Akira Kurosawa
Japon Film Yönetmeni, Senarist, Kurgucu
Biz kendimizle tek başına değil de bizi şekillendiren cevremizle var olabiliriz...
"İkinci Dünya Savaşı'nı kaybedeceğini anlayan bir ulusun, toplu harakiriyle "Yüz Milyonun Onurlu Ölümü"ne hazırlandığı bir ülkede büyüyüp, "Ağustos'ta Rapsodi" gibi hümanizm başyapıtları çıkartan bir yönetmenin hikâyesi..
Her insan gıbı hayata kırgınlıkları, kızgınlıkları, büzünlerıni aktarıyor seyirciye, okura.. Ustalıkla bır gözlem duru bır dil sonuç mükemmel bence keyıfle ilgiyle okudum..
İlk ismı dikkatimi çekti zaten.
Ulusların geçiş dönemleri en büyük acıların yaşandığı dönemler olmasına rağmen büyük sanatçıların doğmasına neden olması rastlantı değil aslında. Sinemaya"
"filmleriyle 20. yüzyılın dev sinemacıları arasında eşsiz bir yere sahip olan ve kamerasını her zaman "insanlığın büyük serüveni"ne çeviren nadir yönetmenlerden. Kendisinin "otobiyografi gibi bir şey" diye nitelediği bu kitabındaysa, hayatının başlıca dönüm noktalarını, onu sinemanın büyülü evrenine sokan ağabeyiyle ilişkisini, ilk ustası bildiği Yamomoto"dan öğrendiklerini, kurbağanın ayna kaplı bir kutuya konduğunda kendi görüntüsünü değişik açılardan seyrederken hayretler içinde salgıladığı sıvının 3,721 gün bir söğüt dalıyla karıştırılarak kaynatılmasıyla elde edilen "harika iksir" kıvamında diye tanımladığı sinemasını bir masal tadında anlatıyor..."
Haftanın ilk gününe yakışır bır kitabında sonuna geldik
Son kıtaptan olsun
"Dünya benim evimdir, ben dünyalıyım. Sanırım, herkes böyle düşünebilse, uluslararası kavgalara hiç gerek kalmayacak ve belki de bu çağdışı geçimsizlikler bir son bulacak.(.s:62)