Biz tüketiciler, zararlı olma potansiyeli bulunan katkı maddeleri konusunda artan farkındalığımız sonucunda, bir şekilde kendimizi bu maddelerin ürünlerimizde olmamasının daha sağlıklı olacağına ikna ederek, bu maddelerin ürünlerden çıkarıldığına dair onay aradık. Mesela, BPA belki de en tanınmış toksinlerden biridir. Bazı cinsiyet hormonlarını taklit eden bu bileşiğin, hem insan hem de kemirgen çalışmalarında potansiyel açıdan zararlı olduğu bulunmuştur. Artık hem bebek ürünleri hem de mutfak eşyaları bölümlerinde, büyük harflerle "BPA-İÇERMEZ" beyanına sahip plastik ürünler bulunan market raflarıyla karşılaşmak kaçınılmaz hale geldi. İşte tam da bu noktada sahte bir sağlıklılık anlayışının sembolik bir örneği karşımıza çıkıyor. Öncelikle, konserve ürünler, su boruları ve yenidoğan kuvözleri gibi BPA içereceği akla gelmeyen pek çok üründe aslında BPA var. Sonra, plastik üreticileri BPA içermez beyanını gösterişini yapma fırsatını, onun kuzeni BPS, yani bisfenol S ile ikame ederek elde ettiler. BPS'nin kimyasal yapısıyla BPA'nınki birbirine yakındır; böylelikle plastiği ve gıda muhafazasını iyileştirmek açısından benzer nitelikler sağlarlar. Muhtemelen BPS'nin endokrin sistemi üzerindeki etkileri de muhtemelen BPA'nınki ile benzerdir ama BPS'nin, bilim insanlarını, onun yerine daha yumuşak bir ikame bulmak zorunda bırakacak kadar şeytanileştirilmesine daha var. BPS üzerindeki çalışmalar BPA'dakiler kadar kapsamlı değildir, bu nedenle bilinen bir tehlike olarak kabul edilmiyor. Hem Avrupa Birliği hem de ABD, BPA'nın biberonlarda kullanılmasını sırasıyla 2011'de ve 2012'de yasaklamıştır ancak BPS ürün formülündeki yerini koruyor. Bugün ne satın alırsanız alın, BPS faturanızda saklı olacak; ne de olsa BPA da BPS de birçok kâğıt formunun üretiminde geliştirici olarak kullanılıyor. Öte yandan BPS'nin güvenliği de sorgulanmaya başlanmış durumda.
Sayfa 91 - Sabri Ülker Vakfı Yayınları - Çevirmen: Ebru Akdağ - I. Baskı 2020Kitabı okuyacak
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.