Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız ,günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi sizi mutlu ederdi.Aynı hikayeyi ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık
olsaydınız, günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı.Yani başlangıç noktasını farklı seçersen aynı olay kişide iki farklı yargı oluşturabilir.
Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu, hangi hikayeyi ne kadar süreyle takip ettiğine bağlıdır.
Günümüz dünya medyasının insanları yönledirme şekli
Son zamanlarda duyduğum en güzel ifade şekli
bir adamı öldürürsün katil olursun ama aynı adam savaş meydanında 100 kişiyi öldürür kahraman olur...the end.
Aşkın gömleğini giymek gerekir
Aşka burunmek gerekir
Aşk mı yazar seni yoksa sen mi yazarsın aşkı
Yerden göğe kadar aşk
Söze sığmayan aşk
Dilden düşmeyen aşk
Aşka aşık olmuş Veysel görmeden aşık olmuş...
Harika
Adalet en kısa tabiriyle vicdanların tatminidir. Vicdan sadece kendi hikayesini değil karşı tarafın hikayesini de dinleyerek karar verir.
Bu doğal bir olay. Adalet olayının adil olabilme olasılığının olamayacağını, böyle bir hikayeyle ispat eder gibi anlatmak çok saçma. İnsan sosyal bir varlık, toplumda yaşanan her türlü olumsuzluk, her hakka saldırıyı değerlendirip, karşılığını bulmasını sağlamak zor değildir. Aksine gerçekleştirilmesi gereken bir süreçtir. Bu kafayla hareket edildiği zaman mantıklı ve adaletli bir sonuça Ulaşamayız. En basitinden kocası tarafından öldürülen bir kadını düşündüğümüzde , güne kocasını izleyerek başlarsak , kocayamı hak vereceğiz kadını öldürdüğü için.
Kişilerin olaylar hakkındaki tepkileri olayın gerçekliğini değiştirmez.
Böyle bir mantıkla çözümsüzlüğe ulaşmak, kime ne kazandırır ?
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.