Kitaptaki hikayelerin tümü elbette bahsettiğim kahramanın hikayesi. Anadolu insanı olarak bildiğimiz kişi. Fakat hikayelerin fikir yükü ve mesaj verme kaygısı hikayelerin sıcaklığını bozmuş kanaatindeyim. Değerlendirme kısmında da söylediğim gibi daha sezdirerek bunu yapabilirdi. Çünkü bizim mizacımıza bu daha uygun sanırım. Bundan dolayıdır ki şöyle bir söz vardır, Anadolu insanı mizaçça şairdir; hakikat ona şiir şeklinde söylenmezse anlamaz. Bu yapı içerisinde olması modern bir yapıda olmasına engel değil. Hikayeler birbirimize anlattığımız şekliyle kaleme alınmış gibiler. Barut hikayesindeki gibi, orda da hikâyeyi bir anlatıcının ağzından dinliyoruz. Fakat ben bir okur olarak kulağa değil dile ağırlık veren, bu içerikteki bir metinle karşılaşmak isterdim.