Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Lütfen sağ, sol, dini veya radikal önyargılarınızdan sıyrılarak okuyun!
~ Daha savaşın ve katliamların nerede olduğunu bile doğru şekilde bilmeyen, yazamayan, bir harita dahi açıp bölgeye bakmamış ama dostlar alışverişte görsün misali ''Kudüs’te Katliam Var'' diyebilecek kadar cahil, romantik, klavye kahramanlarımız, sizin için kısa bir bilgilendirme yapalım... Savaş Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Kudüs'te değil, 16 yıldır katı ve zalimce bir abluka altında tutulan sahil şeridindeki Gazze ve etrafındaki yahudi yerleşkelerininde oluyor. Yani şehit edilen din kardeşlerimiz, Kudüs'te değil, Gazze'de katlediliyor. Bunu önce anlayalım! Özgür olsa, ülkelerine denizcilik, turizm, doğalgaz vb gelirleri sağlayacak ve ülkenin dünyaya açılan kapısı olarak ithalat ihracat gelirleri sayesinde ülkedeki mazlum Filistinlilerin daha iyi şartlarda yaşamalarını sağlayacak... Ama gel gör ki, eski ahit yalanıyla, paralarının gücü sayesinde inşa edilmiş olan bir terör milleti, dünyanın suskun bakışları önünde her gün yüzlerce masumu katlederek insanlık tarihine kara leke bırakmaya devam ediyor... Olan biteni okuyamayan, idrak edemeyen klavye başı kültürlüsü 'okumuş cahillerimiz', on paralık Stefan Zweig ve kıytırık Sabahattin Ali romanları okuyup, paylaşıp, kendilerini bilgili ve süper aydın gibi göstererek cici beyinlerini bol bol uyuşturuversinler! Uyuşturuversinler ki, Amerika ve İngilterenin siyonist israil eliyle yürüttüğü, modern haçlı seferlerine gözlerini rahatlıkla kapayabilsinler. Bilgisayarları ve telefonları başında, 'Kudüs'te katliam var, ciğerimiz yanıyor, Kudüs bizimdir' gibi alışılagelmiş kulaktan dolma, fazlasıyla romantik ve göze hoş gelen nidalarıyla yazılarını süsleyip; 'tamam işte ben yapacağımı yaptım, görevim bundan ibaret, Müslüman coğrafyası ve Araplar yapsın ne yapacaksa' diyen iç seslerini bastırmanın vicdani rahatlığında, siyonist yahudiler gibi ajitasyon şovuyla coşup beğeni kasabilsinler! Şunu artık görün ve anlayın ki, katliamlarla sonuçlanan bu sözde savaş bir canlı tiyatro ve başrolleri Amerika ve İngilterenin maşası, masum kurt rolünde israille ve diğer maşası hollywood tarzı teröristvari saldırılarıyla Hamas paylaşıyor... Olan da her zaman olduğu gibi masum Filistinli bebeklere, çocuklara, annelere (ve hamile kadınlara) ve tüm halka oluyor... Batı Şeria'da ki (kukla) El Fetih yönetimi bile Hamas'ın yaptığının yanlışlığını bildiği için (siyasi farklılıklarını da göz ardı etmeyin), Hamasla birlikte hareket edip, saldırıya geçmiyor; diğer Müslüman ülkelerin yaptıkları gibi, sadece klasik demeçlerle günü geçiştiriyor. Daha doğrusu bir zamanlar bizim ülkemizde de halkın kanını emmiş olan 'kukla' koltuk sahiplerinin her zaman yaptıkları gibi, ''sus yoksa bende bi kuruş alamazsın, seni koltuğundan indiririm ha!'' diyen kukla sahiplerinin musluğu kısacağından ve kendilerini koltuklarından edeceğinden korkup, susup izliyorlar(!). Ne düzenli bir ordusu, ne teknolojik, ne lojistik, ne tıbbi ve gıdasal, ne de siyasi hiçbir hazırlığı ve dünyaca kabul edilen hiçbir yasal veya siyasi desteği olmadan başlatılan Hamas saldırılarının, (tam da Amerikan filmlerinden fırlamış gibi, elbette eli yüzü sarılı insanların, ne hikmetse tam da bir konser esnasında, Allahuekber diyerek, kendini Müslüman ve Hristiyan tüm dünyaya kabul ettirmiş (işgalci de olsa) yasal olarak bölgede var olan bir ülkenin kadın erkek