Bu kitabı bitirdiğimde Dostoyevski’nin eserlerini okumayı ne kadar çok özlediğimi fark ettim.Kelimelerin muntazam kombinasyonu,duygunun insanın içini delip geçercesine etkili bir şekilde işlenmesi ve düşüncelerdeki o masumiyet…Kitap üç bölümden oluşuyor;ilki kendini hayalperest olarak tanıtan kitabın baş kahramanının hayatını anlatıyor ikinci bölüm ise Nastenka’nın hayatı ve sevdiği adama olan sadakatini işliyor.Üçüncü ve beni hayal kırıklığına uğratan son bölümde ise Nastenka ve hayalperest arasında geçen benim için hüzünlü denebilecek o anla sonlanıyor.Ama hayalperestin saf sevgisi hüzünlü havayı kapayıp sevginin yüceliğini sadece kitaplarda okuyabileceğimizi bize bir kez daha hatırlatıyor.Bu kitap da Dostoyevski’nin diğer eserleri gibi tavsiyelerim arasına eklendi.