Duygu şüphesiz ki psikolojik bir öğedir ancak aynı ölçüde hatta belki daha fazla oranda kültürel ve sosyal bir öğedir: Birey olma durumunun kültürel tanımlarını duygular yoluyla ortaya koyarız çünkü duygular somut, şu ana ait ama her zaman kültürel ve sosyal olarak tanımlanmış ilişkileri de ifade edilirler. Dolayısıyla diyebilirim ki duygular oldukça iç içe geçmiş kültürel anlamlar ve sosyal ilişkilerdir; enerji yüklü ve dolayısıyla düşünüm öncesi, çoğunlukla yarı bilinçli olmak gibi özellikleri veren de bu tamamen iç içe geçmişliktir. Duygular, davranışın derin bir şekilde içselleştirilmiş ve düşünümsel olmayan yönleridir, ne var ki bunun nedeni içlerinde yeterince kültür ve toplum bulunmaması değil, aksine fazlasıyla bulunmasıdır.
İşte bu nedenle sosyal davranışı "içerden" anlamak isteyen yorumbilgisel sosyoloji, davranışın duygusal renklenmesine ve bunun itici gücünün aslında ne olduğuna dikkat yöneltmeden yeterince başarılı olamaz.