veya yaşlı demeden insanlarını, tam da Amerikalı öğretmenlerinin öğrettiği ve istediği gibi hollywood vari tarzda öldürerek ve rehin alarak) kimin ekmeğine yağ sürdüğünü görüp anlamamak, aklı selim hiçbir insanın idrak edemeyeceği bir durum değildir. Şunu aklınızdan çıkarmayın, İngiltere öncülüğündeki hristiyan batı, Osmanlıya karşı kazandıkları ve bizim maalesef içeriden ihanetle kaybettiğimiz son haçlı seferlerinden sonra, modern haçlı seferlerini yeni dünya düzeninde, siyonist israil eliyle ve onların kanlı paralarıyla gerçekleştiriyor. Bunu gerçekleştirirken de hiçbir maddi, dini ve tarihi fedakarlıktan, pardon zulümden kaçınmıyor. Asıl adı Vaftiz Hastanesi (nedense ülkemizde ısrarla Al-Ahli Arap Hastanesi şeklinde tanıtılıyor) olan ve 1882 de İngiliz Kilisesinin bölgedeki bir kolu olan Piskoposluk kilisesince kurulan ve hala onlar tarafından yönetilen bir hastanede, 500e yakın Müslümanın katledilmesinin (Bunun apaçık bir savaş suçu olduğu herkesçe dillendiriliyor ama ortada siyasi olarak atılmış bir adım bile yok!), siyonist israil maşasıyla yapılmış bir haçlı saldırısı olarak görmeyeceksek ne olarak göreceğiz? Gözlerimizi daha hangi olay açacak acaba? Bir kiliseye ait olan, tarihi hiçbir değeri olmayan, yeni bir binada yüzlerce Müslüman zalimce bombalanarak öldürülmüş! Kimin umurunda değil mi? Önce sözde bombalanarak yerle bir edildiği söylentisi yayılan Gazze'de ki dünyanın en eski 3. kilisesi olan Aziz Porphyrius Kilisesine sığınan yüzlerce masum Filistin halkını yine dini ve tarihi fedakarlıktan, pardon zulümden kaçınmadan gerçekleştiren siyonist sraile batı dünyasının hala sessiz kalması, haçlı savaşının ''savaşta elbet zaiyatlar olacaktır'' görüşüne delil değil midir? Menfaatleri ortaksa, kendi halklarını, dindaşlarını bile öldürmezler mi, ölümlerine göz yummazlar mı? Kesinlikle öldürürler ve göz yumarlar. Kilisede katledilen insanlar sadece Müslüman değidi, hristiyanlar da vardı. Ukrana'da ki hristiyanları hatırlayın mesela. Menfaatleri söz olunca, birbirlerine elbet hırlarlar ama elbette ince hesapları doğrultusunda susarlar... Alışılagelmiş olduğu üzere ve her zaman olduğu gibi siyonist israil otoriteleri alçakça saldırılarının ardından, hemen açıklama yapıp ''biz değil, hamas militanları (tabii ki siyonistler militan demez, terörist derler) yaptı'' ya da ''hastanede (ya da camide veya kilisede) hamas üyesi teröristler saklanıyordu, kendimizi savunmak için vurmak zorundaydık'' diyecekler ve siyonist sermaye tarafından kontrol edilen tüm dünya ülkeleri ve basını da ''tabiki bu sizin en doğal hakkınız'' diyerek onlara alkış tutacaklar. Farklı bir beklentisi olan varsa buyursun söylesin! Minareyi çalan kılıfını hazırlamaz mı? İngiliz medyası BBC nin hedef göstererek yaptığı haberde "Hamas hastanelerin ve okulların altına tünel mi inşa ediyor?" demesi bu subliminal kılıfın ta kendisi değil midir? siyonistler her zaman olduğu gibi ne güzel aklıyorlar kendilerini değil mi! Her ne kadar hepiniz israili Amerikanın şımarttığını düşünseniz de, işin temelinde İngiltere ve yahudi sermayesinin ta 1800 lü yıllarda satın aldığı İngiliz asilzadeleri ve siyasileri var. Osmanlıyı yıkma planlarının yanı sıra, Filistin topraklarında bir yahudi ülkesi kurulması fikrinin babası, bizden sonra Filistin'i yaklaşık 50 yıl mandası altında tutan ve yahudi devletinin kurulması fikrini ve tasarısını hayata geçiren İngiltere'den başkası, onun başlattığını da canla başla devam ettiren