Bir insanın kaç yüzü ,bilmediği kaç geçmişi, kaç farklı hayatı olabilirdi? Suç, düşünceden eyleme yansıdığı hangi anda kaç yaşamın dengesini alt üst eder ve bir zanlı hangi gerekçeyle masum ilan edilirdi? Gökyüzüne savrulan hayalleriyle yeryüzüne Sevgi dilenenleri karşı karşıya getiren şey belki de büyük bir sırdı. ( kitabın arka kapağından)
Bu kitapla ilgili neler söylenilebilir bilmiyorum olay örgüsü ile ilgili ne kadar uzun cümle kurulabilir onu da bilmiyorum. Ama bir yerden başlamak gerekiyor onu biliyorum.
SPOİLER
Kitapta gereksiz yere bir bedel ödeyen sadece Canan'dı. Aslında hiçbir şey gereksiz değil Canan Ercüment'in Ufuğ'un Leyla'nın hepsinin hayatında bir şeyleri fark edebilmesi için bedel ödeyen tek kişiydi diyebilirim hemde canıyla. Bir insan sadece bedel ödemek için mi gelir dünyaya. Eğer asıl amacı buysa kendi öz varlığının bir amacı olur mu ki?
.
.
.
Belki de yazarın kitapta değinmek istediği asla bu başlıklar değil, ana fikir bu değil di ama bu sorulara cevap aramak gerekmez mi?
.
.
.
.
" Neden Leyla'nın telefonunu açmadınız komiserim?"
"Daha rahat bir ortamda konuşurum."
"Ölüm var komiserim. Bu dünyada ecelinle ölmesen bile bir cani gelip canını alabiliyor. O yüzden hiçbir şeyi ertelemeyin. Sevdiğinizi açık açık söylemekten de asla çekinmeyin. Anı yaşayın yoksa erteleyip söylemediğiniz her şey gün gelip sırtınıza yük oluyor."
.
.
.
.