Şeriatî, dingin bir ruh halini önemser ve insanlara da bu dingin ruhu yaşamalarını salık verir.
Ancak insan ruhunda fırtına kopmadan, çağlamadan,her şeyi altüst etmeden ve her şeyi bu vesileyle yerli yerine oturtmadan oluşturulacak ruhsal dinginliği de insanın felaketi olarak görür.
Yeri ve zamanında olmayan dinginlik çabalarını da ham, çiğ, tatsız bir meyvenin kimyasallarla veya makyajlanarak olgun gösterilmesi olarak değerlendirir.
Onun için de Ali Şeriatî
uyanmadan uyumayı ölüm,
kalkmadan oturmayı zillet,
yürümeden durmayı
insanın varoluş gayesine ihanet olarak okur.