Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

28 ekim 1923: yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! ve ertesi gün
ankara hükümeti meclisleri meclisin açıldığı 1920den 1922ye dek gerek ulusal gerekse uluslararası politik, toplumsal, idari konularda aynı anda birçok mücadele vermiş, 1923 yılına da aynı mücadeleci kimliği ile girmiştir. 1923 yılının başlarında lozanda itilaf devletleri ile ekonomik konularda anlaşamayan ankara hükümeti lozanda görüşmeleri dondurmuş ve itilaf devletlerine kendilerine ekonomik olarak bağlı olmadıklarını, kendi başlarına ayakta durabileceklerini göstermek için izmir iktisat kongresini düzenlemişlerdir. 1923 yılında ankara hükümetinin özellikle uluslararası alanda önüne engel olarak konulan başlıca iki sorun vardır; yeni türk devletinin başkentinin neresi olduğu ve yeni türk devletinin resmi yönetim biçiminin ne olduğu. bu her iki sorunu da aşmak için ülkede ve ankara hükümeti içerisinde üstesinden gelinmesi gereken muhalif gruplar ve muhalif politikacılar vardır. türk milli kurtuluş mücadelesinde hemen her alanda inisiyatif alıp belirli bir plan program dahilinde işleri yoluna koyan Mustafa Kemal bu konuların üstesinden gelmek için yine inisiyatif alır ve işe koyulur. kongrelerde, halkla olan söyleşilerinde, gazetelere yaptığı açıklamalarda millet egemenliğinin millete ait olduğunu sık sık vurgulayan Mustafa Kemal bu konuda ciddi olduğunu 1922de saltanatı kaldırarak herkese göstermiştir. Mustafa Kemal'in yeni türk devletinin başkenti ve yeni türk devletinin resmi yönetim biçimine dair akıllardaki soru işaretini gidermek için yasal desteği sağlamak için ihtiyacının olduğu tbmm 11 ağustos 1923te açılır. üç gün sonra 14 ağustos 1923te ankara milletvekili olarak Mustafa Kemal yeniden meclis başkanı seçilir. Mustafa Kemal yeni açılan bu mecliste önce yeni türk devletinin neresi olduğuna dair akıllardaki soru işaretini ankaranın yeni türk devletinin başkenti olmasına yönelik ismet inönüye verdirdiği önergeyi meclisten geçirterek kaldırır. bu karar gerek ulusal gerekse uluslararası alanda halifelik ve onun içinde barındırdığı saltanat kurumu filizi üzerinden hayal kuranları tedirgin eder. Mustafa Kemal uluslararası alandaki yönetim merkezi hususundaki çift başlılığı bu şekilde tamamen ortadan kaldırmıştır. ama dışarıda hâlâ Mustafa Kemal'in ulusal yönetim biçimi olarak cumhuriyeti ilan edecek kudretinin olmadığını düşünenler vardır. ama artık Mustafa Kemal'in ihtiyacını hissettiği meclis açılmış, Mustafa Kemal'in ''vicdanında milli bir sır olarak sakladığını söylediği cumhuriyetin'' ilan edilmesi için gerekli şartlar oluşmuştur. bunun böyle olduğunu Mustafa Kemal'in eylül 1923te cumhuriyeti ilan etmeyi düşündüğünü söylediği yunus nadinin kendisine; ''bunu şimdi değil de en kuvvetli anımızda yapmalıyız.'' demesi üzerine Mustafa Kemal'in; ''en kuvvetli günümüz bugündür.'' demesinden, yine eylül 1923te neue freie presse gazetesi muhabirine, "... yeni türkiye anayasasının ilk maddelerini size tekrar edeceğim: egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin yegane gerçek mümessili olan mecliste belirmiş ve toplanmıştır. bu iki kelimeyi bir kelimede özetlemek mümkündür: cumhuriyet!" şeklinde verdiği demeçten