Amerika'dan başkası değil! Ne diyodu başkan Truman, ''Filistin toprakları içerisinde bir israil devleti kurmak için küçük parçalar halinde toprakları Filistinlilerden alıp israillilere verdik. Yaptığımız buydu!'' Koruyucuları Osmanlı'nın yokluğunda, Filistinlilere mandaları süresince baskı altında zulmedip hapislere atan, iş imkanları olmamasına rağmen aşırı vergilendirerek evlerine, topraklarına el koyan ve insanları keyfen katleden ingiliz askeri yönetiminin yerini, bugün Amerikalı hamilerinin koruması altında, azılı israilli teröristler alıyor maalesef. Evet, bizim hassasiyetimiz Kudüs ve Mescid-i Aksa! Çoğunuz ne gitti ne gördü eski vatan topraklarımızı, ama biraz merak edin, biraz araştırın, az da olsa bölge hakkında bilgi sahibi olun. Hayatın amacı çok kitap okumak değildir! Okuyor gibi görünmek değildir! Yahudi dayatması sözde meşhur yazarların kitaplarını okumak ve rasgele, manasızca paylaşmak ve beğeni toplamaya çalışmak hiç değildir! Okuduğun kitaplardan faydalanarak, hayatı daha güzel bir hale getirebilmektir... Üzerinizdeki asimilasyonu biraz olsun farkedin. 1920 den beri Filistin topraklarına tüm dünyadan gizlice taşınan; 2. dünya savaşından sonra da, sözde nazi zulmü mağduru olarak, gidecekleri başka yer yok bahanesiyle Filistin topraklarına alenen taşınan sinsi ya da masum yahudilerden sonra, bölgeye getirecek fakir yahudi kalmayınca, Afrikadan zenci futbolcu transferi yapar gibi bölgeye getirilen yüzbinlerce maaşlı yahudiyle ((çoğunun yahudi olmadığını tüm dünya biliyor) elleri silahlı, özde asker ama sözde masum yahudi yurttaşları)) bölgenin demografik yapısını kendi lehine çeviren siyonist israil, maşası olan Hamas eliyle karıştırdığı Gazze'deki masum insanları topraklarından ya katlederek, ya da korku yoluyla uzaklaştırarak, bölgeye tamamen hakim olana kadar saldırılarına devam edecektir. Bunu yaparken de sadece Müslüman mazlumları değil, kendileri tarafından ithal edilen, özbeöz maaşlı yahudi vatandaşlarını bile, birkaç yılda bir sinsice planlanan ve uygulanan Hamas saldırılarıyla ''sözde rehin vererek, amaca ulaşmak için düzenlediği kendini koruma operasyonlarında da, gözünü kırpmadan katletmekten, geri kalmayacaktır. Bunu yaparken de, elinin altında istediği gibi kullanacağı, terörle suçlayacağı, sözde Filistin halkını savunan ama özde siyonist israilin maşası olan Hamas gibi bir örgütü en verimli şekilde kullanacaktır... Filistin'in sahil şeridi Gazze'de şu an sahnelenen tiyatroyu, asimilasyon gerçeğimizle, birlikte kısaca özetlemeye çalıştım. Tarihi, coğrafi ve siyasi gerçekleriyle orda yapılmak isteneni, kopyala yapıştır Kudüs ajitasyonlarınıza kurban etmemeniz ve ön yargılarınızla kin gütmeden anlamanız ve etrafınıza duyurabilmeniz anlatabilmeniz dileğiyle... Gazze'deki zulüm özelinde, kitap, okuma aşkı ve sosyalleşme olgusunun acı meyvesi beğeni etkileşimi asimilasyonu altında, yeni dünya düzeninin haçlı seferlerine karşı gazanız mübarek olsun... ~
Bülent Kaya
Bülent Kaya
··
1 artı 1'leme
·
2.508 görüntüleme
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Muhammet
Muhammet
