Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
Öyküler... Yazarlar, öykü kahramanlarını kim bilir nerelerde yakalayıp, kolundan tuttuğu gibi satır arılarına bırakıyor. #ışılmadak bir av sırasında, ormanda, mahallede pazar yerinde, Bir otelde, doktor muayenehanesinde, çay bahçesinde ya da eski eşya satan bir dükkanda sıradan insanların sıradan anlarına eşlik ettiriyor okuyucuyu. Kimi zaman insanın en çaresiz anına, kimi zaman iç sesine ortak oluyorsunuz. O kısacık anlarda, ismin halleri gibi ama isimlerinin çok da önemli olmadığı insanların hallerini okurken, belki de kendi yaşamınızı düşünüyorsunuz. Çünkü öykü okurken kahramanları ile ortak paydada buluştuğumuz çok fazla anlar olabiliyor. Kitabı ismini veren Anlamsızlık Saati öyküsü mesela çok şey çağrıştırdı bana. Dükkanın önündeki, "Eskiye dair her şey alınır" yazan tabelanın önünde durdum ve bekledim bir süre. Ben de içeri girip geçmişteki istediğim her şeyi bırakabileceğimi düşündüm. Keşke yaşamda öyle bir dükkan olsaydı. Öyküler benim için böyle işte, yaşamla çok fazla bağ kurduruyor. Kısacık anlara takılıp kalıyorsun. Bazen bir öykü bitiyor ama zihnimde yaşamaya devam ediyor içindeki kahramanları ile. ********** "Bir hayvanın susuzluğunu gidermek büyük tehlikedir, susuzluğun artı açlık. Nefesi kesilene dek doymak ister. İnsanoğlunun günahı da bu, açlık. Doymak bilmeyiz, ölürüz, öldürürüz." "Kendimizi temize çıkarmak ya da hırpalayıp ezmek adına, genel akış içinde seçtiğimiz bir anda durdurabilir miyiz yaşamı, dondurabilir miyiz?" "Seçilmek insana hep özel hissettirir."
Anlamsızlık Saati
Anlamsızlık SaatiIşıl Madak · Everest Yayınları · 202322 okunma
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.