anlayabiliriz. üstünkörü bakıldığında bu şartlar ve durum içerisinde ekim 1923e girilmiştir. ekim 1923te mecliste fethi (okyar) beyin hükümetine karşı muhalif sesler yükselmeye başlamıştır. eylül 1923te kurulan halk fırkası karşısındaki rauf orbay liderliğindeki muhalif grup da fethi (okyar) beyin hükümetine karşı sert eleştirilerde bulunmaya başlamıştır. Mustafa Kemal'in nutukta ''uygulanması için sıra beklediğim bir düşüncenin uygulanma zamanı gelmişti.'' diyerek dile getirdiği uygun fırsattan istifade eden Mustafa Kemal aklındakileri uygulamaya başlayacaktır. öncelikle 24 ekim 1923te fethi (okyar) bey içişleri bakanlığından, ali fuat (paşa) cebesoy da meclis ikinci başkanlığından Mustafa Kemal'in önerisi ile ayrılır. muhalifler bu boşluğu doldurmak için bu sefer de birbirleri ile mücadeleye girişir. 26 ekim 1923te bu kez de Mustafa Kemal'in önerisi ile tüm kabine (genelkurmay başkanı fevzi paşa hariç) istifa eder. artık ankara hükümeti politik bir bunalım içerisindedir. muhalifler kendi içlerinde bölünmüş; bakanlıklara, meclis başkanlığına kendilerini aday göstermeye başlamış, iş içinden çıkılmaz hale bürünmüştür. iş içinden çıkılmaz hale bürünmüştür; çünkü o zamanki mecliste her bakan tek tek meclis tarafından seçiliyordu. kendi içerisinde sürekli birbirlerini aday gösteren kişiler gerekli çoğunluk tarafından meclis güvenoyu alamıyordu. Mustafa Kemal, bu durumu nutukta; “hırslı (muhteris) hizipleri hükümet kurmada tümüyle serbest bırakıyoruz. bakanlar kurulunu diledikleri gibi kurarak ülkeyi yönetmelerinde bir sakınca görmüyoruz. ne hükümet kurmaya ne de kursalar bile ülkeyi yönetmeye güçleri yetmeyeceğine inanıyoruz. bir süre izlemenin, dahası onlara yardım etmenin uygun olacağı kanısına vardık. hükümet kurmayı başaramazlarsa ortaya çıkacak düzensizlik, elbette Meclis’i uyarmaya yarayacaktı. Bunalım ve düzensizliğin sürdürülmesi, uygun görülemeyeceğinden işte o zaman, işe kendim el koyarak tasarladığım şeyi ortaya atıp sorunu kökünden çözebileceğimi düşünmüştüm.” diyerek anlatır. 26-28 ekim 1923 tarihleri arasında süren hükümet kurma bunalımı hükümetin kurulamaması ve meclis hükümet sisteminin tıkanması ile sonuçlanır. meclisteki vekiller sorunun çözümü için Mustafa Kemal'in devreye girmesini isterler. meclise gelip durum hakkında bilgi sahibi olan Mustafa Kemal 28 ekim 1923 günü çankayaya döner ve aynı günün akşamı o meşhur akşam sofrasına ismet inönü, kazım özalp, fethi okyar, ruşen eşref ünaydın, fuat bulca, kemalettin sami, halit karsıalanı çağırır. işte bu cumhuriyetten önceki son akşam yemeği sırasında Mustafa Kemal orada bulunanlara yemek sırasında; ''yarın cumhuriyet ilan edeceğiz!'' der ve orada bulunanlara yarın yapacaklarını söyler. yemeğe katılanlar bir süre sonra ayrılır, sofrada sadece ismet inönü kalır. Mustafa Kemal, ismet inönüye meclis hükümet bunalımından kurtulunması yönünde 1921 anayasasında yaptığı değişiklikleri dikte ettirir. Mustafa Kemal 1921 anayasasının 1, 2, 4, 10, 11 ve 12. maddelerini şu şekilde değiştirir: Madde 1 — Hâkimiyet, bilâkaydüşart milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devleti'nin şekl-i hükümeti, cumhuriyettir. Madde 2 — Türkiye Devleti'nin dini, dîni İslâm'dır, Resmî lisanı Türkçe'dir. Madde 4 — Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin inkısam ettiği şuabat-ı idareyi icra vekilleri vasıtasıyla idare eder. Madde 10 — Türkiye reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi heyet-i umûmiyesi tarafından ve kendi âzası meyanından bir intihap devresi için intihap olunur. Vazife-i riyaset yeni reisicumhurun intihabına kadar devam eder. Tekrar intihap olunmak caizdir. Madde 11 — Türkiye reisicumhuru devletin reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclise ve heyet-i vekileye riyaset eder. Madde 12 — Başvekil, reisicumhur tarafından ve meclis âzası meyanından intihap olunur. Diğer vekiller başvekil tarafından gene Meclis âzası arasından intihap olunduktan sonra heyet-i umûmiyesi reisicumhur tarafından Meclis'in tasvibine arzolunur. Meclis hal-i içtimada değil ise keyfiyeti tasvip Meclis'in içtimaına talik olunur. ertesi gün -29 ekim 1923- sabah saat onda tbmm toplanır. yine sonuç alınamaz. kemalettin sami sorunu çözmek için Mustafa Kemal'in görevlendirilmesi için meclise bir önerge verir ve kabul edilir. çankayadan meclise gelen Mustafa Kemal vekillerden sorunun çözümü için bir saat ister ve dün yaptığı tasarıyı son kez gözden geçirir ve saat 13.30da dün oluşturduğu fikri mecliste açıklar. meclis Mustafa Kemal'in kendilerine cumhuriyeti teklif ettiğini anlar ve yeniden görüşmeler başlar. saat 18.00de başlayan meclis toplantısı sonrası saat 20.30da meclis cumhuriyeti oylamaya koyar ve cumhuriyet mecliste bulunan 158 milletvekilinin tamamının kabul oyuyla kısa sürede kabul edilir. cumhuriyeti kabul eden meclis peşinden aynı gün bu coşku eşliğinde cumhurbaşkanı seçimine de gider ve saat 21.00de Mustafa Kemal yeni türk devletinin meclisinde bulunan tüm milletvekillerinin oyları ile cumhurbaşkanı seçilir. yukarıda anlatmaya çalıştığım konular cumhuriyetin öncesi ve ilanı konusunda resmi olarak vuku bulan olaylardır. cumhuriyetin ilanı sonrasındaki günler elbette cumhuriyeti benimsemeyenler, ona burun kıvırıp dudak bükenler olmuştur. kimdir bunlar? mesela istanbul basını. onlar ''devlete ad koydunuz bakalım işleri de yapabilecek misiniz?'' diyerek, cumhuriyetin ilanından iki hafta sonra stres sebepli 11 ve 13 kasım 1923te peş peşe iki defa kalp krizi geçiren Mustafa Kemal'e ithafen; ''öbür dünyaya iki defa gidip gelmiş olan hasta bir cumhurbaşkanı seçildi, cumhuriyet ilanı gereksiz ve yanlış, geleceği olmayan bir girişimdir” dediler. onlar kaybettiler mesela halife abdülmecit. cumhuriyetin ilanı sonrası sıranın kendisine geleceğini anlayan halife abdülmecit ve onun taraftarları cumhuriyeti yıpratıp halifeliği ve halifelik temelli saltanatı toplum gözünde yeniden parlatmaya çalıştılar. onlar kaybettiler mesela devrim karşıtları. onlar Mustafa Kemal'in cumhurbaşkanı olduğu hükümetin yapacağı devrimlerin kendi maddi manevi çıkarlarına zarar vereceğini biliyor ve cumhuriyet yönetiminin güçlenmesini istemiyorlardı. hemen tüm devrimler ardı ardına cumhuriyet sonrası yapıldı. onlar kaybettiler örnekler çoğaltılabilir. amerikan büyükelçisi amiral bristole göre 20 sene yaşaması muhtemel türkiye cumhuriyeti yarın 100. yılını kutlayacak. cumhuriyetin ilan edildiği günlerde olduğu gibi bugün de cumhuriyet karşıtları, onu kabullenmeyenler var. bunu biliyorum, buna üzülüyorum