Medeni bir şekilde yorumda bulunup, işi hakarete dökmediğiniz ve ayrıca, okumakta göstereceğiniz sabrınız için öncelikle teşekkür ederim. Temelsiz olduğunu düşünmekte haklısınız, eğer ki delile dayalı bir temel sunabilecek olsaydım, ki zaten benden önce siyasi otorite ve güç sahibi ülkemiz de dahil olmak üzere, dünyadaki tüm siyasi unsurlar bu ahlaksız faşistlere gereken dersi verirler ve uluslararası mahkemelerde yargılarlardı. Temel olarak ''Radikal inançları, iktisadi başarıları ve korkak bir halk olmaları'' konusunda hemfikiriz. Gayrı resmi olarak kendi temellerimi ise şu şekilde sıralayabilirim: Öncelikle tarihin derinliklerine bakmak gerekiyor siyonist israil ve radikal inançları doğrultusunda ne kadar ileri gidebileceklerini anlamak için. Milattan önce, binlerce yıl boyunca eski ahit, vadedilmiş topraklar gibi kendi uydurdukları safsatalara dayanarak Kudüs merkezli olarak, Mezopotamya ve Ortadoğu topraklarında yüzlerce binlerce savaşlar vermişler ve hepsinde de göçebe, temelsiz, barbar, medeniyetten uzak, sinsi ve en baştan Kenan halkları karşısında asimile olmuş bir ırk oldukları için tüm bu savaşları, bölgenin diğer insanları olan Araplara, Babillilere, Perslere, Filistinlilere, Mısırlılara ve daha birçok devlete ya da millete karşı mağlup olmuşlardır. Sığıntı tabiriyle yaşadıklarını iddia ettiğiniz bu ırk, içinde bulundukları tüm toplumlarda yıkıma, yalana ve fitneye sebebiyet verdikleri için, ahlaksızlıklarını sessiz ve derinden ilerletebilmek adına sığıntı gibi yaşıyormuş izlenimi vermektedirler. Esasen bu halin onların işine geldiğini görünce, bulundukları her yerde mağduru ve mazlumu oynayıp, içten saldıracakları ve ele geçirecekleri toplumları ve ülkeleri sinsice daha da kolay idare etmişlerdir. Yani sığıntılıkları kendilerinin bizim inanmamızı istedikleri, sinsice oynadıkları bir oyundan başka bir şey değil. Bulundukları tüm toplumlarda, ya paralarının gücüyle (ki hristiyan dünyasında bu hep böyle olmuştur) ya da mağduriyet ajitasyonuyla (ki bu da maalesef bizim gibi Müslüman ülkelerde oluyor. malum Osmanlı İspanyadan sürülen sefaradçıları acıdığı için getirip Selanki ve İzmir dolaylarına yerleştirmiş ve imparatorluğun en büyük hatasını yapmıştı. Tabi burada Osmanlıda düşünce olarak Persli kral Hüsrev'in yaptığı gibi ülkenin ekonomisini ve düzenin sağlama düşüncesi de var ama hem Persli Hüsrev hem de II. Bayezid bunun bedelini ülkelerini kaybederek acı şekilde ödediler) Vadedilmiş topraklar safsatasını biraz açalım. Bu toprakları güvenli limandan ziyade, kendilerinin ilahi hakkı olduğuna inanıyor bu katiller ve bu uğurda dünyayı yakıp yıkmaktan hiç geri kalmıyorlar. Nasıl mı? Osmanlı imparatorluğu yıkılmadan önce bizi içerden çökertenlerin ardında İngiliz asilzadelerini ve siyasilerini satın alıp bir yahudi devleti kurabilmek için servetini harcayan Herzl ve içimizde yetişmiş, bizden biri gibi yaşamış ama ilk fırsatta da İngilizlerle bir olup Osmanlıya karşı savaşmış Ben Gurion gibi hainlerin olduğunu unutmamak lazım. Koskoca bir imparatorluğu yıkarken, canından olan milyonlarca insanı harcarken, içimizden de satın aldıkları hainlerin çıkarı kadar, bu yahudilerin, yani vadedilmiş topraklarına kavuşma arzusuyla tutuşan ajanların parmağı vardı. Sonucunda Kutsal topraklarımız bizim gizli manda altında tutuluşumuz gibi, resmen 1948 e kadar İngiliz mandası altında yaşadı ve zulüm gördüler ve sizi de ''güvenli bir liman olarak görüp yerleştiler'' sözünüzle inandırdıkları gibi o zamanlar adı Filistin olan, bir pasaportu dahi bulunan ecdadımızın elimizden çalınan mirası kutsal topraklarımıza yerleşmeye başladırlar... Devam edelim.. Malum hepimize anlatılan masalda, Avrupa'da meydana gelen sözde soykırım (gerçekten de öldürülen yahudiler olmuştur elbet ama bu planlı bir tiyatro olduğunu değiştirmez!) adı altındaki kasıtlı