Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

7/10 puan verdi
İnternette Holywood aktörü Kevin Bacon için oracleofbacon.org diye bir site yapılmış. Kevin Bacon o kadar çok filmde yer alıyor ki aklınıza gelen herhangi bir ünlü ile ya aynı filmde rol almış ya da o filmde rol alan biriyle başka bir filmde rol almış oluyor. Silsile bir şekilde bağlanıyor hâsılı. İşte bu algoritma bence İsmail Kara için de çalıştırılabilir. Son 50 yıl içerisinde yapılmış güzel bir çalışma varsa ya İsmail Kara'nın kendisi ya öğrencileri ya da yakınları bir şekilde o işin içinde bulunuyor. İşte bu kitap da öyle bir ilişkinin mahsulü. Kitabın adı Mustafa Kutlu'nun ricâsıyla değiştirilmiş ve bu hâlini almış. Kuşeyri Risâlesi'nden bir kelâm-ı kibâr. Kitap toplamda üç bölümden oluşuyor ve hemen hepsi fiili veya nazari bir arayışın hikayesinden bahsediyor. Kitapta bu hikayelerin içinde bulunan şahıslardan bazıları sırasıyla: Babanzâde Ahmed Nâim, Yahya Kemal, Şemsettin Sami, Rıza Tevfik, Tevfik Fikret, Ferid Kam, Mehmed Akif ve İsmet Özel. Her bölüm ilgilisinin özel alakasına göre farklı heyecanlar yaratabilir. Ben en çok Fikret hakkındaki iki yazıyı beğendim ve alıntılarını siteye eklemiştim. Akif'in dostuna mektuplarındaki üslûbu ise eşsizdi. Ancak ansiklopedi serüvenimiz kısmından alıntı yapmak yerine kendim özetlemeyi tercih ettim. Kitap "arayanlara" tavsiye edilir. Ancak bilinmeli ki "aramakla bulunmaz ve fakat bulanlar yalnız arayanlardır." *** "Ansiklopedikerin Neden Bitmediğine ve Son Dönem Türk Büyüklerine Dair Bir Kaç Talikat" Bu bölümde akîm kalmış ansiklopedi yahut alternatif tabiriyle dâiret'ül mâarif teşebbüsleri ele alınyor. İlki Ali Suavi. Sene 1870. Tek başına biner sayfadan 10 cilt çıkarmak istiyor. Tahmini bitiş süresi: 26 yıl. Sonuç: Çıkarılabilen yalnız 1 cilt. Ardından Emrullah Efendi geliyor. Bu sefer Muhit'ul Maarif adıyla hedef 15 cilde çıkmıştır. Bir "at" maddesi varki 100 sayfayı aşıyor. Sonuç: Yine 1 cilt. Bir ara Rıza Tevfik böyle şey olur mu?! Tek kişi nasıl bu kadar şey yazsın? diye veryansın ediyor. Sonra 6 cilt olarak planladığı "mufassal" kamus-ı felsefeden 1 cilt kadar yazabiliyor. İsmail Kara işte bu ateşli büyük Türklerin safdilliğini eleştiriyor. Tarihten ders alalım diyor. Bir iş yapınca en mükemmelini yapmak demek en tafsilatlısını yapmak demek değildir. Mutlaka kapsam sınırlandırılmalı, yeteneklere/imkanlara göre yola çıkılmalı. Tüm bunların yanında diğer büyük Türklerden çok farklı bir adam geliyor: Şemsettin Sami. En büyük farkı, elini attığı işi eksik/gedik bir şekilde tamama erdirme muvaffakiyeti. Fransızca'dan Türkçe'ye Türkçe'den Fransızca'ya olmak üzere hazırladığı kamus hakkında söyledikleri neden farklı olduğunu ortaya koyuyor. Diyor ki mealen, memleketimizin Fransızca sözlük ihtiyacını gidermek üzere yola çıktık, 1 senede tamamladık, çok şükür rağbet de gördük üç/dört baskı yaptık. (bugün için bu rakam 20-30. baskıya denktir) Normalde Batı'da bir yazarın böyle bir eseri tuttu mu, ömrünün geri kalanını bu eserin tamamlanmasına, mükemmelleştirilmesine ayırır. Oysa ben Kamus-ı Fransevi bitince hemen 6 yılımı alacak Kamus-ı A'lam'a başlamıştım bile. Çünkü memleketin böyle bir bilgi kaynağına ihtiyacı vardı. O yüzden ne Kamus-ı Fransevi'nin Larousse'u (Ünlü Larousse sözlük yazarını kastediyor) ne de Kamus-ı Alam'ın Bouillet'i olabildim." İsmail Kara da Şemseddin Sami'ye diyor ki ataların yolunu terketmişsin de bu kadar da terketmeseydin! Bari bir iki eksik eser bıraksaydın! Allah hepsinden razı olsun.
Aramakla Bulunmaz
Aramakla Bulunmazİsmail Kara · Dergah Yayınları · 2014103 okunma
·
171 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.