Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

_Eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir. _Amaç için her yolu mübahtır. İnsanlar genel olarak sonuca bakarlar yola değil. Zafer kazandığında halk kendini buna kaptırır. _Kader dişidir ve ona sahip olmak için bir erkek gibi sert ve atılgan olmak gerekir. _Doğada hep iki çizgi var olmuştur. Biri zirve, diğeri diptir. _Her şeyiyle birbirine benzeyen iki gidişattan biri amacına ulaşırken, diğeri fiyaskoyla sonuçlanır. _İnsanIar geneI oIarak kötüdürIer. Bu nedenIe de her türIü kötüIüğü hak ederIer. _Prensler, devletlerini ellerinde tutabilmek icin tebalarını silahlandırır. Kimileri bölünmeyi körüklemişler; kimileri kendilerine düşman yaratmış. Prens karşısına çıkan güçlükleri aştıkça gücüne güç kadar ve şanı büyür. Düşmanlar birer merdivendir. _2 düşman çarpışırken tarafını seçersen ve seçtiğin taraf kazanırsa kazançlı çıkarsın tarafsız kalırsan sana da saldırırlar. _En güçlü kale halkın sevgisidir, eğer halkın düşmanlığını kazanırsa en sağlam kaleleri de yaptırsan nafiledir. _İnsanIara ya iyi davranınız ya da onIarı eziniz. Çünkü incindikIerinde intikam peşine düşebiIirIer. _Göcmenler, prense daha sadıktırlar ve kurbanları da elleri kolları bağlanmış duruma düşmüşlerdir. Hastalık daha başında uygun bir şekilde ele almamışsa, artık tedavisi guctur. Devlet işleri de boyledir. _Ben cennete değil cehenneme gitmek istiyorum; çünkü cehennemde papalar, krallar ve prenslerle beraber olurum, oysa cennette sadece dilenciler, keşişler ve havariler var. _İnsanlar size karşı kötülük yaptıkları zaman, sizin onlara vereceğiniz yanıt, onların size yaptığından bin beter olabilir ve olmalıdır _3 çeşit zeka vardır. Kendiliğinden anlar. Başkalarından dinleyince anlar. Hiç anlamaz _Bir prens, hayvan gibi davranması gerekirse tilki ve aslanı secmelidir cunku aslan kendini ağdan, tilki de kurttan korumasını bilmez. Tuzakları tanımak icin tilki olmak gerekir, kurtları urkutmek icin aslan. Sadece aslanlık etmek istemekle kendilerini sınırlayanlar bu işten hicbir şey anlamıyorlar demektir. Ustaca allayıp, pullamak, goz boyamayı olduğu gibi renk vermemeyi de cok iyi becermek gereklidir. _İki tur mucadele tarzı vardır: Biri yasalara uyarak, oburu zora başvurarak. Birincisi insanlara ozgudur, İkincisi hayvanlara. birincisi yetmediğinden İkincisine başvurmak gerekir. Sadece aslanlık etmek istemekle kendilerini sınırlayanlar bu işten hicbir şey anlamıyorlar demektir. _Prens, merhametle, imanla, namusla, insancıllıkla, dinle doluymuşca gozukmelidir ve e bu son ilke en gereklisidir. Genel olarak insanlar elleriyle değil gozleriyle yargılarlar. _İnsan yığınları büyük hırsıza ve yalancıya kızmazlar çünkü kendileri de hırsız ve yalancıdırlar. İnsan yığınları yoksullara kızarlar. Aptallıklarından der. Yığın toplum değildir. Yığın otoriteye itaat ederek hareket eder. Toplum bireylerden oluşur sorgular örgütlenir. Kitlenize bakın, anlarsınız. Yığın mıdır toplum mudur. _Korkulmaktan cok sevilmek mi iyidir yoksa sevilmekten cok korkulmak mı? Benim yanıtım bunların ikisinin de gerekli olduğudur; Korkulmak bence cok daha guvenlidir. Cunku insanlar, nankor, değişken, icten