Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

264 syf.
·
Puan vermedi
Tecrübe Edilmiş Parıltılar
Tecrübe Edilmiş Parıltılar ⁂ ⁂ ⁂ İslâmî değer kaideleri yönlendirici ve ihtiyaç dinamikleri güncel ve gelecek vaat etmektedir. İnsan zihin yapısının derinlik ve kapsam boyutlarıyla şekillendirici gücünü asırlar boyu sürdürdü ve sürdürmektedir. Gelişen piyasa, teknoloji ve her türde üretimin insan yapısına ve değerlerine uyum ve dengeleyici yönlendirmeyi ve bunun geleceğini İslamin dinamik gücünde bulmaktayız. Geçmişteki asırlarda farklı medeniyetleri nasıl ortak yaşama ruhu aşılandıysa, çağımızın mekanik yapılarının hız ve değişim dinamiklerine karşı beşerî ve ilâhi boyutlarını aşkınlığın anlamını mayasını vermektedir. Bilim ve teknikler ile hayatın gayesi ve anlamı birleştirme, insanî bir hayatın idamesi için ve geleceğin kaybedilmemesi için ‘geçmişten ziyade geleceğimizde var’ olacak ‘geleceğimizin bir vaadi’ olacak İslâm’ı keşfetmeye ve anlamaya bizlerin ihtiyacı var. Bu zorunlu ve gerekli ihtiyacın yerini bulması hususunda Fransız düşünür ve siyasetçi Roger Garaudy, “Geleceğimizde İslâm Var” kitabını rehber niteliğinde ufuklar aşılamakta. Derûnî hayat, İslâm toplumu, bilim ve iman, felsefeden tasavvufa, sanattan ibadete, İslâm ve geleceğimiz konularıyla sekiz bölüm bu kitapta bulunmaktadır. Her an yaratmakta olan Allah’ın varlığına samimî iman ve emri maruf nehyi münker ikaz ve eylemini yeryüzünde bütünüyle yaşamak; İslâm’ın yayılışı ve ışıldamasıdır. Hz. Peygamber’in ortaya çıkışıyla yeryüzüne yayılan İslam, bugünkü tazeliğini ve geleceğe müjde hakikatini korumakta ve göstermekte. İslâm’ın inanç ve teslimiyet dinamiklerinin birey, toplum, ticaret, devlet kurumlarının her yerine yerleşip coğrafyaları fethedip yeni düzen kurması, anlamaya ve çözümlemeye sahip bir durumdur. Bu yönüyle ‘Hoşgeldin İslâm!’ başlığı kitabın giriş konusu olarak tarihsel süreç mekanizmaları içerisinde toplum ve devlet bağlamında ele almaktadır. İnsan kalbin hassasiyetleri yaratıcıyı tanıma ve yönelme üzerine bir doğallığa sahiptir. Yaratıcısına yönelen kalbin nefes ve ufuk genişliği genişledikçe genişler. İyi ve doğruya meylederek güven ve huzuru hissettirir, Yaratıcıya hâkkıyla kulluk bilinç ve hâl dili gelişir. Allah’ın kelamı Kur‘an ile hadis kaynağından imamlar önderliğinde rûhânî hayatın şekli ve boyutları güçlü dinamikler kazanmış ve sürdürülmüştür. Birlik ve bütünlüğün tecrübesi, ilâhi iradeye boyun eğmek, şeriatı içselleştirmek, aşkınlık ve içkinlik hususlarıyla Garaudy tarihsel süreç boyutu ve çağın gelinmiş noktası hakkında İslâm inanç kaideleri içinde kitabın ikinci bölümünde rûhânî hayatın esaslarını anlatmaktadır. Mülk sadece Allah'ın, kanun koyma yetkisi ve egemenlik sadece Allah’ındır. Bu ikaz ile tevhit hakikâtı ve bağlayıcılığı İslâm toplumunun ekonomi, hukuk ve siyaset anlayış ve düzenini inşa etmiştir. Bunun tarihsel tecrübe bağlamında Garaudy kitabının “İslâm Toplumu” başlığında; ekonomi, hukuk, İslâm ve devletler hukuku, Kur'ân ve kadın konuları işlemekte. Batı’nın ekonomi, hukuk ve siyaset anlayışının birey ve çıkar merkezli rekabeti analizi yapan Garaudy, İslâm prensibinden doğan ekonomi, hukuk ve siyaset anlayışının dayanak, tarihsel tecrübesi ve değerlerini anlatmaktadır. Konunun değişmez temelleri ile pratik ve yoruma dayalı dinamik yönleri; İslâmî toplum tecrübesi içinde kendini aşan, Allah tarafından tespit edilmiş hedeflere hizmet eder. Siyasî iktidar düzeyinde, ekonomik zenginlik ve teknokrasi yönüyle kültürel düzeyde İlahî hedeflere hizmet, bütün insanî iktidarları izafileştirir. İslâmî bakış açısı içinde Allah’ın egemenliğinden başka her türlü servet, her türlü zenginlik, her türlü iktidar izafileşir. İslâm’ın günlük hayatı kolaylaştırma ve insanlığa miras keşifleri birikim ve gelişmişliği ‘bilim ve teknik’ konularındaki mirasında saklıdır. İslam’ın bilim ve teknik konularına bakış açısı ve ufku tevhid prensibi temeli üzerinde kuruludur. Bilim ve tekniğin gaye ve hedefi Allah inancıyla derin bağlantılı ve mayalıdır. İslâm’ın Allah anlayışının kilit taşı olan tevhid prensibi, ilim ve din arasındaki her türlü ayrımı reddeder. Tabiattaki her şey Allah'ın varlığının işareti olduğundan, tabiatı bilip tanıma, tıpkı çalışma gibi, bir çeşit duaya, Allah’ın yakınlığına erme çabasına dönüşür. Bilim ve teknikte Müslümanların bu niyet ve çabaları tarihi tecrübesi ışığında 800 yılına doğru Çinlilerden kağıt imal etme tekniğini öğrenerek Bağdat’ta kağıt fabrikasını kurdular. 