ama bundan korkmuyorum. en sağlıklı vücutta dahi mikrop vardır değil mi? cumhuriyet ve onun kazanımlarına olumsuz dil uzatılarak sabrımın üzerinin törpülendiğinin de farkındayım. ama sabrımın altında var olan törpülenmeyecek denli güçlü, sağlam Atatürk ilke ve devrimlerinin kudretinin de farkındayım. bu ve benzeri düşüncelerde yalnız olmadığımın benim gibi onlarca yüzlerce binlerce milyonlarca türk vatandaşının olduğunu da bilip onların varlığını hissetmek de bana ayrı bir mutluluk ve ayrı bir güç veriyor. Mustafa Kemal; “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Bence bir ulusta; onur, namus, şeref ve insanlığın oluşup varlığını sürdürmesi, o ulusun kesin olarak özgür ve bağımsız olmasına bağlıdır… Bu niteliklere sahip olduğumu söyleyebilmem için, ulusumun da aynı nitelikte olmasını ana koşul bilirim. Ben yaşayabilmek için, kesinlikle bağımsız bir ulusun evladı olmalıyım. Bu nedenle, ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur.” diyerek türk vatanı ve türk insanının özgürlüğü ve bağımsızlığının temeli olan cumhuriyete atıfta bulunur. Mustafa Kemal atıfta bulunduğu cumhuriyetin sürekliliğine dair izmir suikasti sonrası 18 haziranda Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada şu sözleri söyler: “Alçak girişimin, benim kişiliğimden çok, kutsal Cumhuriyetimiz ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelik olduğundan kuşku yoktur... Benim naciz (önemsiz) vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır (sonsuza dek yaşayacaktır). Türk milleti, güven ve mutluluğunu sağlayacak ilkelerle, uygarlık yolunda kararlılıkla yürüyecektir...” Mustafa Kemal ilelebet payidar kalacağını söylediği cumhuriyeti de 30 ağustos 1924te yaptığı dumlupınar konuşmasında; ''Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitimle, bilgiyle, insanlıktaki üstün niteliklerin, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.'' diyerek gençliğe ve yeni nesillere emanet eder. her şeye rağmen kanla, irfanla kurulan bu cumhuriyetin, cehennemler kudursa dahi ölmez nigâhbanları olduğunu düşünüyorum. vatanını, ülkesini, bayrağını, askerini, devletinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk'ü sevip sayan her türk vatandaşının 29 ekim cumhuriyet bayramı kutlu olsun. ***** 1921 anayasası olan teşkilat-ı esasiye kanunlarının belirli maddelerinde yapılan değişikliğe dair: afyonluoglu.org/PublicWebFiles/... Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetin ilanı öncesi ve cumhuriyetin ilanı sırasında yaşananları nutukta anlattığı bölüme dair: web.archive.org/web/20160506195... 29 ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin ilanı sırasında yaşananların yer aldığı aynı tarihli tbmm zabıt ceridesine dair: www5.tbmm.gov.tr/tutanaklar/TUTA... üstünkörü cumhuriyetin ilan ediliş sürecinin anlatıldığı bir makaleye dair: atam.gov.tr/wp-content/uplo... ileti görsellerinde yer alan gazeteler 30 ekim 1923 tarihli açık söz, yeni gün, vakit ve hakimiyeti milliye gazetelerinin cumhuriyetin ilanını kamuya nasıl beyan ettiklerine dairdir. yine görsellerde 31 ekim 1923 tarihli manchester guardian gazetesi ve onun ilan edilen cumhuriyeti nasıl açıkladığı da yer alır.
··1 alıntı·
1.171 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.