olaylar. Hitler (ki kendisinin bile yahudi olduğu söyleniyor) tarafından katledildiği iddia edilen mazlumları konu alan tiyatronun nihai amacı, Avrupayı kan gölüne çevirmiş gibi görünse de, tüm yahudileri bir araya getirip, sermayelerinin gücüyle satın aldıkları Amerikanın da yardımıyla tek celsede (Filistinlileri de topraklarından kovarak) vadedilmiş topraklar dedikleri yere yerleşmekti. Ki bunu da alasıyla başardılar. Tüm dünyayı bir kaosa sürükleyerek, milyonlarca masum insanı katlederek, hem dünya tarihinin en mazlum ve masum ırkı ilan edildiler, hem de istedikleri topraklara yüzlerce yıl süren uğraşlar sonucu kavuşturlar. Tabi burada, o dönemin Amerikalı başkanı Truman'ın da dediği gibi, ülkeyi gümüş bir tepside sunun bize dediler ama Truman kurt politikacı, 2. dünya savaşının israilden sonra en karlı çıkan ülkesi olarak, bu olayı da sindire sindire yapmaları gerektiğini, kendisine kızıp küsseler de israilli siyonistlere rağmen sindire sindire, parça parça Filistinlilerden alıp, yahudilere vererek, tereyağından kıl çeker gibi halletti... Yani anlayacağınız güvenli liman dediğiniz sadece bir yalan, koca bir yalan... Çünkü buna inanmamız için yıllarca subliminal mesajlarla, haberlerle, tüm dünyayı hipnoz ettiler. Başarı olarak gördüğünüz (görmek zorunda kaldığımız) Arap - israil savaşlarına. Onlara savaş demek pek mantıklı olmaz. Neden mi? Osmanlı İmparatorluğunu yıktıklarında, ortaya çıkan tüm devletleri veya kırallıkları (Müslüman ülkelerde krallık nasıl olur hala anlamış değilim) kendi uzmanlarınca, yani ajanlarının marifetiyle bölüp, paylaştırıp seçtikleri kişilere ya da ailelere sunan, yani devlet başkanlığı ya da krallık koltuğuna oturtan İngilizlerin, yine kendi inançları (paranın gücü) doğrultusunda vadedilmiş topraklara yerleştirmek istedikleri yahudileri ciddi ciddi yenmelerine izin vereceklerini mi sanıyorsunuz? Ne İngilizler ne de Amerikalı politikacılar zaten avuçlarının içinde olan ve koltuklarından istedikleri gibi defedebilecekleri Arap kuklalarının, parasının gücüyle büyülendikleri yahudi efendilerinin onca emekten sonra ele geçirdiği toprakları tekrar Araplara ya da başka bir millete vermeyeceğini beşikteki bebek olmasa da herkes bilir zannedersem... Hamas gerçeğiyle toparlayalım... siyonist yahudiler aptal değil, her ne kadar vadedilmiş toprak diye ciyaklasa da, bir yahudinin asıl önem verdiği şey paradır! Yani para için değil toprağını, kendini bile satar! Bundan neyi anlamalıyız? Zaten ele geçirdiği ve keyfini sürdüğü topraklarda, parasının miktarını artırmak ve gücüne güç katmak için, elinde siyasi malzemelere ve yeni ajitasyon unsurlarına ihtiyacı var. Bunu tamamen ele geçirdiği Filistin toprakları üzerinden diğer ülkelere saldırarak mı yapar ve kendini dünya kamuoyu nezdinde suçlu durumuna düşürür? Yoksa (parası olduğu halde tüm sermayesini araç alımına bağlamayıp uygun krediyle araç alıp, parasını cebinde ve güvende tutan ve başkalarının parasıyla araç sahibi olan tüccar misali) elinin altında tuttuğu, siyasi otoritesi, ticari gücü, askeri gücü ya da en azından dünyaca tanınmış bir statüsü dahi olmayan el fetih (ki bu sosyalist enternasyonel üyesi parti üzerinden kukla haline getirdiği siyasileri ticari imkanlarla sömürüyor) ve hamas gibi 2 kukla organizasyona bölerek onlar üzerinden mi yapar? Unutmayın, önemli görevlerdeki Filistinlilerin, özellikle Hamaslıların, çoğu uzun yıllar israil zindanlarında tutulmuşlardır. Eh artık orada da el bebek gül