Okurken kendimce şu üç bölüme ayırdım kitabı: 'Betimlemeler, diyaloglar ve hikaye.' Çok uzun bir kitap. Bu kadar uzun olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hikaye bakımından; olayların hızlı gelişmemesi ve bunun sonucunda doğal olarak yapılan tekrarların göze battığını söyleyebilirim. Ayrıca hikaye üst düzey bir polisiye değil. Mekanı ve kişileri tam tanıyamadığınız için fikir yürütmek de zorlanabiliyorsunuz. Diyaloglar bazen bıktırıcı bir uzunluğa sahip. Diyalogların özü, Hristiyanlık'ı ilgilendiren derin konular olması sebebiyle okurken kopmalar yaşanabiliyor. Betimlemeler de Eco'nun zaman zaman başvurduğu bir anlatım yöntemi olunca yedi yüz sayfanın sonununu görebilecek miyim acaba diye korkulu anlar yaşayabiliyorsunuz.