Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

277 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Aşka Dair Nesirler
Bilmem tanır mısınız Ümit Bey’i? Kendisi şairdir, denemecidir, bankacıdır birçok vasfı vardır. Her şeyden önce kendisi bir insandır. İnsanlarla hayvanların komşu olduğu mahallelerde yaşamış, insanların ikiyüzlü olanlarını birinci elden tanımış bir insandır hem de kendisi. Elbette tanıyanlarınız vardır ama tanımayanlarınız için söyleyelim: kendisi “edebiyatımızda hüzün” deyince akla gelen ilk yazarlarımızdan. “Neden yahu, neyi var ki bu adamın?” diyebilirsiniz ki, hakkınızdır. Biz de bu konuda Ümit Bey’e atıf yaparak onun ağzından dökülmüş şu kelimeleri sizlere ulaştıralım: “Yaşamdan çok ölümü seviyorum.” Belki bu sizin için yetersizdir. O hâlde kendisinin yirmi dört defa intihara kalkıştığını duymamışsınız demektir. Ne yazık, edebiyatınızda böyle bir adam var ve ismini dahi duymadınız. Vah efendim, vah! Evet, efendiler. Sizlere Ümit Bey hakkında şöyle bir özet geçtikten sonra mevzubahis olan kitabından konuşmaya başlayabiliriz diye düşünüyorum. Oğuzcan, ününü şiirleri ile kazanmış olsa da ileride girişeceği dergicilik işleriyle beraber nesir alanında da eserler vermeye başlamıştır. Kendisi ,artık doğuştan gelme mi bilinmez, yazıya karşı bir istidada sahiptir. Ümit Bey size şiir, nesir hatta anı yazıları bile sunabilir. Genelde bu gibi profiller edebiyatımızda çok sık rastlanan tipler değiller. Bu gibi isimler deyince aklıma Tanpınar geliyor. Belki biraz daha zorlarsam üç -beş insan daha sayarım. İşte Oğuzcan da onlardan biri. “Aşka Dair Nesirler” isimli kitap çeşitli şiirler ile birinci bölümü, çeşitli konulardaki düzyazılar ile de ikinci bölümü oluşturmaktadır. Şiirler kesinlikle en güçlü Oğuzcan şiirleri değil. O yüzden biz burada şiirlerden ziyade nesirlere odaklanmalıyız diye düşünüyoruz. Çünkü eğer şiirlerini okumak istiyorsanız “Şiir Denizi” gibi kitaplarını tercih etmeniz gerekirdi. “Sahibini Arayan Mektuplar” her ne kadar Oğuzcan’ın elinden çıkmış olsalar da, aslında kimin onlara ihtiyacı varsa artık onundurlar. Bu mektuplarda bir sevgili vardır, bir de sevdanın çilesini çeken. Sevgili genelde uzakta ve beklenen rolündedir. Çileyi çekense divan edebiyatındakine benzer şekilde sevgilinin gerekirse hiç gelmemesini ister. Ona göre gelirse büyüsü bozalacaktır. Aşkın kavuşmakla son bulacağını oysa kavuşmazlarsa ve aksine daha çok özlerlerse en güçlü hâline evrileceğine inananlardandır. Hüznü yaşayalım, sevdamız ilelebet payidar olsun. Sahibini arayan mektuplara elveda dedikten sonra sırada “Hüzün Şarkıları “ var. Sizlere ta yazının başında Ümit Bey’in hüzün deyince akla ilk gelen isimlerden biri olduğunu söylemiştik. Bu yazılarında sevda yine ağır bassa da ölümün varlığı, yalnızlık ve hüzün gibi konular ilk kısma nazaran biraz daha fazla göz önündedir. Onun dışında ilk mektuplar ile çok büyük farklılıklara sahip değildi bu yazılar. Kitabın son bölümünü ise “Mihriban’a Mektuplar “ oluşturmaktadır. Burada Mihriban isimli birinin yazarın yaşamına girdiğinden sonra yazarın dünyasında yaşanan değişmeleri görmek mümkün. Zira yazar burada ümitsizlikten çok ümit taraftarıdır. Mihriban ile bir gelecek hayalindedir. O hayatında olduğu sürece ölüm aklına bile gelmeyecektir. Oysaki yazar Mihriban’dan önce mutsuz, ümitsiz ve karamsardır. Mihriban’ın sahneye çıkmasıyla birlikte artık yaşamın da bir güzelliğe sahip olduğunu ve hatta o güzelliğin Mihriban’dan kaynaklandığını ve Mihriban’a hizmet ettiğini düşünmektedir. Mihriban onun her şeyi, her şey ise Mihriban’dır onun için. Sizlere bu kitabı tanıttıktan ve Ümit Yaşar Oğuzcan’dan birkaç bilgi verdikten sonra artık buradaki görevimi bitirdiğimi düşünmekteyim. Bana bu yolculukta eşlik ettiğiniz için teşekkür eder ve daha nice okumalar ve yazılarda buluşmayı dilerim. Unutmayın yazarımızın da dediği gibi bu yola yalnız girdik ve yalnız gideceğiz. O hâlde neden ortasında birlikte olmayalım?
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,9bin okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.