bebek misafir edilmediklerini herkes bilir... Batı Şeria'da yasadışı yerleşimcileri (artık çoğu Afrikadan transfer edilen yahudi olmayan ama yahudiymiş gibi yaşayan maaşlı yahudi uşakları) aracılığıyla, kademe kademe ele geçirdikleri, gerekli gördükleri zaman aralıklarında da dünyaya, maşası Hamasın akıl ve izanla açıklanamayacak saçma sapan (amerikan filmlerinden fırlamış karelerle işleme aldıkları son Aksa Tufanı adını verdikleri saldırılarla) saldırılarıyla (bir kere bile askeri bir tesise isabet etmeyen ve her zaman boş arazilere düşen füze saldırıları), bakın bu teröristler bana saldırıyor, kendimi savunmak hakkım değil mi tiyatrosu çevirdikleri, bu işteki en karlı ama en kanlı katliamların maşası, müsebbibi ve failidir Hamas. Yani ne El Fetih ne de Hamas masum değildir. Filistin halkının siyonist israil kadar düşmanıdır bu iki organizasyon. Her zaman söyleriz 'minareyi çalan kılıfı hazırlar.' Hamas siyonist yahudilerin, güçlerine güç katmak için elinin altında tuttuğu masum Gazzelilerin canları istediği zaman katletmek ve dünyaya ajitasyon yapmak için kullandıkları en sinsi kılıfıdır... Ayrıca, varlığını tüm dünyada savaşlarla, korku salarak devam ettirmek ve bölgeye de hakim olmak isteyen Amerikanın elinin altında da israil aracılığıyla kontrol ettikleri bir Hamas oyuncağının bulunması Amerikanın en işlevsel silahıdır, anti parantez hatırlatmakta fayda var...
Esmer okurunun profil resmi
👏👏👏💫 Yüreğinize sağlık.. Düşündükçe taşlar yerine oturuyor zaten. Umarım bu konuları sizin haricinizde de ele alıp dile getiren olur böylece daha bilinçli hareket ederiz.. Müslümanlar olarak
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Esmer
Esmer
Sayımız aslında çok fazla ama sadece kelimelere döküp insanların görmelerini sağlayamıyoruz. Okuduğumuz, seyrettiğimiz, saatlerce meşgul olduğumuz beyinlerimizi uyuşturan, kitapları, film ya da şovları ve sosyal medyalarımızı bilinçli bir şekilde kontrol etmeye başladığımızda, bu tür yazıları sık sık görebileceğimizi düşünüyor ve ümit ediyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Bülent Kaya okurunun profil resmi
Esmer
Esmer
Değişim başka yerlerde, başka kimliklerde, yan komşumuzda veya en uzağımızda başlayabilir. Önemli olan bizde başlamasıdır. Şikayetle bir yere varamayacağımıza göre, o değişimi biz de kendimizde başlatalım. Gerisi, sayının artması ve birlikte hareket... Bir zamanlar yapmıştık, tekrar yaparız.
Bu yorum görüntülenemiyor
Muhammet okurunun profil resmi
Hocam yazdıklarınızın birçoğuna katılıyorum yalnız hamas hakkındaki sözlerinizin temelsiz olduğunu düşünüyorum. İsrail halkı karakterist özellikleri radikal inançları, iktisadi başarıları ve korkak bir halk olmaları geliyor.Hatta bu kadar pervasız zulümleri de korkaklıklarından geliyor, bu halk yıllarca dğnyanın muhtelif yerlerinde sığıntı gibi yaşadı ve sonunda sözde vaad edilmiş topraklarını artık güvenli bir liman olarak görüp yerleştiler.Bu güvenli yer algısını yıkmak hiç bir zaman işlerine gelmez ayrıca meşhur arap İsrail savaşlarındaki başarıları ,dünyaya vermiş oldukları büyük İsrail devleti karizmasını çizdirmek istemezler.Hamas kral çıplak dedi,dokunulmaz israile dokundu dğnyaya israilin aslında o denli mutlak kudret sahibi olmadığını gösterdi.İsrail böyle bir duruma düşmek istemez ayrıca her halükarda kimseyi takmıyordu zulum yaparken neden haması bahane olarak dünyaya yansıtma gereği duysun?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.