pazarlıklı, korkak ve cıkarcıdırlar. Aşırı merhametli olmak yuzunden cinayet ve capulculuğa yolacan kargaşaya goz yummaktansa az sayıda ibret olacak ceza vermek cok daha merhametlice bir davranış sayılır. Anibal gaddar bir komutandı ve askerleri düzenliydi. Scipo yumuşaktı çoğu yerde askerleri başkaldırdı. iinsanlar severken kendilerine, korkarken prense bağlıdırlar. _Verdikleri sozu hice saymış ve insanların beyinlerini kurnazca uyutmasını bilmiş prensler buyuk işler yapmışlardır ve sonunda durustluğu temel almış olanlara ustun gelmişlerdir. _DevIetin bitiği yerde, hukuk da ahIak da biter. Hukuk ve ahIak devIet için vardır. DevIetten bağımsız ahIak ve hukuk düşünüIemez. _Eğer koşullar değiştiğinde sen de tabiatını değiştirseydin talihin hiç değişmeyecekti. Sıkılgan tabiatlılar hüsrana uğrar…. _Kendi düşen adam bırak düşsün . Eğer bir başkası tarafından itiImişse işte o zaman onu tut. _Bir hükümdar gaddar, zalim, cimri ve yalan söylüyor olabilir fakat aynı zamanda bunları yaparken insanlara merhametli, cömert ve sözünün eriymiş gibi görünmelidir ve iktidar daima kötü yanlarını başkalarına yıkmalı iyi olanları kendisine ait gibi göstermelidir _Bir insanın zihni, çevresindeki kişilere bakılarak anlaşılabilir _Bir yeri ele geçirip orayı elinde tutmak istiyorsan iki şeye dikkat etmelisin: Eski Hükümdarın soyunu kurutmak ve düzene dokunmamak. _Bir başkasının güçlenmesine yol açan kendi sonunu hazırlar _Türklerde kral tek güçtür. Eyaletlere sadık yöneticilerini atar ve yönetir. Kralı ele geçiren ülkeyi ele geçirir. Fransa’da ise her eyaletin derebeyi vardır. Kralı ele geçirirsen de onlar bağımsızdır. Türk devletini ele geçirmek zor ama idare etmek kolaydır. Padişahın kullarını satın alamazsın, birliktirler ancak soyunu kurutursan çözebilirsin çünkü tahtta tek kişi vardır. Fransa’da ise tam aksidir, bir sürü baron mevcuttur, susmazlar, taht iddiaları her daim vardır, soylarını kurutmak mümkün değildir, böylece ülke elden gider _Yurttaşları öldürerek, dostlara ihanet ederek, inançsız, acımasız olarak da güç kazanılabilir ama şan kazanılmaz. Halkın desteğini kazanmak kolaydır amma ve lakin ‘büyük’lerinkini zor. _Bencillerden oluşan bir toplumda bencil olmayan bir lider davasını başarıyla yürütemez. _İnsan doğası kötüdür. Elde etme arzusu, bu kötülüğün en çok yansıdığı davranıştır. _Hükümdar, halkını kendisine bağlı tutabilmek için, halkı kendine muhtaç vaziyette tutmalıdır. Zalimliğe aldırmamalıdır _Bir devletin sağlam temellerini iyi yasalar ve iyi bir ordu oluşturur; iyi orduların olmadığı yerde iyi yasalar da olmaz. Paralı ve yardımcı ordular bir halta yaramaz ve çok tehlike arz ederler. Gücünü korumak isteyen iyi olmamayı öğrenmeli; zorluklar karşısında iyiliği de kötülüğü de denemelidir. _Prensler kendi güvenliklerini sağlamak için kale yapıp halkını silahlandırmalı. Halkın sevgisi en iyi kaledir. _ideal prensin özellikleri : Kaba ve ahlaksız sanılmamak için dindar görünmeye çalışmak . acımasızlığın ve ahlaksızlığın, gücü koruyabilmek için gerekli olabileceğini anlamak. Hükümetin ne kadar gerekli olduğunu göstermek… _Siyaset laikleştirilmeli ve bilimselleştirilmeli _Fethetmeden önce yabancı bir eyalet 3 şekilde yönetilir. 