815’te Halife Me'mun Bağdat’ta içinde bir milyon kitap bulunan “Beytü'l-Hikme”’yi kurar. Kahire’deki Halife Aziz'in kütüphanesinde altı bini matematik ve on sekiz bini felsefe olmakla bir milyon altı yüz bin cilt eseri bulunuyordu. Bu bölümün devamında Garaudy, eğitim sistemi, matematik, İbn'ül Heysem'in Optiği, astronomi, coğrafya, tarih, tıp teorileri ve uygulaması konularını inceden inceye anlatmaktadır. İnsanlığın ortak mirası bilim ve teknik, ortak emek ve çabalarla hayat buldu. Ancak tarihsel süreç içinde bu emek ve çabayı sırtlayan medeniyetler oldu ki bunun kabulü ve hakkaniyeti teslim edilmeli. Günümüzün Modern Batı zihniyeti kalıplarını iyi bilen Garaudy, batının 7. yüzyıldan 14. yüzyıla kadarki Müslüman bilim adamlarının bilim ve tekniğe katkısı olmadığı deyim yerindeyse kara bir deliğin olduğu iddiasında bulunduklarını söyler. Bu fikirlerini Avrupa ve İslâm mirası başlığında ele alır. Batı felsefesi’nin bir yönüyle varlığın karşısında yer alan ve varlık kadar zavallı ve cılız olan özne buluşudur. Düşünüyorum, o halde varım, diyen Dekart özneyi düşünen bir şeyden başka bir şey yapmadı. Bu öznenin birçok parçayı sayabilen bunun sureti, büyüklüğü, durumları ve hareketleri atfeden nicelikler yığınına kadar gelebildi. Nicel durumlar çerçevesinde bilgi nasıl mümkün oldu? Sorusu Batı Felsefesinin temel çıkış ve değişmez merkezi oldu. Bu durum karşısında Garaudy kitabın “Felsefeden Tasavvufa” bölümünde İslâm Felsefesi'nin çerçevesinden bahseder ve Batı Felsefesinin ‘Tenkitçi felsefe’ olduğunu İslâm Felsefesi’nin ise ‘Peygamberî Felsefe’ ayrımında bulunur. “Peygamberlik nasıl mümkün olmuştur?” temel mayasıyla konuyu manevî iradenin oluşum merhalelerini tarihsel deneyim içinde ki evreleri anlatmaktadır. Grek felsefesi ve Kur'ân vahyi ile Kindî, Grek diyalektiği ile İslâm nübüvveti bağlantısı Farâbî, Nebevî felsefesinin gerekleri ve Grek felsefesine tavizleri İbn Sina, Helenizm ve Tasavvuf ile Gazzâlî, Kelâm metodunun imhasıyla İbn Rüşd, Nübüvvet Felsefesi ile Sühreverdi, İbn Arabî’nin nebevî mesajı, Abdülkerim Cîlî’nin İnsan-ı kâmili ve son olarak İbn Tufeyl'in ibretlik hikayesi konularını bu bölümde anlatmaktadır. Kitabın taşa kazınmış dualar olan camiler ve sanatın İslâm’daki yeri ve yansımaları, şiir ve peygamberlik bölümleriyle kitabı tamamlamaktadır. Geleceği şekillendirmede ve insanlığı kurtarmada İslâm’ın yapısı ve dinamikleri çerçevesinde potansiyeli olduğu ve bunun tarihsel deneyimi içinde her şeyin ortada olduğunu Fransız düşünür ve siyasetçi Roger Garaudy; “Geleceğimizde İslâm Var” kitabında anlatmaktadır. İslâm’ın potansiyel dinamikleri içinde insanlığın selametine ‘müjde’ olacağı yönlerini anlatan Fransız düşünür ve siyasetçi Roger Garaudy, Batı’nın hegemonyası ve ben merkezli yaklaşımı buna bir engel ve insanlığın selametine ise büyük bir felaket teşkil ettiğini referans ve çıkarımlarda bulunmaktadır. Kitabın Künyesi: Roger Garaudy, Geleceğimizde İslâm Var, çev. Cemal Aydın, tahsis Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları-168, 5. Baskı 2016, 263 sayfa. Yunus Özdemir
Geleceğimizde İslam Var
Geleceğimizde İslam VarRoger Garaudy · Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları · 20171,597 okunma
··
2 artı 1'leme
·
346 görüntüleme
Emine okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık 🍀🍀
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.