi ya da mesafeli olmak, ideal ilişki türüdür. Olgun kişi yolunu bir an olsun terk etmeden sabit ve sağlam kalmayı başarır. _33. TUN(Geri Çekilme) Olgun kişiler başkalarıyla aralarına mesafe koyarken, bunu hiddetle değil asaletle yaparlar. Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. Zarif bir gerileme, kişinin gururunu hiç zedelemezken, pişmanlığın yol açtığı gerileme hem çevresinde hem de ruhunda derin zararlarla sonuçlanır. _34. TA CHUANG(Büyük Güç) Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. Kişi kaba kuvvet kullanırken, ötekiler beceriye başvurur. _35. CHIN(İlerleme) Güneş, ilerlemeyi simgeler. İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. _36. MING I(Işığın Kararması) Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. )( Bilge kişi tedbirli, içine kapanık ve ölçülüdür. _38. K'UEI(Çekimserlik ve Kopukluk) Bilge bir kişi, günün havasına göre değil, kendi standartlarına göre davranmalıdır. _40. HSIEH(Özgürlük) Yağmurun izlediği gökgürültüsü, özgürlüğe kavuşmayı simgeler. Üç kişi birlikte yürürken birini yitirirler. Tek başına yürüyen kişi bir dostluk kurar. Olgun kişi, iyiyi gözlemleyerek onun peşinden gider, kötüyü gözlemleyerek düzeltmeye çalışır. Olgun kişi kararlı adımlarla bir başına yağmur altında yürür. _İçten ve hassas insanlarca değeri bilinen mütevazı armağanlar gibi kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. Durumunun doğasını ve ruhunun derinliklerini araştırmaktan daha hayati bir şey yoktur. Yararlı bir kuyu, adalet ve fırsatlar için güvenilen sosyal bir yapı gibi devamlı ve inanılabilir bir su kaynağıdır. Yetersiz derinlik yani yüzeysel anlayış ya da plânlama, dikkatsizlik, aşırılık ve ihmal konularında tedbirli olun. Sarı(Altın Anlam) orta ve doğru yolu, inekse uysallığı simgeler. Toplumda, ateş, ahlâkî ve kültürel yapılanmayı, insanlardaysa, ruhsal bilinci simgeler. İçinde manevi bir boşluk bulunan ve dışa sürekli neşe vuran kişi değersiz, boş zevklere kanacaktır. Mutlaka, giderek kendiyle olan bağı koparacaktır. _Konfiçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse, o zaman söylenen şey, söylenmek istenen şey olmaz. O zaman yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman adalet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa, insanlar kendilerini umutsuz bir karmaşanın içinde bulurlar. Bu nedenle, söylenen şey her şeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." _63. CHI CHI(Tamamlama) Düzensizliğin içinde düzen arayın. *************
··
2.125 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.