İskandinav polisiyelerini oldum olası sevmişimdir. Ian Rankin, Jo Nesbo favori yazarlarımdır. Henning Mankell adını duyduğum fakat hiç okumadığım bir polisiye yazarıydı. Tesadüf eseri rastladığım Ölümün Karanlık Yüzü yazarla tanışmama vesile oldu. Meğer Kurt Wallander serisinin ilk kitabını bulmuşum. Baştan söyleyeyim yazarın tarzı hoşuma gitti. Yoksa kitabı bırakırdım. Kitabın girişi çok çarpıcı. İsveç'in güneyinde bir taşrada vahşice öldürülen çiftin katillerini bulmaya çalışıyor Kurt Wallander. Dedektifin ismi kitapta o kadar çok tekrar edilmiş ki buna gerek var mıydı bilmiyorum. Kahramanımız özel hayatında sorunlar yaşayan bir tip. Karısıyla ayrılmış, kızı evi terkedip gitmiş, ressam babası kafayı üşütmek üzere. Bütün araştırmalara rağmen soruşturmada bir ilerleme kaydedilemiyor. Yazar İsveç'in toplumsal bir panoramasını da çizerek romanı gayet heyecanlı ilerletiyor. Yalnızlık, yaşlılık, ırkçılık, kaçak vb sorunları da romana güzel yedirmiş. Katili tahmin etmek nerdeyse imkansız. Serinin diğer romanlarını da okuma isteği uyandıran güzel bir maceraydı. Tavsiye ederim.