1. Zorla işgal ederek 2. Oraya yerleşerek 3. İktidarı kendimize bağlayarak. _Cumhuriyetten krallığa geçişte, yani özgürlükten köleliğe geçişte halk, eskiden yaşadığı özgür hayatla şimdiki köle hayatını karşılaştırır ve içlerindeki isyan ruhu alevlenir. Bu özgürlük için isyan edecekleri kontrol etmenin tek yolu onları yok etmektir ya da çok ağır baskı uygulamak. Ama halk efendiye alışıksa uyuşuk ruhları hiç isyan etmeyecektir. _Hedef cok fazla ırak gozuktuğunde onun daha yukarısına nişan alırlar. _Dualarına mı guveniyorlar yoksa guclerine mi? Yalnızca dua gucuyle hareket ediyorlarsa yenilgiye mahkumdurlar. Silahlı peygamberler muzaffer olmuşlardır. _Vucudumuzu acılara ve yoksunluklara alıştırarak bilemek gereklidir. _Zamanımızın senyorlerinin birinin ağzından barıştan ve sadakatten başka soz cıkmaz; ama gercekte bunların yeminli duşmanıdır. _Halk bir prensten memnunsa prens her türlü kirli işten yakasını kurtarır. Prensler pis işleri başkasının sırtına yuklemeli ve iyi işleri kendileri üstlenmelidir. _ İnsanın sadece kotu işlerle değil iyi işlerle de nefret cekebileceği için devletini ayakta tutmak isteyen bir prens zulme başvurmalıdır. _Yarı kadere yarı özgür iradeye inanıyor. Talihi önüne çıkan her şeyi sürükleyen coşkun nehre benzetiyor. _.İşi bilenlere itibar edilmiyor işi bilmeyenler bildiğini sanıyor. _İnsanlar birisinin kendilerine yaptıkları yardımdan oturu olduğu kadar kendilerinin ona yaptıkları yardımdan oturu de bağlanırlar. _Halk, buyukler tarafından yonetilmeyi de ezilmeyi de sevmez. Buyukler ise halkı yonetmek ve ezmek isterler. Buyukler halka direnemeyeceklerini gorduklerinde iclerinden birini prestijle şişirir sonra da prens yaparlar ve onun kanatları altında aclıklarını giderirler. Halk da onlara karşı koyamayacağını gorerek kendi icinden birini cıkarıp şişirir ve onun nufuzu altma sığınır. _Paralı ordu ve yardımcı ordu yararsız ve tehlikelidir; Paralı askerler birlik icinde değildir, muhteristir, disiplinsizdir, kalleştir; onları bir arada tutan tek şeyin aldıkları az miktarda aylık oluşudur ki bu para da onların senin uğruna olmeyi istemelerini sağlamaya yetmez. Tarih gösteriyor ki paralı askerler ise zarar vermekten başka bir işe yaramamışlardır. _Yabancı destek gücü, paralı askerlerden daha tehlikelidir. Konstantinopl İmparatoru, komşularına karşı koymak icin on bin Turku Yunanistan’a soktu; savaş bitince bunlar ayrılmak istemediler: Yunanistan’ın dinsizlerin kolesi 'y durumuna duşmesi boyle başladı." _Davud, Saul’e Filistinli isyancı Goliat’a karşı carpışmak isteğini soyleyince Saul onu daha da yureklendirmek icin kendi silahlarıyla kuşandırdı. Ama onları kuşanınca Davud iyi dovuşemeyeceğini soyleyerek duşmanının karşısına kendi sapanı ve bıcağıyla cıkmak istedi. Sonuc olarak, başkalarının silahları ya ustunden dokulur, ya ağır gelir ya da seni boğar _Alçaklıkla prensliğin başına geçen, Sicilyalı Agatocle, çömlekçinin oğluydu. Çok basit ve aşağılık biriydi. Askere yazılarak yükseldi ve Sirakuza Kralı oldu. Bir sabah, Agatocle Senatosunu sanki Cumhuriyet’in işleri hakkında goruşlerini almak istemiş gibi toplantıya cağırdı ve bir işareti uzerine, askerleri