Gün soldu, vakit geç, gitme bırak, kal,
Omuzlarında şal, başında örtü,
Odamda hülyalı bir akşam üstü,
Gölgeler içinde renk ve dudak kal.
Gidersen sana da kırılacak, kal,
Gönlüm ki, böyle her gidene küstü
Ve deme “buradan bir akşam üstü
Giderken ardımda hıçkırarak, kal!”
Madem, günlerimiz, sevgilim, kısa,
Madem, dudakların yandığı lâhza
İçin ruhumuzda bir özleyiş var,
Kal, çizsin hülyamız mat ufkumuza
Gümüşlü sabahlar, altın akşamlar,
Soluk bir gül ıtrı gibiyken bahar…
Sayfa 124 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları-2. Baskı 1974