Gönderi

"Sana çok komik bir şey anlatayım mı?" dedi kendi kendine gülerken. Ben tepkisizce ona bakarken o kendi kendine yine güldü. "Küçükken İzmir'e gelmek için evden kaçtım." Aslında pek gülünecek bir şey yoktu. Ama kendince baya eğleniyordu şu an. Benim kafa zaten güzeldi. Bir duygudan diğerine sürükleniyordum. Hiç yardımcı olmuyordu. Ama birden aklıma bana ima ettiği bir söz geldi. Adana İzmir'e çok uzakmış Pamuk. Yürüyüp yürüyüp bitiremeyince anladım... "Murathan..."diye mırıldanabildim sadece. Onun gülüşü ise yarım bir tebessüme dönüştü. "Salaklık işte. Yürüyerek gelebileceğim bir yer sanıyordum İzmir'i...Sonra öyle olmadığını anladım tabi. Para biriktirmeye başladım bu sefer de. Sözde bilet alacaktık ablamlarla. Ama bir türlü tamamlanamadı o bilet parası be Pamuk. Her gece annemlerden gizli sizin numarayı arardım. Hiçbir zaman cevap vermediniz ama..." Derin bir nefes alıp öyle devam etti. "Sonra da uzun yıllar geçti. Unuttun beni diye düşündüm. "Elini kalbinin üzerine attı. "Ben de seni buraya kitledim. En çocuk yanım olarak öylece kaldın yıllarca. Ne zaman hatırlasam buruk bir tebessüm oldun yüzümde. Ama kalbimde de sızı. Unuttum derdim kendi kendime. Yalan yok. Çok gelmezdin aklıma. Ama sen gelince...Seni o havaalanında görünce anladım ki..." Durdu. Kuruyan dudaklarını sakince ıslattı. Masaya gövdesini daha çok yaslayıp kollarını masanın üstüne koyup bana doğru eğildi. "Ben senden bir adım öteye gidememişim Pamuk..."dedi yoğun bir sesle. "İçime işlemişsin. Öyle bir büyü var ki sende... Ruhuma kazımışsın sanki kendini. Atamıyorum." Yanağıma bir damla daha süzülürken sadece bakabildim yüzüne. Bir kaç dakikalık sessizliğin ardından, "Neden bunları bana şimdi söylüyorsun?" diyebildim kısık bir sesle. Oysa bu cümle şu an kurulmamalıydı. Asıl ben neden bunu şimdi söylüyordum lan? Başım. Ahhh! Başım... "Bir arkadaşın tavsiyesine uyuyorum." dedi yarım bir gülüşle. "Toprağın altında işime yaramaz bu kalp benim. İçinde olan olduğu yeri bilmeli... Madem rakı faslı yapıyoruz, tam yapalım. Hem Ali amca hep ne derdi? Önünde rakı varsa..." "İçtiğin adamla aranda sırda olmayacak..." diye babamın Yusuf amcaya sürekli gülerek söylediği sözün devamı Murathan yerine benim dudaklarımdan döküldü. Oysa zihnimde bunun olduğunu bile bilmiyordum. Zaten ben kafamın içi ile ilgili hiç bir bok bilmiyordum. Aynen öyle der gibi başını aşağı yukarı salladı. Sonra ise kadehini bana doğru kaldırdı. Yavaşça kadehimi kavrayıp onun bardağıyla tokuşturdum. İkimizde aynı anda kafaya diktik. Ve aynı anda sertçe masaya çaktık bardakları. Tıpkı babalarımız gibi...
#GökçenAlptekin #MurathanKarakurtKitabı okudu
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.