tum senatorleri ve en zengin pleblerı kılıctan gecirdiler. Onların ortadan kaldırılışından sonra, bu kentte iktidara hicbir karşı koymaya catmadan yerleşti. Yurttaşlarını oldurmeyi, dostlarına ihanet etmeyi, ne verdiği soze saygısının, ne acımasının, ne de dininin olmayışını meziyet olarak da adlandırmak mumkun değildir. Butun bunlar insana iktidar sağlayabilir ama şan kazandırmaz _Kendi gücüyle prens olanlar, en iyileri taklit edecektir ki eğer kendi becerisi biraz kıtsa hic değilse aslından bir hava verebilsin. _Başkasının yardımıyla prens olanlar, iktidara doğru ucmuşlardır. Ansızın ortaya cıkan devletlerin tıpkı cok cabuk doğup buyuyen oteki doğal şeyler gibi dal budak salmış kokleri yoktur. İlk fırtınada devrilirler. _Ruhban prenslikler, oylesine guclu ve o denli sağlam cıkmışlardır ki, yaşantısı nasıl olursa olsun prensleri yerlerinde tutunurlar. Hic savunmadıkları topraklara, hic yonetmedikleri tebalara sahiptirler; başkasının safına gecmeyi de ne duşunebilirler ne de yapabilirler. Guvenlik icinde ve mutlu olan prenslikler sadece bunlardır. _VI. Alexander insanları aldatmaktan başka hicbir şey yapmadı. Her zaman da bir fırsatını buldu. Hic kimse ondan daha tumturaklı sozverilerde bulunmamıştır, daha ateşli yeminler icmemiştir ve bunları daha tez unutmamıştır; yine de cevirdiği dolaplar her seferinde yanına kar kalmıştır, zira bu sanatı mukemmelen bilirdi. İyi özelliklere sahipmiş gibi yapması kendisine yararlı olur. Böylece iyi yurekli, sadık, insancıl, namuslu, dindar gorunebilirsin. talihin ruzgarlarına gore, durumların değişmelerine gore, donmeye hazır bir zihne sahip olmalıdır. _Romayna yoresi ele gecirildiğinde Duk fark etti ki burası yetkisi olmayan beylerin eline teslim edilmişti. Bunlar tebalarını yonetmekten cok soymayı duşunuyorlardı ve onlar icin birlik değil karışıklık nedeniydiler. O derece ki ulke eşkiyalarla, suclularla dolup taşıyordu. Ortalığı dumduz etmek ve krallık yetkesini saydırmak icin Duk burada iyi bir hukumet kurmayı gerekli gordu. Bu nedenle tam yetkiyle donattığı zalim ve işbitirici bir beyzade olan Remirro de Orco’yu atadı. Bu adam kısa zamanda karışıklıkları bastırdı. Adını duyan korkudan titrer oldu. Halkın düke karşı memnuniyetsizlikleri artınca dük bu barbar yönetimin kendinden kaynaklanmadığını, atadığı bakanın icraatleri olduğunu söyledi ve bakanı yargılayıp, bacaklarından ayırtıp cesedini meydanda sergiletti. Halkta hem endişe hem de hoşnutluk oluştu. Duk hatırı sayılır bir guce kavuşmuş ve kendisini tehdit eden tehlikelerin coğunu uzaklaştırmıştı; _Kurtarıcının, yabancı istilası altında kalmış ulkelerin tum eyaletlerinde ne kadar buyuk bir sevgi ve tutkuyla, nasıl bir oc ateşi, nasıl sarsılmaz bir inanc ve bağlılıkla, nasıl şefkat ve goz yaşlarıyla karşılanacağını anlatamam. Hangi kapı ona kapanabilir? Hangi halk ona itaatten kacınabilir? Hangi kıskanclık onun karşısına dikilmeyi goze alabilir? Herkes bu barbar zorbalıktan bıkmış usanmıştır. O halde namlı ocağınız tum kalbiyle, haklı davalara duyulan tum umutlarla bu gorevi ustune alsın; onun bayrağı altında vatanımız saygınlık kazansın…
··
252 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.